Ş. ve T4 tarafından konulan ipoteklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile taşınmaz üzerinde yer alan diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T4. tarafından konulan tüm ipoteklerin ve varsa başkaca diğer hacizlerin terkinine, her halükarda yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı Akbank T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, banka kredi sözleşmesi nedeniyle tapu kaydı üzerine konulan ipoteklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile ipoteklerin fekki istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda; davacı 2010 yılı itibariyle borçlu Metropol Kimya San. Tic. Ltd. Şti. İle bağlantısının kesildiğini, 2015 yılı prim borçlarından sorumlu olmayacağını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Dava konusu ödeme emri nedeniyle konulan hacizlerin kaldırıldığı, kesintilerin iade edildiği kurum tarafından bildirildiğinden davacı vekili tarafından da davanın konusunun kalmadığı beyan edildiğinden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurmak gerekmiştir. Ancak davanın konusunun kalmaması halinde dava açılmasına sebebiyet veren tarafın tespiti için yargılamaya devam etmek gerekir. Davacı ödeme emrinin tebliğinden sonra 04/03/2020 tarihinde kuruma başvurarak 2015 yılı borçlarından sorumlu olmadığını, hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Kurum tarafından yasal süresi içerisinde davacının talebi karşılanmamış, 07/07/2020 tarihinde eldeki dava açılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ...’ın davalı şirketle 03.12.2002 tarihinde bayilik sözleşmesi imzaladığını ve sözleşmenin teminatı olarak da babası diğer müvekkili davacı ...’a ait taşınmazı ipotek verdiğini ancak müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle ticarethanesini açamadığını ve bayilik ilişkisinin başlamadan sona erdiğini bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu hükümden, devam eden icra takiplerinde konulmuş hacizlerin kaldırılmasının 5393 sayılı Kanun'a eklenen fıkra hükümleri dikkate alınarak yapılması öngörülmekte olup, 5393 sayılı Kanun'a eklenen 15/son fıkrası uyarınca borçlu belediye, icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan icra mahkemesinden hacizlerin kaldırılması talebinde bulunamaz. Borçlu anılan hükümler uyarınca icra müdürlüğüne başvurarak borca yeter miktarda haczedilebilecek malı gösterdikten sonra, hacizlerin kaldırılmasını talep edebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun (2797 sayılı Kanun) 40 ncı ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 18 nci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, ödünç sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin fekki isteminden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 07.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanunun 60 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 10.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, geçersiz sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. 6644 Sayılı Yargıtay Kanunu İle Hukuk Muhakemelerİ Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesinde yapılan ve 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre mahkeme tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna göndermesi gerektiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
No'lu Parsellerinde bulunan taşınmazlar üzerinde bulunan ipotek şerhinin fekki, Müvekkilin davalı yana borçlu olmadığının tespiti ve müvekkil aleyhinde başlatılan Ankara Gayrımenkul İcra Müdürlüğü ... Sayılı icra takibinin durdurulması ve %30 oranından az olmamak şartı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline" Karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının borçlu olmadıklarının tespiti yönündeki taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, hukuki ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Gümrük Müdürlüğünden talep ettiğini, müvekkilinin tasfiye dilekçesinden sonra haksız bir şekilde malların gümrükte kaldığı süre boyunca taşıyıcı firma tarafından demuraj ücreti yansıtıldığını, ayrıca yansıtılan ücretin miktarının da fahiş nitelikte olduğunu, müvekkiline gönderilen malzemelerin değerinin 10.000,00 dolar bile etmezken talep edilen demuraj ücretinin 27.100,00 dolar olduğunu, davanın niteliği itibariyle zorunlu arabuluculuk kapsamında bulunmadığından arabuluculuğa gidilmediğini, taraflarınca borç miktarı ve alacağın %15'i kadar teminat bedelinin icra dosyasına depo edileceğini, bu nedenle dosyada bulunan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, müvekkili davacı firmanın borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyetli davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; öncelikle kötüniyetle açılan takibin durdurulmasını, akabinde müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti...
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. 17. Dayanılan hukukî ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukukî yararının bulunması şarttır. Borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, icra takibinden önce borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. 18. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. 19....