Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; haciz aşamasında taşınmazın tapu kaydının borçlu adına olduğunu bu nedenle haczin geçerli bir haciz olduğunu, icra müdürlüğü tarafından haczin kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın doğru olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır. İlk derece mahkemesi kararında; davacıların taşınmazı hacizli olarak satın almaları gibi bir durumun olmadığı, kesinleşen tapu iptali ve tescil kararı ile taşınmazda hak sahibi oldukları bu nedenle haczin usul ve yasaya uygun olmadığı ve kaldırılması gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 18/01/2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına ve şikayetçi vekilinin talebi doğrultusunda işlem yapılmasına karar verilmiştir....
Oysa ki, davacı tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi ve menfi tespit davası da açılmaması üzerine, davalı ancak haciz ihbarnameleri ile kesinleşen miktarı davacıya ödeyerek borcundan kurtulabilir. Davacı, dava dışı ... Mimarlık Anonim Şirketinden olan ve İcra İflas Kanunun 89.maddesi kapsamında kesinleşen alacak miktarını davalıya karşı her türlü hukuki yol ile ileri sürebilir. Yargıtay 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, borçlunun 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için 3. kişilere İİK'nun 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnameleri gönderildiği, kendisine İİK'nun 89. md.sine göre, haciz ihbarnameleri gönderilen şikayetçi şirketin, daha önce tebliğ edilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmelerine rağmen üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın dava dışı borçlu ... hakkında takibe geçtiğini ve müvekkili adına İİK.’nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri tebliğ edildiğini üçüncü ihbarnamenin 2.2.2006 tarihinde tebliğ edildiğini ve yasal süresi içinde bu davaya açma zarureti doğduğunu belirterek dava dışı borçlunun müvekkili nezdinde hiçbir alacağı olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi 3. kişi, icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; İİK’nun 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek haciz ihbarnamesinden 20.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu beyanla haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 20.07.2015 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, istemin kabulüne karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır....
İcra Müdürlüğünün 2017/12344 Esas sayılı dosyasına ve bu dosyada bulunan 15/02/2022 tarihli sulh ve ibranameye taraf olmadıklarından, haklarında yürütülen bu takip bakımından miktarın tartışmalı olduğunu, bu açıdan da alacaklının alacağının belirsiz ve açıklamayı gerektirir nitelikte olduğunu, yasanın ihtiyati haciz kararı verilebilmesi aradığı koşullar oluşmadan karar verildiğini, ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, ihtiyati haczin uygulanmasında birçok taşınmaz, taşınırlar ve banka mevduatlarının haczine karar verildiğini, ihtiyati haczin konu edildiği miktarın çok üzerinde taşkın haciz uygulandığını belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde alacağa yetecek tutarda tercih hakkını kullanacakları taşınmaz veya taşınırlarda haciz baki kalarak, alacağı aşan kısım yönünden hacizlerin kaldırılmasını istemiştir....
Ancak … tarih ve … sayılı haciz bildirisiyle …, … ve … plakalı araçlara haciz şerhi konulması ile tahsil zamanaşımı süresi kesilerek yeniden başlamış, işlemeye başlayan zamanaşımı … Mah. ... ada … parselde bulunan fabrika vasıflı gayrimenkul üzerine Çorlu Tapu Sicil Müdürlüğünün … tarih ve … yevmiye numarası ile konulan haciz şerhi ile yeniden kesilmiştir. 2003 yılında haciz konulan …, … ve … plakalı araçlara yakalamalı haciz konulması ve trafikten men edilmesi için düzenlenen … tarih ve … sayılı haciz bildirisi ile konulan haczin zamanaşımını kesecek yeni bir haciz uygulaması olmadığı, aynı araçlar üzerine ikinci kez konulan haczin açıkça amme alacağını zamanaşımına uğratmamaya yönelik olduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan, 09/07/2004 tarihini takip eden yılın başından 31/12/2009 tarihine kadar olan sürede zamanaşımını kesen bir hususun bulunmadığı görülmüştür....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ve 26/08/2003 tarihinde tebliğ edilen ödeme emirleri içeriği borçların tahsili amacıyla şirketin araçlarına 11/11/2008 tarihli haciz bildirisi ile haciz konulduğu, dolayısıyla şirketin araçlarına 11/11/2008 tarihli haciz bildirisi ile konulan haciz ile 29/07/2003 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin dayanağı ödeme emirlerinin farklı olduğu, bu nedenle, 11/11/2008 tarihli haciz bildirisi ile konulan haczin yeni bir haciz olduğu ve tahsil zamanaşımını kestiği, 2008 yılında konulan haczin 2003 yılında konulan haczin yenilenmesi mahiyetinde olduğu kabul edilse dahi yenileme işleminin haczin düşmesini önlemeye yönelik olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....
Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar” hükmü, aynı Yasa'nın 264/1. maddesinde ise; “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05.10.2015 tarih ve 2015/902 E, 2015/939 K. sayılı kararı ile ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 363 ve sonraki maddelerinde; icra mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kâbil olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmeleri zorunlu değildir. Kaldı ki; ihtiyati haciz üzerine süresinde takibe geçilmezse ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz kalır....
Mahkemece; haciz yapılan işyerinin 3. kişi tarafından borçludan devir alındığı, haciz esnasında işyeri girişinde borçlu şirketin tabelasının bulunduğu, yine haciz adresinde borçluya ait evrak bulunduğu, bu durumda İİK 97/a maddesinde yer alan karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir.. Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dosya kapsamındaki mecvut bilgi ve belgelerden; borçlular ... ve ... Petrol Ltd. Şti’nin dava konusu haczin kendilerine ödeme emri tebliğ edilmeden yapıldığından bahisle şikayet yolu ile iptali için yaptıkları başvuruları üzerine ... 11....