Mahkeme; davacılar tarafından 89/1 haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmesine rağmen, haciz işlemleri yapılması şikayet olarak ileri sürülmüş ise de; haciz mahalline dosya borçlusu Önder Özgürbüz'ün adresi olması sebebiyle gidildiği, haczin ve yapılan işlemlerin muhatabının dosya borçlusu Önder Özgürbüz olduğu, davacıların İİK'nın 89.maddesi uyarınca icra dosyasına borçlu olarak ekli de olmadıkları, bu nedenle bu yöndeki şikayetin yerinde olmadığı, ayrıca takibin tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin, tarafı olmadıkları takip dosyasından yapılan haciz işlemi ile ilgili haczin uygulama biçimine yönelik şikayette bulunmayacakları gibi, haczin kaldırılmasını da talep etme hakları bulunmadığı, üçüncü kişinin haczin kaldırılması isteminin istihkak iddiası ile birlikte usulünce ileri sürmesi gerektiği, somut olayda davacı üçüncü kişilerin haciz işleminin uygulama biçimine yönelik şikayet ve haczin kaldırılması istemesinde aktif husumetleri bulunmadığından şikayetin reddine karar verildiği...
- K A R A R - Davacı vekili, davalının Antalya 8.İcra Müdürlüğü’nün 2009/21697 Esas sayılı dosyasında müvekkiline 1 ve 2.haciz ihbarnameleri gönderdiğini, müvekkilinin bu ihbarnamelere itiraz etmesine rağmen 3.haciz ihbarnamesinin gönderildiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının bu davayı açmak yerine İcra Hukuk Mahkemesi’ne ihbarnamelerin iptali için başvurabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda davacı bankanın 1 ve 2.haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz ettiği, ancak sehven icra dosyasına girmediği, davacının bu durumda İcra Hukuk Mahkemesi’nden bu ihbarnamelerin iptalini isteyebileceği, dolayısıyla bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 89.maddesine dayanan menfi tespit davasıdır....
Mahkemece; haciz tarihinden önceki noter satış sözleşmesi ile araç mülkiyetinin davacı 3.kişiye geçtiği gerekçesiyle, asıl davada; davanın kabulü ile araç üzerindeki haczin kaldırılmasına, davalı-karşı davacı (alacaklı) vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-K.davacı (alacaklı) vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ve davalı alacaklının da karşılık olarak açtığı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece; haciz tarihinden önceki noter satış sözleşmesi ile araç mülkiyetinin davacı 3.kişiye geçtiği gerekçesiyle, asıl davada; davanın kabulü ile araç üzerindeki haczin kaldırılmasına, davalı-karşı davacı (alacaklı) vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-K.davacı (alacaklı) vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ve davalı alacaklının da karşılık olarak açtığı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemelerinin yetkili olduğunu, işbu davanın açıkça yetkisiz mahkemede açıldığı görüldüğünden davanın yetkisizlik nedeniyle de usulden reddi gerektiğini, dava dışı ... ... ve diğer borçluların müvekkile olan borcu nedeniyle icra takip işlemlerine girişildiğini, mevcut mevzuat uyarınca usul ve yasaya uygun şekilde borçluların ticari veya sair ilişki ve faaliyetlerine devam ettikleri kişilere haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacının da bu ihbarnamelerin gönderildiği kişilerden birisi olduğunu, davacıya 89/1, 89/2 ve 89/3 ihbarnameleri gönderilmesine karar verildiğini, ayrıca davacının iddialarının aksine haciz ihbarnameleri usulüne uygun olarak tebliğ ettiğini, buna rağmen davacı, süresi içerisinde itiraz etmediğinden borcun zimmetinde/malın yedinde sayılmasına karar verildiğini ve kendisi borçlandırıldığını, bu husus tüm icra dosyası kapsamında sabit olduğunu, buna göre somut olayda usul ve yasaya aykırı hiçbir durumun olmadığının sabit olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun...
