Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın maluliyet oranı hususunda kendisini sınırladığı ve 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesi gereği hakimin (hakemin) taleple bağlı olduğu gözetilerek, davacıda oluşan maluliyet oranının tespiti için doğru yönetmeliğe göre rapor alınması; alınan raporda maluliyet oranı % 19 ya da altında çıktığı takdirde, karar sadece davalı tarafça temyiz edildiği için davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gereği yeniden hesaplama yapılmasının gerekli olmadığı dikkate alınıp, 11/09/2017 tarihli aktüer raporunun doğru biçimde belirlenen maluliyet oranına göre revize edilmesiyle belirlenecek tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve davacı talebi (maluliyet oranı bakımından) aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

    Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın maluliyet oranı hususunda kendisini sınırladığı ve 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesi gereği hakimin (hakemin) taleple bağlı olduğu gözetilerek, davacıda oluşan maluliyet oranının tespiti için doğru yönetmeliğe göre rapor alınması; alınan raporda maluliyet oranı % 19 ya da altında çıktığı takdirde, karar sadece davalı tarafça temyiz edildiği için davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gereği yeniden hesaplama yapılmasının gerekli olmadığı dikkate alınıp, 11/09/2017 tarihli aktüer raporunun doğru biçimde belirlenen maluliyet oranına göre revize edilmesiyle belirlenecek tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve davacı talebi (maluliyet oranı bakımından) aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

      Hakemin, görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, bu aşamada davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 no.lu bentte gösterilen nedenlerle davalının temyiz itirazının incelenmesine gerek olmadığına, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        verilmediği ancak buna rağmen yargılamanın sürdürülüp karar verildiği, dava dilekçesi olmadığı için tahkim yargılamasında davacının ve davalının kim olduğunun dahi belli olmadığı, bu durumun hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu, hakem heyeti kararının HMK'nın 436. maddesinde belirtilen şekilsel özellikleri ihtiva etmediği, kararda davanın taraflarının ve taraf bilgilerinin, vekil bilgilerinin bulunmadığı, davacının kim, davalının kim olduğunun belli olmadığı, kararın dayandığı hukuki sebep ve gerekçelerin bulunmadığı, taraflara yüklenen hak ve borçların açık ve infaz edilebilir bir şekilde gösterilmediği, HMK'nın 439/2.d. maddesi uyarınca, hakem kurulunun tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı durumlarda hakem kurulu kararının iptaline karar verileceğinin düzenlendiği, somut olayda tarafların, dava dilekçesi olarak hakem kuruluna sunulmuş bir talebi bulunmadığı halde karar verildiği, bu durumda hakemin...

          Belediyesi Özel Ormanı-5 adı altında sınırlandırılan 3482 parsel sayılı taşınmazın 1987 yılında imar uygulaması ve ifraz sonucu kişiler adına tapu kaydı oluştuğu, davalının taşınmazı satış yolu ile edindiği, ancak 3533 sayılı Kanun hükümlerine göre Hakem Mahkemelerinin ancak taşınmazların niteliğini tespitle görevli olup, tescile karar veremeyeceği, hakemin yetki aşımı suretiyle verdiği tescil kararları sonucu oluşan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, çekişmeli taşınmazın 1956 tarihli hava fotoğraflarından üretilen 1958 tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu, sınırında Devlet ormanı bulunduğu, özel orman koşullarını taşımadığı belirlenerek, yazılı şekilde tapu kaydının ve özel orman olarak sınırlandırma işleminin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından hükmün bu bölümünün onanması gerekmiştir. 2) Davalının elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan...

