Her ne kadar, hakemin verdiği kararlar kesin ise de, görev kamu düzeni ile ilgili olduğundan hakemin görevi dışında ve yetki aşımı suretiyle verdiği kararlar temyiz edilebilir ve kadastro mahkemesini de bağlamaz. Bu nedenle, dava mülkiyete yönelik olup, kadastro mahkemesince işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, hakemde halli gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı gözönünde bulundurulmadan, usulsüz olarak davacıya verilen süre üzerine aldırılan hakem kararı esas alınarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 16.06.2005 günü oybirliği ile karar verildi....
teşkil edeceğini, davacının zararını azaltmak amacıyla gerekli tedbirleri almamasından kaynaklanan zararların hükmedilen miktardan indirilmesi gerektiğini, hakemin kendi ücretini kendisinin takdir etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek tenfiz talebinin reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/485 Esas sayılı davasını açtıklarını, bu davada yapılan yargılama sonucunda hakem kararının iptali talebinin reddine dair 2014/65 Karar sayılı, 03.03.2014 tarihli kararın verildiğini, bu kararın Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleştiğini, iş bu karara karşı yargılamanın iadesi talebinde bulunduklarını, yargılama sırasında müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle hastanede olduğunu, tahkim sözleşmesinin 01.11.2013 tarihi olarak gösterildiğini, müvekkilinin hakem olarak atanan kişiye güvendiğini, hakemin olayla ilgisi olmayan kişileri tanık olarak dinlemesinin usule aykırı olduğunu, yargılamayı usul hükümlerine uygun yürütmediğini, hakemin müvekkilini yeteri kadar bilgilendirmediğini, tahkim anına kadar hakemin davacının avukatı olduğunu ve bu şekilde güven sağladığını, süreç hakkında hakemin yeteri kadar bilgilendirme yapmadığını, somut olayda çeşitli yargılamanın iadesi sebeplerinin bulunduğunu, HMK'nın 375/1.c hükmü uyarınca, vekil veya temsilci olmayan...
Kanun'un 2. maddesinde belirlediği kamu kuruluşları arasındaki uyuşmazlıklarda hakemin bir bakan olacağı belirlenmiş iken, 4. maddesindeki uyuşmazlıklarda o yerin en kıdemli hukuk hakiminin hakemlik görevini yapacağı kararlaştırılmış bulunmaktadır. Aynı Kanun'un 6. maddesine göre hakemlerce verilen kararlar kesin olup bu kararlar için hiçbir makam ve mercie başvurulamaz. Ancak kararı uygun bulmayan taraf hakeme itiraz edebilir. Bu düzenlemede hakemin hakim olması kanun koyucunun bir tercihi olup verilen kararların kesinliği ve niteliği bakımından önemli değildir. Başka bir deyişle bu yargı yerini (Mecburi Hakem) yargının bir şubesi olarak değerlendirmek mümkün değildir. Aksi halde 2. maddedeki bakanın hakem olarak baktığı işlerle ilgili kararlar kesin olduğu halde 4. maddedeki hakemin hakim olduğu işlerin kesin olmadığı gibi farklılık yaratılmış olur ki, bu şekilde ikilik yaratmak Kanun'un düzenleme amacına ters düşer....
Maddesinde aynen "Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, bir hakemin görev yapacağı davalarda hakemin seçildiği, birden çok hakemin görev yapacağı davalarda ise hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde; hakem veya hakem kurulunca esas hakkında karar verilir.Tahkim süresi, tarafların anlaşmasıyla; anlaşamamaları halinde ise taraflardan birinin başvurusu üzerine mahkemece uzatılabilir. Mahkemenin bu konudaki kararı kesindir. düzenlemesi mevcutur. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar kapsamında Sigortacılık Kanunu 30/16 ve 22 maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 427/2 maddesi birlikte değerlendirilmiş ve davacı vekilinin talebi haklı ve yerinde görülerek tahkim süresinin bittiği tarihten itibaren dört ay süreyle uzatılmasına yönelik aşağıdaki şekilde karar ihdas edilmiştir....
