Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu olaya ilişkin davalı hakkında, hakaret suçundan Araç Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/42 Esas sayılı dosyasında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, 24/01/2019 tarih ve 2019/27 Karar sayılı karar ile hakaret suçu nedeniyle sanığın neticeten 1.740TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesinde “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 4....

Davacı, kızının babası olan ve aralarında evlilik bulunmayan dava dışı ...’ın evden kovularak istem dışı kendi evine yerleştiğini, davalının bu kişinin resmi evliliğinden doğan çocuğu olduğunu, davalının babasına yazdığı mektupta kendisine hakaret ettiğini belirterek uğramış olduğu maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının eline hukuka uygun yollarla geçen mektupta kendisine hakaret edilerek manevi zarara uğradığı, maddi zararını ise delillendiremediği gerekçesiyle maddi tazminat istemi reddedilmiş, manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin manevi tazminat davalarında vekâlet ücretine ilişkin 10/4. maddesi “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir” biçimindedir....

    Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici değerlerde meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminat ile giderilmeye, azaltılmaya çalışılır. BK'nun 49.maddesi gereğince kişisel çıkarları (hakları) zarara uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Dava konusu edilen yazı ile yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği, yazıda yer alan sözcüklerin birlikte çalışma ilişkisi içerisinde eleştiri mahiyetinde olup bir bütün olarak okunduğunda kimseyi aşağılayıcı mahiyette söz içermediği, sempozyum süresi içinde yaşananların ifade edilmesinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığına göre mahkemece davacı ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      nun birleşen dosyaya yönelik temyizine gelince, Asıl dava, haksız şikayet, birleşen dava kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı-birleşen dosya davalısı, 19/02/2010 tarihinde davalı-birleşen dosya davacısı tarafından haksız şikayet edildiğini belirterek uğradığı manevi zararın tazminini istemiştir. Davalı-birleşen dosya davacısı, davalının kendi kusurlu hareketinden haksız kazanç sağlamak amacıyla tazminat davası açtığını, kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek uğradığı manevi zararın tazminini istemiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalının davacı hakkında sosyal medya hesabında yapmış olduğu paylaşımın içeriği incelendiğinde doğrudan doğruya davacıyı hedef alan hakaret niteliğinde sözler olduğu, söz konusu ifadelerin herhangi bir eleştiri ya da başka bir anlam barındırmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı amacıyla söylendiği ve sözlerin herkese açık facebook hesabında yer alması nedeniyle de davacının manevi olarak zarar gördüğü, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre manevi tazminat miktarı her şeyden önce Adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek tazminat zarara uğrayan da manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzeyen bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirlendiği gibi manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmez, tazminatın sınırı tazminatın amacına göre belirlenmesi gerektiği, takdir edilecek miktar...

        Yerel Mahkemece aynı olaya ilişkin olarak davalı tarafın açtığı iş yeri dokunulmazlığının ihlali nedeniyle manevi tazminat davasında Kütahya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/219 Esas -2012/42 Karar sayılı kararı ile hükmedilen 10.000,00-TL manevi tazminatın onandığı, iki eylem birbirinden farklı şekilde gerçekleşse bile kişilik haklarına saldırı nedenine dayanan manevi tazminat miktarının işyeri dokunulmazlığının ihlali nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarından daha fazla bile olması gerektiği, aksi hâlde hakkaniyet kuralının ihlal edilmiş olacağı belirtilerek ve önceki karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          a yönelik temyiz itirazlarına gelince; Asıl ve karşılık dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı-karşı davalı .. yönünden istem reddedilmiş, diğer davacı-karşı davalı .. ve karşı davanın davacıları ... ve .. yönünden ise istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı-karşı davalılar, davalıların kendilerine hakaret ettiklerini, olay nedeniyle büyük üzüntü yaşadıklarını belirterek uğradıkları manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir. Davalı-karşı davacılar ise, ...'in kendilerine hakaret ettiğini belirterek kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talep etmişlerdir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, olay günü davacı-karşı davalı ...'in köpeğini gezdirmekte iken davalılar ile karşılaştığı, davalılardan ...'un davacı-karşı davalı ...'in yüzüne karşı, diğer davacı-karşı davalı .....

            Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminata karar verilebilmesi için BK 49 (TBK’nun 58) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49)....

            UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davalının haksız fiil niteliğinde bir eylemi bulunup bulunmadığı, davacı yararına manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen manevi tazminat tutarının uğranılan manevi zararı giderme amacına uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hakaret ve tehdit nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava konusu olaya ilişkin davalı ve dava dışı Dilek Gürcüoğlu hakkında, hakaret, basit tehdit, sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan Eskişehir 9....

            Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık taleplerinin tamamını tek kalemde istenilmesi mümkündür....

            UYAP Entegrasyonu