nun 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı kanunun 281/2. maddesinde "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir olunur. Şu kadar ki, davanın, elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez" hükmü yer almaktadır. Mahkemece davalı 3.kişi ... hakkında teminat mukabilinde 24.09.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı verilmesine rağmen dava konusu taşınmazın dava dışı kişiye devir edildiği, tasarrufa konu satış bedelinin düşük olduğu, başka takip borçlularının da bulunduğu gerekçesiyle 05.05.2015 tarihinde 3.kişi hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK.'...
ye haciz ihbarnameleri gönderildiği, davalı tarafından üçüncü ihbarnameye karşı menfi tespit davası açılmaması halinde borcun zimmetinde sayılacağı ve zimmetinde sayılan borcun ödemeye zorlanacağı, diğer taraftan İcra ve İflas Kanunu'nun 193'üncü maddesinin ilk iki fıkrası gereğince iflasın açılması ile borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takiplerin duracağı, iflas kararının kesinleşmesi ile bu takiplerin düşeceği, bu durumda davalı müflis şirket hakkında iflasın açılması ile haciz ihbarnamesi ile ilgili feri takiplerde duracağından ve iflasın kesinleşmesi ile bu takip düşeceğinden, İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesi kapsamından takip hukuku yönünden kesinleşmiş olsa bile alacağın müflis şirket iflas masasına kaydı mümkün olmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Ve 3.Haciz İhbarnameleri düzenlenerek müvekkili şirket borçlu olarak dosyaya eklendiğini, 34 XX 530 plakalı aracının yakalanması ile müvekkilinin hacizden haberdar olduğunu, icra müdürlüğüne başvurularak haczin kaldırılması ve müvekkil şirketin borçlu olarak dosyaya eklenmesi işleminin kaldırılması talep edildiğini, icra müdürlüğünün 07.08.2019 tarihli kararı ile taleplerinin reddedildiğini, müvekkili şirkete yapılan tebligatlar usulsüz olup, 2.ve 3.haciz ihbarnamelerinin de hukuken hükmü bulunmadığını belirterek, şikâyetin kabulü ile müvekkili şirketin dosya borçlusu olarak eklenmesine dair işlemin iptaline yönelik taleplerinin reddine dair 07.08.2019 tarihli kararının iptaline, müvekkilin borçlu olarak dosyaya eklenmesine dair işlemin kaldırılmasına, müvekkili şirketin 34 XX 530 plakalı aracına konulan haczin kaldırılmasına dosya üzerinden karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emri ve haczin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E., 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Taşınmaz haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan, icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmamaktadır. Daha sonra tapu iptali ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin, haczin kaldırılması için, Hukuk Genel Kurulu'nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 Esas 2001/516 Karar sayılı kararında ve Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarında da belirtildiği üzere genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. O halde mahkemece istemin bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2012/2337 sayılı takip dosyasından 28.3.2012 tarihinde İİK.nun 96-97 maddesine göre haciz yapıldığını, haczin adresinin müvekkilinin şubesi olduğunu mahcuzların müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, haczin İİK.nun 99. Maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin takibe konu çekte belirtilen adreste yapıldığını, borçlunun bu adresi takibin iptali davasından kendi adresi olarak belirttiğini haciz mahallinde borçluya ait belgeler bulunduğunu, haczin İİK.nun 97. Maddesine göre yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda haczin borçlunun adresinde yapıldığı, haciz mahallinde borçluya ait belgeler bulunduğu icra müdürlüğünce İİK.nun 96.-97 maddelerine göre işlem yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. Kişi vekilince temyiz edilmiştir....
Bu karar üzerine dosyanın görevsizlikle gönderilen Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde; 13.01.2022 tarihli Ara Karar ile; icra takibinin İnegöl İcra Müdürlüğünün 2019/15005 Esas sayılı dosyasında yapıldığı itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, dava görülürken talep üzerine verilen ihtiyati haczin İnegöl İcra Müdürlüğünün 2020/9456 Esas sayılı dosyasında infaza konulduğu, davalı tarafından ihtiyati haciz miktarı kadar bedelin teminat olarak yatırıldığı ve ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunulduğu, İİK 266 maddesine göre takibe başlanıldıktan sonra teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması talebini incelemeye icra mahkemesinin yetkili olduğu belirtilerek, talebin reddine karar verilmiştir....
Şikâyetçi üçüncü kişi vekili dava konusu taşınmazı, üzerindeki haciz şerhiyle birlikte 24.12.2012 günü satın aldıklarını; daha sonra 07.01.2013 günü haczin kaldırıldığını ancak alacaklının talebi üzerine taşınmazın kaydına 18.12.2013 günü tekrar haciz şerhi konulduğunu, bu tarih itibariyle taşınmazın müvekkilinin mülkiyetinde olduğunu ve borçluya ait olmayan taşınmaz üzerine haciz konulamayacağını ileri sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
gerek davalıya takibe konu borcu olmaması gerek müvekkilinin asıl borçlu Hakan Bilir ile aralarında herhangi bir borç ilişkisinin olmaması gerekse pandemi sürecinde haciz ihbarnamelerinin usule aykırı tebliği göz önüne alınarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve dolayısıyla müvekkili açısından haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Çulhaoğlu imiş gibi işlem yapıldığını ve mirasçılarında olan müvekkili dosyaya borçlu olarak kaydedildiğini ve aracına haciz konulduğunu belirterek Sakarya 3....