Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/141 Esas - 2009/182 Karar sayılı kararı kesinleştikten sonra uyuşmazlığın .... tarafından tahkime götürüldüğü, davacı tarafından hakemin seçilerek davalı ...'ye bildirilmesinden sonra davalı tarafından hakemin seçildiği ve kurulan hakem heyeti tarafından tahkim yargılamasının yapıldığı dosyada sunulu somut delillerle sabittir. Davalı kendi üzerine düşen hakem seçme yükümlülüğünü mahkemeye götürmeden yerine getirmiştir. Sözleşmenin 37.maddesi işletilmekteyken iki kişiden teşekkül eden hakem heyetinin verdiği kararın HMK 415.maddesine aykırı olacağı hususu taraflardan her ikisinin de dikkate alması gerektiği, tahkim dosyasında davalı ...'nin bu yöndeki itirazının kabul edilmediği ve davacı tarafında 3.hakemin seçilmesi yönünde gereken hukuki başvuruları yapmadığı, hakem kararının iptal davası açılması için gerekli zeminin davacı tarafından oluşturulduğu, bu kapsamda tüm sorumluluğun ...'...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, uyuşmazlığın 3533 sayılı kanunun 1. maddesinde düzenlenen zorunlu tahkim usulü ile halli gerekirken dava yoluna gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan usulden reddi gerektiğini, taşınmazın müvekkili adına tescil edilmesinde hukuka aykırılık söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Birleşen tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, elatmanın önlenmesine ilişkin asıl davanın ise reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, özetle, " hakem kararına yönelik itirazın karara bağlandığı tarihte 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi değişikliğe uğradığından hakem kararının ve buna bağlı itirazın reddi kararının kesinleştiğinin söylenemeyeceği, mahkemenin görevsiz hakem kararını hükmüne dayanak yapmasının doğru olmadığı; işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine" değinilerek bozulmuş; Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarıca yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın reddine dair kararın davacı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairece, davanın reddine ilişkin karar onanmıştır....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/03/2016 tarih ve 2016/32-2016/92 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede bulunan tahkim şartı sebebiyle hakem heyeti tarafından karar verildiği, ancak hakem heyetinin 6100 sayılı HMK hükümlerini uygulamasının yerinde olmadığını, müvekkil şirketin hakeminin seçilmesinde sözleşmedeki usule uyulmayıp hakemin mahkeme tarafından tayin edildiğini, genel mahkemelerde görülmekte olan dava nedeniyle derdestlik hali bulunmasına rağmen tahkimin yerinde olmayan gerekçe ile derdestlik itirazını reddettiğini ve davalının mahkemeye başvurmakla tahkimden vazgeçmiş sayıldığı halde...

        Bu nedenle, hakemin, görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 9.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hal böyle olunca hakemin görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 15.60 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 2.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Hukuk Dairesi'nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla dosya üzerinden yapılan yargılamada, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi uyarınca davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğu, HMK. 427. maddesi gereğince tahkim süresinin bir yıl olarak belirlenmesine ve başlangıcının ilk toplantı tarihi olan 14.11.2019 tarihinden itibaren başlamasına karar verildiği, 14.10.2020 tarihinde kısa karar, 30.10.2020 tarihinde de gerekçeli kararı yazıldığı buna göre tahkim süresi içinde karar verildiği, HMK'nın 444. maddesi gereğince hakem yargılamasında mahkemelerin rolü sınırlandırıldığı, tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak uyuşmazlığın tarafları, uyuşmazlık hakkında karar verme yetkisini hakemlere verdiğine göre, hakemin esasa ilişkin değerlendirmeleri yönünden mahkemenin bir denetleme yapmasının mümkün olmadığı, somut olayda kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği, Hakem heyetince yapılan yargılamada taraflara iddia ve savunma hakkının ve yine ispat hakkının tanındığı...

              Hakemin, görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Yukarıda bir nolu bentte açıklanan bozma nedenine göre bu aşamada sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz istemlerinin incelenmesine yer olmadığına, 8.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Kaldı ki; hakem mahkemesinin verdiği kararlar kesin ise de, hakemin görevi dışında yetki aşımı suretiyle verdiği kararlar temyiz edilebilir. Ayrıca; Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1985 gün, 8/905-461 ve 13.10.1999 gün, 20/681-834 sayılı kararları ile dairenin 12.05.1997 gün, 4414/5125 sayılı kararlarında kabul edildiği ve 5519 Sayılı Yasa hükümlerinden anlaşıldığı gibi, tapu kaydının iptali ve tescile karar verme yetkisinin genel mahkemelere ait olduğu ve görev konusunun kamu düzenine ait öncelikle incelenmesi gereken konu olduğu düşünülmeden görevsizlik kararı verilmesi yerine, işin esasına girilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı” gereğine değinilmiştir....

                  Hukuk Mahkemesince bir kadastro işi olan orman kadastrosuna itiraz davasının görevini aşarak karara bağlandığı, keza tapu iptali ve tescil konusunda da hakeme yasalarca verilmiş bir görevde olmadığı halde, dava kabul edilerek tapunun iptal edildiği, hakemin görev ve yetkisini aşarak verdiği kararların temyiz incelemesine tabi olduğu hususu, Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılıkla uyguladığı ilke olduğu her ne kadar sözü edilen hakem kararında tapu malikleri davacılar taraf değil iseler de o kararın sonucu ile davacıların tapu kaydının iptal edilmiş olması ve temyize konu tapu iptali ve tescil davasının o dava ile sonuç ve sebep ilişkisi bulunması nedeniyle ... ilçe kurulması ve yargı yeri değişikliği de göz önünde bulundurularak ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin hakem sıfatıyla verdiği 1992/25-1993/6 sayılı kararı hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde değişik işlerden bir numara ile dosya düzenlenerek ve tebligatın iade edileceği adresin ......

                    UYAP Entegrasyonu