WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen 2018/101 E. 2018/530 Karar sayılı dosyası ile açılan tasarrufun iptali davası kapsamında teminat yatırılarak 20.12.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararı alındığını, dava konusu taşınmazda yer alan ihtiyati haczin kaldırılması ile ilgili de bir karar verilmediğini, dava ve icra dosyasına da herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, Yargıtay kararlarında İİK. 281/II‟de düzenlenmiş olan ihtiyati haczin, İİK. 257 vd.daki ihtiyati hacizden farklı olup, ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü halinde kesin hacze dönüşeceğini ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri işlemine devam edeceğinin açık olduğunu bu nedenlerle müvekkilinin gerek mağduriyeti gerekse açılan davaya sebebiyet verecek hiçbir kusurunun bulunmadığı hususları birlikte değerlendirilerek dava sonucunda müvekkiline yükletilen dava masrafları ve vekalet ücretinin kaldırılarak iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/167 esas sayılı derdest dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talepli davada verilen ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davalı İbrahim Altıner vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. Davalı İbrahim Altıner vekili tarafından süresi içinde yapılan istinaf başvuru incelemesine konu istem ise; Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/167 esas sayılı derdest dosyasındaki 02/05/2023 tarihli ara kararın kaldırılarak, taleplerinin kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, verilen 02/05/2023 tarihli ara karar ile; "......

A... vekili, şikayetçinin açtığı tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz değil ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve sonradan konulan haczin ise müvekkilinin kesin haczinden sonra konulduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Asıl dosyada şikayet olunan A.. A.. vekili, şikayetçinin haczinin müvekkilinin haczinden sonra kesinleştiğini, şikayetçi tarafından açılan tasarrufun iptali davasının da müvekkili tarafından açılan davadan sonra karara bağlandığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Birleşen dosyada şikayetçi A.. A.. vekili, müvekkilinin icra takibinin başlama ve kesinleşme tarihleri ile tasarrufun iptali davasının açıldığı ve karara bağlandığı tarihlerin, şikayet olunan T. H.. A...'nin tarihlerinden daha önce olduğu halde, düzenlenen sıra cetvelinde hukuka aykırı olarak satış bedelinin müvekkili ile şikayet olunan T. H.....

    Tasarrufun iptali davası karşı dava olarak açıldığına göre asıl dava ile birlikte görülmesi gerekirken, ayrı esasa kaydedilmesi hatalı ise de; görevle ilgili başlangıçta yapılan bu yanlışlık sonradan verilen birleştirme kararı nedeni ile sonuca etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır. İİK’nun 277. vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında dava şartlarından birisi de borcun tasarruftan önce doğmuş olmasıdır. Alacağın doğum tarihinden önce yapılan tasarrufların iptali istenemeyeceği için, takibe konu borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğup doğmadığının öncelikle belirlenmesi, bundan sonra aynı Kanun’un 278, 279, 280. maddelerinin uygulanma koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekecektir. Takibe dayanak senet 2004 yılında düzenlenmişse de tasarrufun iptali ile ilgili dava dilekçesi içeriğinden, alacaklı tarafın borçlu ile arasında eskiye dayalı ticari ilişkinin var olduğunu iddia ettiği anlaşılmaktadır....

      Yukarıda da değinildiği gibi davacı ihtiyati haczin muhatabı olacak kişilerden değildir. İhtiyati haciz kararı kendisine tebliği edilmeyen bu kişi hakkında uygulanan bu işlemin iptali için doğrudan dava açabileceği gibi, söz konusu işlemin kaldırılması,geri alınması ve düzeltilmesi istemiyle idareye de başvurulabilir. İdarenin başvurunun reddi yolundaki işleminin idari davaya konu edilmesine bir engel bulunmamaktadır. Davacı 26.11.1992 gününde öğrendiği, hakkındaki haciz uygulamasının kaldırılması dileğiyle ve aynı tarihli dilekçeyle idareye başvurmuştur. İdarenin ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddetmesi üzerine de idari dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açılmıştır. Davacı, ihtiyati haciz sebeplerinin bulunmadığı iddiası ile değil, ihtiyati haczin muhatabı olamayacağı iddiasıyla idareden kaldırma isteminde bulunmuştur. 6183 sayılı Kanunun 15.maddesinde öngörülen 7 günlük dava açma süresi ihtiyati haczin sebebine yönelik itirazlarda geçerlidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kira alacağından dolayı ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun, 13 örnek ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, ödeme emrinde belirtilen 30 günlük ödeme süresi dolmadan araçlarına konulan haczin de usulsüz olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 27.04.2015 olarak düzeltilmesi, araçlara konulan haczin kaldırılması ve takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu gerekçsiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

          tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu müvekkil banka tarafından haciz sırasında istihkak iddiasına itiraz edildiğini, bunun üzerine müdürlükçe dosyanın takibin taliki veya devamı konusunda karar verilmesi için icra mahkemesine gönderilmesi gerekirken haczin İİK.nin 99.maddesine göre yapılarak kendilerine dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek bu yöndeki 13.1.2012 günlü memur işleminin iptali ile İİK.nin 97/1 maddesi uyarınca takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinde yapılan incelem sonunda haczin ihtiyati haciz kararında ve takip talebinde belirtilen adreste yapılmadığı ödeme emrinin de başka bir adreste tebliğ edildiği, haczin İİK.nin 99.maddesine göre yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle şikayet reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2007/2797 sayılı takip dosyasından 24.3.2011 tarihinde müvekkiline ait makinanın haczedildiğini, borçlunun müvekkilinin sigortalı çalışanı olduğunu, haczin İİK'nun 99.maddesine göre yapılması gerekirken İİK'nun 97.maddelerine göre yapılarak müvekkiline dava açması için 7 günlük süre verildiğini ileri sürerek, bu işlemin iptali ile haczin İİK'nun 99.maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davacı ile borçlu arasında muvazaalı ilişki bulunduğunu, haciz mahallinde asıl işverenin borçlu olduğunu gösteren belgeler ele geçirildiğini, mülkiyet karinesinin müvekkili alacaklı yararına olduğunu, haczin İİK'nun 96.maddesine göre yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Mahkemece, taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulmuş, davalı tarafça takip miktarı kadar teminat yatırılmış, konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik istemin reddine karar verilmiş davacı vekili tarafından da teminat miktarının artırılmasına ilişkin talepte bulunulmuş ve bu istemin de reddine karar verilmiş, teminata ilişkin karar davacı vekili tarafından ve ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik isteminin reddi de davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Kişinin istihkak iddiasında bulunduğunun icra müdürlüğünce haczin İİK.nin 99 maddesine göre yapıldığını haciz adresinin borçlu tarafından davalıya devredildiğini, aralarındaki ilişkinin işletme devri niteliğinde olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptali ile haczin İİK.nin 96-97 maddelerine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda İİK.nin 99.maddesine göre işlem yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Haciz 24.8.2012 tarihinde borçlunun ticaret sicilinde belirtilen ve aynı zamanda takip talebinde yer alan adresinde yapılmıştır. Haciz mahallinde işyerinin borçlu tarafından davacıya devredildiğine dair sözleşmeler bulunmuştur. İİK.nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır....

                  UYAP Entegrasyonu