Kararı, ihtiyati haciz kararına itiraz eden (borçlular) vekili temyiz etmiştir. Alacaklı on gün içinde ihtiyati haciz kararının infazını istemiş olmasına rağmen, icra dairesince borçlunun malları ihtiyaten haciz edilmeden önce, alacaklının ihtiyati haciz kararından önce veya sonra yapmış olduğu ve genel haciz yolu ile takip üzerine, borçlunun ödeme emrine itiraz ederek, takibi durdurmuş olması icra dairesinin ihtiyati haciz kararını uygulayarak borçlunun mallarını ihtiyaten haciz etmesini önleyemeyeceği gibi, borçlunun, malları üzerine ihtiyati haciz konulduktan sonra ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurmuş olması da, daha önce malları üzerine konulmuş olan ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirmez. Bu durum karşısında, somut olayın değerlendirilmesi ihtiyati haczin icrasına ilişkin olup, İİK m. 261 uyarınca görevli mahkeme icra mahkemesidir....
alacakları, tüm malvarlığı üzerine işlenmek üzere İstanbul 35.icra Müdürlüğünün 2020/6173 E. sayılı dosya alacak ve ferileri (2.788.516,42- TL) ile sınırlı olacak şekilde hukuka aykırı ihtiyati haciz kararı verdiğini, alacaklının bu kararı alarak doğrudan icra dosyasına sunarak ihtiyati haciz kararını uygulattığını, ihtiyati haczin miktarına ilişkin itirazları sonucunda yanlışlığın düzeltildiğini ve sonuç itibari ile müvekkili hakkında uygulanacak ihtiyati haciz tutarının 277.500- TL olduğunun hüküm altına alındığını ve bu konuda icra müdürlüğüne yazı gönderildiğini, icra müdürlüğünün ihtiyati haciz tutarını 277.500- TL olarak güncellediğini, icra dosyasından müvekkilinin banka hesaplarına, 5 adet taşınmazına ve 6 adet aracına ihtiyati haciz işlendiğini, araçlarına yakalama konulduğunu ve ayrıca 23.03.2021 tarihinde de evinde haciz işlemi uygulandığını, müvekkilinin, evinde uygulanan haciz sırasında muhafaza işlemine engel olmak amacıyla alacaklı vekiline haciz mahalinde 50.000- TL ödeme...
- K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen itirazın iptali davasının 26.02.2015 tarihli kararında hükmedilen 149.031,54 TL alacak için ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, itirazın iptali kararının icra dosyasına ibrazıyla icra işlemlerine devam edilebileceğini, alacaklının ihtiyati haciz talebinde hukuki yararı bulunmadığını, kararın kesinleşmediğini, verilen kararda da ihtiyati haciz talep eden yararına vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, alınan ihtiyati haciz kararı üzerine mal varlığına haciz konulan borçluların, ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini ve itirazın alacaklıya tebliğ edildiği halde İİK'nun 264/2. maddesi uyarınca alacaklının süresinde itirazın kaldırılması veya itirazı iptali davası açmadığını, bu nedenle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılması için mahkemeye başvurduğu, mahkemece talebin reddine karar verildiği görülmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarihli kararıyla, mülkiyetin davacı adına tespit ve tescilinin karara bağlandığı, davacının da, maliki olduğu taşınmaz üzerine 22.12.1997 tarihinde konulmuş bulunan haczin kaldırılması istemiyle iş bu davayı açtığının anlaşıldığı, 6183 sayılı Kanunun 88 inci maddesi gereğince gayrimenkullerin haczinin tapu idaresine "Haciz Bildirisi" tebliğ edilerek yapıldığı, haciz bildirisinin tebliği üzerine haczin tapu idaresince tapu siciline şerh verilmesiyle borçluların tasarruf hakkının Medeni Kanunun 1010 uncu maddesine göre kısıtlandığı, haciz şerhine rağmen üçüncü şahıslar taşınmazın mülkiyetini kazanabilir ise de, haczin yeni malike karşı da tesirini göstereceği ve onun hakkında da hüküm ifade edeceği, üzerinde haciz şerhi olan taşınmazı iktisap eden yeni malikin, borç ödenmedikçe haczin neticelerine ve özellikle taşınmazın önceki malikin borcu için icra yoluyla satılmasına Medeni Kanunun 1010 uncu maddesi gereğince boyun eğmek zorunda kalacağı, bu durumda uyuşmazlığın...