Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

işlemlerin yürütüldüğünü, buna rağmen davalı Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından davacı şirkete ihtarname gönderilerek TİS için yer, gün ve saatin saptanmasının istenildiğni, açıklanan nedenlerle öncelikle Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin tedbiren durdurulmasını, sendikanın almış olduğu yetki belgesinin geçersizliğinin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir....

çağrının kanunda belirtilen sürede yapılmaması halinde yetki belgesinin hükümsüz hale geleceği doktrinde de açık bir şekilde yer ifa edildiğini, başkanlığınız tarafından açıkça görüleceği üzere somut olayda sendika toplantı iradesine, toplantının gerçekleşeceği saat veya tarihe ilişkin herhangi bir bilgi vermemiş olup sadece toplu iş sözleşmesi taslağını ilettiğini, bu durumda sendikanın çağrı yapmadığı şüpheden ari şekilde ortada olduğunu, sendikanın yetki belgesinin hükümsüzlüğüne ilişkin tespit sürecinde hükümsüz yetki belgesi ile sürdürülen sendikal sürecin meydana getireceği zararın boyutu ve telafisinin imkansız olması sebebiyle işbu süreçte ihtiyati tedbir kararı temin edilmesi hem toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçiler hem de adi ortaklık adına elzem olduğunu, hükümsüz yetki belgesi ile ilerleyen sendikal süreçte ve süreç sonucunda söz konusu hukuka aykırılık nedeniyle hem toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçiler hem de müvekkil şirketler nezdinde hukuki, maddi ve manevi hak...

A.Ş. işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için çoğunluğu sağladığının tespiti için davalı Bakanlığa müracaat ettiğini, davalı Bakanlıkça 03.09.2014 başvuru tarihi itibari ile işyerinde 5.739 işçinin çalıştığı, davacı sendikanın 2760 üyesi bulunduğu ve yasanın aradığı çoğunluğu sağlamadığı yönünde olumsuz tespit işlemi tesis ettiğini, bunun davacı sendikaya 24.09.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, bu tespitin eksik ve hatalı olduğunu, zira Bakanlığın gerçek durumu araştırmak yerine salt işverenlikçe tek yanlı yapılan bildirimleri esas aldığını, Yargıtay içtihatlarına rağmen gerçek durumu araştırmadığını, davacı sendikanın yetki tespiti için yaptığı başvuru sırasında dava dışı işverenliğin sendikanın çoğunluğu sağlamasına yönelik tasarruf ve işlemlerine işaret ederek bu konuda müfettiş marifeti ile kapsamlı araştırma yapılmasını talep ettiğini, dava dışı işverenliğin tasarruflarının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, aynı zamanda kanuna karşı hile teşkil ettiğini, davacı sendikanın...

    mesajlar gönderildiğini, organize sanayi bölgesi (OSB) içinde yer alan davalı işyerine gitmek isteyen çalışanların ve sendikacıların OSB içine dahi alınmaması için yasa dışı şekilde engellemede bulunduğunu, asılsız şekilde işçilerin üretimi engelliyormuş gibi yansıtılmaya çalışıldığını, sendikanın yetki aldıktan sonraki günlerde fesihlerin sendikal nedene dayandığının gizlenemez hale geldiğini, çalışanlara tutanak baskısı vb. biçimlerde iş baskısına devam edildiğini, bazı işçilerin işten atılma korkusu ile sendika yetki aldıktan sonra dahi sendikadan istifa ederek çalışmaya devam ettiğini, davalı işveren tarafından bazı işçilerin çıkış bildirimlerinde değişiklikler yaptığını, fesih gerekçesinin kuruma önce işin sonlanması olarak bildirildiğini, ardından bu işlemin iptal edilerek farklı fesih gerekçeleri belirtildiğini iddia ile feshin geçersizliğinin tespiti ile davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir....

    SAVUNMA : Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının mahkemece incelenmesini, diğer davalı sendikanın yetki tespit başvurusu üzerine kayıtların incelenerek davalı sendikaya yetki belgesinin verildiğini, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin toplu iş sözleşmesini geciktirmek amacı ile yetki itirazı hakkını kötüye kullanarak dava açtığını, 6356 sayılı yasanın 43/3 maddesi uyarınca davanın reddini, itiraz dilekçesinde iş kolu tespiti ile ilgili olarak ileri sürülen iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, iş kolu tespitine ilişkin davaların toplu iş sözleşmesi sürecini etkilemeyeceğini, davalı sendikanın yeterli üye sayısına ulaştığını itiraz dilekçesinde somut gerekçelerin ileri sürülmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR VE GEREKÇESİ: İstanbul 34....

    üye çoğunluğunu sağlayamadığı ve bu anlamda, davalı Bakanlığın, 02.11.2017 tarih ve 58736034- 103.02- E.91025 sayılı olumlu yetki tespit belgesinin de iptalinin gerektiğine dair iddialarını, ispat edemediği; aksine, davalı Sendikanın, davacı işveren Şirket nezdinde, toplu iş sözleşmesi yapmak için yeterli yasal çoğunluğu sağladığı ve bu kapsamda, davalı Bakanlıkça yapılan, yetkili sendikanın tespitine yönelik işleminin de, hukuken hatalı olmadığı, anlaşılmıştır....

    Devlet Hastanesi 2012 yılı için veri hazırlama ve kontrol işletmeciliği ve bilgisayar donanım teknik destek ve yazılım bakım elemanı hizmet alımını ihale sözleşmesiyle üstlendiğini, toplu sözleşme yapmak isteyen davalı sendikanın Çalışma Genel Müdürlüğüne başvurması sonucu 03/02/2012 tarihli yetki belgesinin düzenlenerek ilgili sendikaya gönderildiğini, asıl işveren ile müvekkili şirket arasında hiçbir bağ olmadığını, sendikanın sayısal çoğunluğu sağlamadığını iddia ederek yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      Sendikası lehine verilen 25.08.2022 tarihli ve 163286 sayılı yetki belgesinin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1....

        Davalı sendika vekili; davacı tarafın sendikanın yetki almasını engellemek için işçi sayısını muvazaalı olarak artırdığını, Eylül ayı için 32 kişinin işe alındığını ve bu kişilerden 24 kişinin yetki başvurusunun yapıldığı tarih ve iki gün öncesi işe alındığını, davacı işyerinde başvuru tarihi itibari ile sendikanın 46 üyesi bulunduğunu, üye kayıt fişlerinin işverene bildirilmemesinin çoğunluk tespitinin iptalini gerektirmeyeceğini ve tüm bu nedenlerle davalı sendikanın işyerinde yeterli çoğunluğa sahip olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalı sendikanın davacı işverenin işyerlerinde çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir....

          Davalı savunması; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, zaman aşımı itirazında bulunduğunu, Petrol İş Sendikası tarafından 20/07/2016 tarihinde grev kararı 22/08/2016 tarihinde grev uygulaması kararı alınarak grevin başladığını, grevin 1 yılı aşkın süre devam ettiğini, bu süreçte grevde bulunan yaklaşık 300 işçi mağduriyeti nedeniyle sendikadan ve müvekkil işyerinden istifa ettiğini, işçilerin sendikadan aldığı 500,00 TL ile geçinemediklerini, grev nedeniyle başka yerde çalışma imkanları olmadığından işyerinden istifa etmek zorunda kaldıklarını ve tazminatlarını talep ettiklerini, işverenin 300 kişiyle arabuluculuk anlaşması yaparak sulh olunduğunu, Bursa 5....

          UYAP Entegrasyonu