Üçten fazla hakem seçilecek hâllerde de aynı usul uygulanır." hükmünü düzenlemiştir.Taraflarca hakemlerin seçim usulü kararlaştırılmış ancak davalı taraf kendi belirleyeceği hakemin mahkemece seçilmesini talep ettiğinden mahkememizce hakemliğe uygun bulunan ------ taraflar arası uyuşmazlıkta davalı şirket için hakem seçilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
nin Temyiz İsteği Hakemin kararına karşı bütün tribünün tepki göstermesine karşın yalnızca kendilerinin isimlerinin verilmesinin şaşırtıcı olduğu, suç işlemediği, verilen cezanın kendisini ve ailesini mağdur edeceği, cezanın usulsüz ve orantısız olduğuna vesaire ilişkindir B. Sanık ...'nun Temyiz İsteği Hakemin kararına karşı bir anlık öfkeyle "Allah belanı vermesin, şerefsizlik yapmayın, böyle penaltı mı olur" diyerek çıkıştığı, bunun dışında başkaca bir kastı olmadığı, olaydan sonra ise şikâyetten vazgeçmesi yönünde herhangi bir telkinde bulunmaksızın sırf kendi vicdani muhasebesi neticesinde katılandan özür dilediği, katılan ve tanık beyanlarının çelişkili olduğu, tanıkların mesleki dayanışma sebebiyle yalan tanıklıkta bulundukları, lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiği, verilen cezanın usulsüz ve orantısız olduğuna vesaire ilişkindir III. OLAY VE OLGULAR Katılanın bir amatör küme futbol müsabakasında orta hakem olarak görev yaptığı, Sanık ...'...
Mahkemece esastan verilen kararın temyizi üzerine Dairemizce “davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı sırada taraflar arasında yapılan 17.1.2006 tarihli sözleşmenin 5.maddesinde işçinin fesih bildiriminde sebep belirtilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiası ile İş Kanunu’nun 20.maddesi gereğince özel hakeme dava açacağının öngörüldüğü, aynı maddede özel hakemin 3 kişiden oluşacağının ve hakemin taraflarca ne şekilde seçileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin yapılması veya devamı sırasında yapılan hakem kaydına ilişkin anlaşmanın iradeyi sakatlayan bir hal ileri sürülüp ispatlanmadığı sürece geçerli kabul edilmesi gerektiği, özel hakem anlaşmasının iş sözleşmesinin devamı sırasında yapılmış olmasının tek başına serbest irade ile kabul edilmediğini göstermeyeceği, hakem kaydına ilişkin anlaşmada iradesinin sakatlandığını davacı işçinin kanıtlayamadığı, özel hakem anlaşması uyarınca dava dilekçesinin reddi gerekir” gerekçesi ile kararın bozulması üzerine, mahkemece görevsizlik...
Mahkemece esastan verilen kararın temyizi üzerine Dairemizce “davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı sırada taraflar arasında yapılan 17.1.2006 tarihli sözleşmenin 5.maddesinde işçinin fesih bildiriminde sebep belirtilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiası ile İş Kanunu’nun 20.maddesi gereğince özel hakeme dava açacağının öngörüldüğü, aynı maddede özel hakemin 3 kişiden oluşacağının ve hakemin taraflarca ne şekilde seçileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin yapılması veya devamı sırasında yapılan hakem kaydına ilişkin anlaşmanın iradeyi sakatlayan bir hal ileri sürülüp ispatlanmadığı sürece geçerli kabul edilmesi gerektiği, özel hakem anlaşmasının iş sözleşmesinin devamı sırasında yapılmış olmasının tek başına serbest irade ile kabul edilmediğini göstermeyeceği, hakem kaydına ilişkin anlaşmada iradesinin sakatlandığını davacı işçinin kanıtlayamadığı, özel hakem anlaşması uyarınca dava dilekçesinin reddi gerekir” gerekçesi ile kararın bozulması üzerine, mahkemece görevsizlik...
Mahkemece esastan verilen kararın temyizi üzerine Dairemizce “davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı sırada taraflar arasında yapılan 17.1.2006 tarihli sözleşmenin 5.maddesinde işçinin fesih bildiriminde sebep belirtilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiası ile İş Kanunu’nun 20.maddesi gereğince özel hakeme dava açacağının öngörüldüğü, aynı maddede özel hakemin 3 kişiden oluşacağının ve hakemin taraflarca ne şekilde seçileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin yapılması veya devamı sırasında yapılan hakem kaydına ilişkin anlaşmanın iradeyi sakatlayan bir hal ileri sürülüp ispatlanmadığı sürece geçerli kabul edilmesi gerektiği, özel hakem anlaşmasının iş sözleşmesinin devamı sırasında yapılmış olmasının tek başına serbest irade ile kabul edilmediğini göstermeyeceği, hakem kaydına ilişkin anlaşmada iradesinin sakatlandığını davacı işçinin kanıtlayamadığı, özel hakem anlaşması uyarınca dava dilekçesinin reddi gerekir” gerekçesi ile kararın bozulması üzerine, mahkemece görevsizlik...