Kısaca belirtmek gerekirse, mera üzerinden geçit kurulamaz. Yasal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde meradan geçit hakkı kurulmasına ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Mahkemece, davacının başka taşınmazlardan geçit hakkı kurulması talebi varsa çevredeki genel yolları gösterir şekilde geniş ölçekli pafta örneği getirtilerek dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda genel yola kesintisiz şekilde ulaşımı sağlayacak tüm alternatifler belirlenerek en uygun alternatif üzerinden geçit tesisine karar verilmesi, davacının başka yerden geçit hakkı kurulması talebi bulunmadığı takdirde ise; davanın reddine karar vermek olmalıdır. (Yargıtay 14....
0,56 m2 ve E-0,11 m2 ve F=11,01 m2 olmak üzere toplam (D+E+F)- 11,68 m2 ve 19 nolu parsel lehine toplam A+B+C+D+E+F=27,75 m2 geçit hakkı sağlanabildiğini belirtilmiş, söz konusu geçit hakkı güzergahına ait fotoğrafları dosyaya ibraz edilmiştir....
Geçit hakkı davaları, ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/65 D.İş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak ele alındığında; Mersin Valiliği İl İdare Kurulu'nun 09/08/1990 tarih ve 4/3960 sayılı kararı ile davacı T1 ait 1119 parsel lehine kurulan davalı T8'a ait 1116 parsel, davalı İsmet Erol'a ait 1117 parsel ve Nebil Berber'e ait 1118 parselden geçit hakkı kurulmuş olduğu anlaşılmış olup, Toroslar Belenkeşlik Mah. 1119 parsele tapuda geçit hakkı kurulan 1116 parsel girişine göre soldaki demir kapıyı tutan 50cm'lik beton sütun ile devamındaki tel çitin geçit hakkına engel olduğunun tespitine, Toroslar Belenkeşlik Mah. 1119 parsele tapuda geçit hakkı kurulan 1116 parsel önünde eni 1,70m boyu 4,00m. de 6,80m²'lik sulama havuzundan geçit hakkına engel olduğu yönünde tespitlerin yapıldığı, bu durumda davalı T8’a ait Mersin ili, Toroslar İlçesi, Belenkeşlik köyiçi 1116 parseldeki yol geçit hakkı alanına el atma olduğu, ancak davalı İsmet Erol'a ait olan 1117 parselin yol geçidini...
ile iyiniyetli sayılamayacak şekilde hakkın iptali için dava açmış ancak mahkemenin kabul kararı Yargıtay tarafından geçit hakkının iptal edilemeyeceği gerekçesi ile esastan bozulduğunu, müvekkilinin tarla ve evine başkaca geçit bulunmadığından mahkemece tesis edilen geçit hakkını kullanmak üzere, kararın infazı için İzmir 23.İcra Müdürlüğü 2014/5419 Esas sayılı icra takibi yapıldığını, icra müdürlüğünden Lüleburgaz İcra Müdürlüğü'ne talimat gönderilmiş ve Lüleburgaz 1.İcra Müdürlüğü 2015/108 Talimat sayılı dosya ile geçit hakkının infazı için ilgili yere gidildiğinde üzerindeki duvar ve muhtelif yapılar nedeni ile geçit hakkı tesis edilemediğini, ekli belgelerde görüldüğü gibi, talimat icrası kal kararı olmadığından kararı infaz edemediğini, müvekkili lehine geçit hakkı bulunmasına rağmen engellemeler dolayısı ile fiilen kullanılamadığından, tapuya tescil edilen geçit hakkının kullanılabilmesi için, geçit hakkı tesis edilen kesinleşmiş ekli karar gereğince, geçit hakkına engel olan duvar...
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, geçit hakkı davalarına esas olan geçit hakkı ihtiyacı mutlak geçit hakkı ve nispi geçit hakkı ihtiyacı olarak ikiye ayrılmaktadır. Mutlak geçit hakkı ihtiyacı taşınmazın yola hiç bir sınır ve bağlantısı olmadığında, nispi sınır ihtiyacı ise taşınmazın yola bağlantısının bulunduğu ancak yolun ihtiyacı karşılamadığı durumlarda söz konusu olmaktadır. Geçit hakkı davalarında esas olan kriter mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya ve geçit hakkında en az zarar görecek olandan yol geçirilmesidir. Geçit hakkı hükmü kurarken yükümlü taşınmazın Kullanım Bütünlüğünün bozulmaması da önem taşımaktadır. Geçit hakkı tesis ederken en uygun geçit; davacı lehine en uygun olan ya da bedel olarak daha düşük olan geçit değildir. En uygun geçitten anlaşılması gereken yükümlü taşınmaz yani üzerinden geçit kurulan taşınmaz ya da taşınmazlara en zarar veren geçittir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecek ise, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Somut olayda, davacının maliki bulunduğu 374 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Geçit ihtiyacında bulunan taşınmaz tarla(arsa), geçit ile yükümlendirilen taşınmazlar ise arsa niteliğiyle tapuda kayıtlıdır. Mahkemece, geçit ihtiyacı içinde bulunan taşınmazın, 1280 ve 1282 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulması ile arsa niteliği kazanacağı gerekçesiyle 4 metre genişlikte geçit hakkı kurulmuştur. Özünü komşuluk hukukundan alan geçit hakkı kurulurken taraf yararlarının da gözetilmesi gerekir....
Diğer taraftan, bir taşınmaz yararına diğer bir taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisi, yüklü taşınmaza diğer taraf taşınmazının üzerinden geçit külfeti yükler. Geçit hakkı kurulmuş olsa bile, taşınmaz maliklerin mülkiyet hakkı devam eder. Geçit aşırı kullanılmış veya parselde geçit dışında faaliyetler varsa taşınmazın maliki Türk Medeni Kanununun 683. maddesine dayanarak bunların giderilmesini isteyebilir. Bütün bu nedenlerle mahkemece yapılması gereken iş, çekişmenin esasını inceleyerek bir hüküm kurmak olmalıdır. Kesin hüküm koşulları gerçekleşmediği, davanın bu nedenle reddi doğru olmamış, kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 07.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....