            tesciline karar verildiği, 1986 yılında yapılan orman kadastrosunda Yarımca Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verilen taşınmazlardan 3478 parsel numaralı 10.800 m2 yüzölçümlü alanın, Yarımca Belediyesi Özel Ormanı -1, 3479 parsel numaralı 119500 m2 yüzölçümlü alanın Yarımca Belediyesi Özel Ormanı -2, 3480 parsel numaralı 46790 m2 yüzölçümlü alanın Yarımca Belediyesi Özel Ormanı- 3, 3481 parsel numaralı 1570 m2 yüzölçümlü alanın Yarımca Belediyesi Özel Ormanı -4 , 3482 parsel numaralı 28500 m2 yüzölçümlü alanın Yarımca Belediyesi Özel Ormanı -5 adı altında sınırlandırıldığı, çekişmeli 107 ada 29 parsel nolu taşınmazın; Yarımca Belediyesi Özel Ormanı -2 adı altında sınırlandırılan 3479 parsel sayılı taşınmazın 1987 yılında imar uygulaması ve ifraz sonucu kişiler adına tapu kaydı oluştuğu, davalının taşınmazı satış yolu ile edindiği, ancak 3533 sayılı Kanun hükümlerine göre hakem mahkemelerinin ancak taşınmazların niteliğini tespitle görevli olup, tescile karar veremeyeceği, hakemin...

              Şöyle ki, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 29.6.2012 tarihli REsmi gazete'de yayınlanan değişik 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur....

                Sanayi ve Ticaret Odası Kurallarına göre toplanacak üç (3) kişilik bir hakem heyetiyle çözüleceği, söz konusu hakem heyetinin birer üyesinin taraflarca atanacağı ve üçüncü hakemin ise diğer iki hakem tarafından belirleneceği açıkça ve herhangi bir tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmiş olduğunu, müvekkili Klüh Beteiligungs GmbH tarafından davalılar aleyhine İsviçre Odası Tahkim Kuralları kapsamında 3.556.157,61 TL bedel üzerinden bir tazminat davası ikame edilmiş olduğunu, hakem heyeti tarafından yapılan yargılama sonucunda 28.09.2010 tarihli karar tesis edildiğini, mezkur kararın "Nihai Hüküm" başlıklı 9. maddesinin 6. ve 7. bendleri uyarınca yargılama masrafları ve katma değer vergisine karşılık gelmek üzere toplamda 118.902,75 SFR ile 14.458,90 Avro'nun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek, İsviçre Ticaret Odasının 600157-2009 sayılı ve 28.09.2010 tarihli kararının 'Nihai Hüküm' başlıklı 9 maddesinin 6....

                  Bu düzenleme, niteliği itibariyle hakem yargılamasına konu edilemeyecek işlerle, hakem yargılamasına konu edilse bile hakem kurulunca yapılamayıp yalnızca mahkemece yapılacak işler (taraflarca üzerinde anlaşılamayan hakemin seçimi, hakem kuruluna mahkemenin yardımına ilişkin usûlde olduğu gibi) bakımından yetkili mahkemenin tayinine ilişkin bir yetki şartı olarak değerlendirilmelidir. Bu şekliyle değerlendirme yapıldığında, sözleşmenin 24. maddesinde düzenlenen hakem şartının kayıtsız, şartsız ve açık olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Kaldı ki, somut olaya özgü olmak üzere, 16.07.2009 tarihli taraf şirket yetkililerinin katılımıyla yapılan ve tutanağa bağlanan belgede de bu iş nedeniyle oluşan uyuşmazlığın hakem marifetiyle çözümleneceği kabul edilmiş ve bu tutanak taraflarca imza altına alınmıştır. Bu tutanak dahi, tarafların tahkim konusundaki iradesini açıkça ortaya koymaktadır....

                    Tahkim' başlıklı madde çerçevesinde işlem tesis edilmesi" kararı verilmiştir denildiğini, Sözleşme Genel Şartları'nın yukarıda açıklanan hükmü doğrultusunda hakemin önerisinin hakkaniyeti sağlamadığı görüşü ile Sözleşme Genel Şartları'nın 6.1. ve 6.2....

                      UYAP Entegrasyonu