Açılan itirazın iptali davası sırasında ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını isteyen vekili tarafından 24.04.2012 havale tarihli dilekçe ile ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmiş, bu istemin reddine karar verilmesi üzerine de söz konusu ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddi kararı temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin incelenmesine geçilmeden önce ön sorun olarak bu kararın temyiz kabiliyetinin olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK’nun) “İhtiyati haciz kararı” başlıklı 258’inci maddesi “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.-Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir." hükmünü taşımakta iken; bu hükme 17.07.2003 gün ve 4949 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesiyle “İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir.” şeklindeki son fıkra eklenmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/01/2021 NUMARASI : 2020/490 ESAS, 2021/55 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın müvekkili aleyhine İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2020/39 Diş sayılı üzerinden ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, 12/10/2020 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu kararın İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2020/21812 Esas sayılı dosyasında tatbik edildiğini, 21/10/2020 tarihinde haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bir kısım tapu müdürlüklerinden 22/10/2020 tarihinde cevap yazılarının dosyaya geldiğini, karşı tarafın İİK 264....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle: müvekkilinin iyi niyet ve yalnızca alacağını elde edebilme amaçlı hareket ettiğini, ihtiyati haczin, İİK.'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemi olduğunu, diğer taraftan, İİK.'nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğuracağını, bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'...
Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E., 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Taşınmaz haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan, icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmamaktadır. Daha sonra tapu iptali ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin, haczin kaldırılması için, Hukuk Genel Kurulu'nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 Esas 2001/516 Karar sayılı kararında ve Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarında da belirtildiği üzere genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. Bu nedenle icra müdürlüğünün bu hususlara ilişkin haczin kaldırılması talebinin reddine yönelik gerekçesi yerinde ve yasaya uygun olup mahkemenin tapu iptali ve tescil kararı verildiğinden bahisle müdürlük kararının kaldırılması gerektiğine ilişkin tespit ve gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....
Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini, geçici mühlet tarihinden sonra üçüncü kişilere İİK m. 89 uyarınca tebliğ edilen haciz ihbarnameleri nedeniyle, üçüncü kişilerin davacılara doğmuş ve doğacak alacaklarını blokede tutmaları halinde blokenin kaldırılarak bu alacağın davacı müvekkil şirkete ödenmesine ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasını, geçici mühlet tarihinden önce üçüncü kişilere tebliğ edilen haciz ihbarnameleri nedeniyle, geçici mühlet tarihinden sonra doğmuş ve doğacak alacakların davacılara ödenmesine ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasını, davacıların, borçlu olduğu banka hesaplarına geçici mühletin karar tarihi ve sonrasında gelecek olan paraları üzerinde gerek bankaların kendi alacakları yönünden takas-mahsup işlemi yapmalarının gerekse haciz ihbarnameleri nedeniyle bloke konulmasının önlenmesini, hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasını,...
İptale tabi tasarruf konusu malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması halinde ise, onun yerine kaim olan miktar kadar üçüncü kişinin mal varlığına ihtiyati haciz konulabilecektir. İİK’nın 281/2. maddesinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, davayı kazanan davacı alacaklının, İİK’nın 281/2. maddesi kapsamındaki ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde, icra dairesine ibraz etmesinin zorunluluğu bulunmamaktadır. İİK’nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşür. Bu nedenle İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekir. Somut uyuşmazlıkta; Ankara 2....
konu muvazaalı/batıl satışların ve araçlar üzerindeki tasarrufların TBK'nın 19 ve İİK'nın 283/1 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması ile müvekkili yönünden iptali ile batıl olan bu tasarrufa ve davaya konu araçlar üzerinde müvekkiline cebri icra yoluyla alacağını tahsil hakkı tanınması ile haciz koyma ve satış hakkı tanınmasına ve tasarrufa konu araçların cebri icra yoluyla Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nün 2022 / 2661 esas esas sayılı icra dosyasından olan alacak ve ferilerini karşılayacak miktarda haczi ile cebri icra satış suretiyle alacağını tahsili hakkı/yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Madde kapsamında meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının olmaması nedeni ile meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, ayrıca İcra ve İflas Kanununda haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haczin yeni bir haciz olduğu, buna göre aynı taşınmaz üzerine birden fazla haciz konulmasını engelleyen bir yasa hükmü de bulunmadığı, taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulması, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmediği gibi, daha önce konulmuş haczi ve sonuçlarını da ortadan kaldırmadığı, bu talebin daha önceki haciz ve işlemlerden feragat anlamına gelmediği, somut olayda, alacaklının talebi üzerine taşınmaz üzerine 01/06/2015 tarihinde ikinci kez haciz konulmuş olup bu haczin geçerli olduğu ve süresi içerisinde 01/06/2016 tarihinde de satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının yatırıldığı, haczin düşmesinin sözkonusu olmadığı, bu nedenle şikayetin reddine ilişkin...
e teslim edildiğini, akabinde haberdar olunamayan ve itiraz edilemeyen haciz ihbarnameleri sonucu davacı müvekkilin borçlu durumuna düşürüldüğünü, İcra Müdürlüğü tarafından hatalı adrese yapılan tebligatlar dikkate alınmadan ve yine maaş haciz müzekkerelerinin şirkete değil borçlunun kendisine tebliğ edildiği hususu incelenmeden müvekkil şirketin icra dosyasına borçlu olarak kaydedilmesi ve hakkında haciz işlemi uygulanması hakka, hukuka ve özellikle de İİK hükümlerine aykırı olduğunu, İİK 72. maddesi gereği menfi tespit davası açma şartlarının oluştuğunu, ayrıca üçüncü kişinin genel menfi tespit davası açamayacağı yolunda herhangi bir yasal düzenleme de bulunmadığını, bu nedenle haciz ihbarnameleri sonucu borçlu durumuna düşürülen üçüncü kişinin İİK'nun 72. maddesindeki genel hükümden yararlanamamasının yasanın amacına uygun düşmeyeceğini, alacağın tümünün müvekkil şirketten tahsil edilmesinin açıkça hukuka aykırı olacağını." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir...
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince, Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na 3619 sayılı Kanun'la eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : Davacı şirketin 2011 ve 2012 yılı hesaplarının incelenmesi sırasında yapılan ilk hesaplara göre tespit edilen miktar üzerinden re'sen tarh edilecek özel tüketim ve katma değer vergileri ile kesilecek vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 3. bendi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin iptali istemiyle dava açılmıştır....