Mahkemece davacı tarafından açılan iptal davası hakkında yargılama yapılarak davacının hakem heyeti kararının iptali isteminin reddine karar verilmiş ise de 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur....
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının çocuklar ... ve ... lehine verilen tazminat miktarları yönü ile kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir....
Mecburi hakemin itiraz üzerine vereceği karar kesindir (3533 S.K. M.6/III). Mecburi hakem tarafından verilen karar temyizi kabil olmayıp itiraza tabidir. Taraflarca verilen temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabul edilip işlem yapılması gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı ... Başkanlığının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, 28.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hakem heyetince toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, talebin kısmen kabulü ile 21.800,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 14.06.2007 tarih, 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrası “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha ... bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir.” hükmünü içermektedir. Temyize konu hakem kararında 21.800,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup, karar, Sigortacılık Kanunu 30/12. maddesine göre miktar itibariyle kesin niteliktedir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, özellikle 14.06.2007 tarihinde 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrası “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen ....02.2014 tarih ve 2013/485-2014/65 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, İntrend Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 31/05/2012 tarihinde tescil ve ilan edildiğini, ortaklarının İnsel ... ve ... olduğunu, şirket müdürlerinin ise ... ve dışarıdan müvekkili olduğunu, davalı ... ...’ın ortaklardan İnsel ...’ın eşi olduğunu, şirket işlerinin yürümediğini ve bazı sorunlar doğduğunu, bunun üzerine kendisi ile davalı ... ... arasında 01/11/2013 tarihinde “Tahkim Sözleşmesi” düzenlendiğini, hakem olarak Av. ...’un seçildiğini, hakemin kendi bilgisini aşan hesap, muhasebe işlemleri için bilirkişiye gidilmediğini, ayrıca...
Hakemin, bu hususu gözardı ederek ve görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hakemin Genel Mahkemenin görevli olduğu gözardı ederek ve görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2.Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: birinci bentte açıklanan gerekçe ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, 27.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın açıldığı 24.01.2003 tarihi itibariyle, tarafların sıfatına göre dava, 3533 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince hakem sıfatıyla görülüp karara bağlanacak işlerden iken, yasanın 4. maddesinde davanın açılmasından sonra 03.07.2003 tarihinde yapılan değişiklik ile “taşınmazın aynına yönelik davalar” hakemin bakacağı uyuşmazlık niteliğinden çıkarıldığından, davaya değerine göre ilgili hukuk mahkemesinin bakması gerekir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilecek yerde davaya bakılarak işin esası hakkında hüküm kurulması yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir. Bundan ayrı, davada, dava konusu taşınmazların paydaşı olan gerçek kişiler de dahili davalı olarak yer almışlardır. 3533 sayılı yasaya göre Hakem’in bakabileceği davalar yasada yazılı kamu kurumları arasındaki uyuşmazlıklardır. Hakem, kamu kurumları ile birlikte gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin dahil olduğu davalarda davayı görmeye yetkili ve görevli bulunmamaktadır....
Şubesi’nin başvuruya açık muvafakati bulunmadığından, aktif husumet yokluğu nedeniyle talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 14.06.2007 tarih, 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasına göre, “ Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir.” Temyize konu karar, anılan Yasa’nın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....