Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haczin kaldırılması ve tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı haczin kaldırılması davasının reddine, tasarrufun iptali davasının kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı birleşen dava davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava konusu taşınmazları birleşen davanın davalıları ...,... ve ...'dan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, satışvaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinden sonra davalı kurum tarafından taşınmazlar üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen dava davacısı ise dava konusu taşınmazların vergi alacağını karşılıksız bırakmak maksadı ile ...'a satıldığını belirterek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., ... ve ...'a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir....
Ancak bu sorumluluk haczin mevcudiyeti süresi ile sınırlıdır. Haczin satış istenmemesi nedeniyle düşmesi, rızaen terkin ettirilmesi ya da somut olayda olduğu gibi mahkeme kararı ile kaldırılması halinde yeni malikin haczi bildiği faraziyesinden yola çıkılarak ilânihaye borçlunun borcundan sorumlu tutulması kabul edilemez. Yeni malikin haczi bildiği gerçeği ne kadar önemli ise, somut olay bakımından haczin de bir mahkeme kararı ile kaldırıldığı o kadar önemlidir. Yeni malik taşınmazı haciz yükü ile almakla birlikte bir mahkeme kararına dayalı olarak bu haczin kaldırıldığı ve artık tapudan fekkedildiğini bilmektedir. İcra dairesi ve icra mahkemesinin bir hatası varsa bunun sorumlusu yeni malik olmamalıdır. Mahkeme kararı ile kaldırılmış bir haczin, tekrar ve eski tarihle konulması, malike nasıl izah edilebilir?...
Bu açıklama ışığında kabule göre; İlk Derece Mahkemesince tasarrufun iptali davasının kabulü ile ihtiyati haczin kesin hacze dönüşeceği, alacaklının bu hacze dayanarak malın satışı suretiyle alacağını tahsil edeceği, bu nedenle Yargıtay'ın yerleşik içtihatları ve İİK'nın 283.maddesi gereğince takip konusu alacak ve tüm ferilerini karşılayacak şekilde hüküm kurulması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği, dava değerinini harcın belirlenmesi bakımından önemli olduğu, somut uyuşmazlıkta davacı vekilinin takip konusu alacak ve tüm ferilerini karşılayacak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, tüm bu nedenlerle takip konusu alacak ve ferilerini karşılayacak oranda bir teminat karşılığı ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken dava değeri kadar teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır....
Bu karara karşı davalı T3 vekilinin itiraz etmesi ve talebi neticesinde Mahkemesince 08.11.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine, itirazın kısmen kabulü ile davalı tarafından 20.000,00 TL'nin mahkeme veznesine depo edilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına, depo edilen bedel üzerinden ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, ihtiyati haczin teminat üzerine kaydırılmasına dair verilen 08.11.2022 tarihli ara karar davacı vekilince istinaf edilerek dosya Dairemize gelmiştir. İİK 'nın 266. maddesinde; “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer” hükmü yer almaktadır....
İcra Müdürlüğünün -2022/2835 Esas sayılı dosyasından müvekkilimin taşınmazına konulmuş haczin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine ilişkin 19.01.2022 günlü haciz fekki istemine ilişkin ret kararının iptali, ihtiyati haciz miktarından fazla alınan miktarın iadesi, mesken olarak alınmış taşınmaz üzerindeki haczin bu sebeple de kaldırılmasına, alınan paranın iadesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince dosya üzerinden gerçekleştirilen yargılamada; İİK 265. Maddesi gereğince ihtiyati haciz nedeniyle menfaati ihlal edilen kişilerin kararı veren mahkemeden ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyebileceği, bunun için yetkili ve görevli mahkemenin Bakirkoy 2....
İş Mahkemesi Dava, haczin iptali iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulüne, kararın kaldırılması ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Takibin iptali yönünde verilmiş bir hüküm bulunmadığından, anılan karar ihtiyati haczin kalkmasına yol açmaz. Öte yandan ihtiyati haciz için yatırılan teminatın iadesi yönünde talepte bulunulmuş olması, teminat iade edilmediği sürece ihtiyati haczin kalkması sonucunu doğurmaz. Bu durumda mahkemece ihtiyati haciz kararını veren mahkemeden teminatın alacaklı tarafından alınıp alınmadığının sorularak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
gerekeceğine (İİK. 280/I-II) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre her iki davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece yargılama sırasında konulan ihtiyati haczin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak bir icra takibi olmayacağı, İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati haczin kararın kesinleştiği tarihle sınırlandırması doğru değildir....
Taraflar arasındaki ihtiyati haczin kaldırılması talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde muterizler vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden kefiller hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkillerinin yerleşim yerinin Kilis olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, icra takibine itiraz edilmesine rağmen süresinde itirazın iptali davası açılmadığı için ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını, borcu karşılayacak değerin çok üzerinde malın haczedildiğini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
Yargılama sürecinde 14.10.2010 tarihli dilekçesinde ise,yaşlılık aylığına konulan haczin de kaldırılmasını,yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep etmiş,mahkemece, yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılmasına, kesinti tutarlarının yasal faiziyle davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılmasına ilişkin karar verilmesi talebin genişletilmesi veya aşılması anlamını taşımaz.Çünkü bu durum takibin iptali kararının doğal sonucudur.Haczin dayanağı olan takip iptal edildiğinde,konulan hacizler de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Ancak, yaşlılık aylıklarından yapılan kesintinin yasal faiziyle tahsili yönünde ki karar talebin genişletilmesidir. Davalı taraf vekilinin bu konuda kabulü bulunmadığı gibi okunan dilekçeyi kabul etmediğini duruşma sırasında açıkça bildirmiştir. Buna rağmen mahkemece kesinti yapılan meblağın yasal faiyle davalıdan tahsiline karar verilmesi isabetsizdir....