"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/03/2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 01/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerine ait taşınmazların ana yola bağlantısının bulunmaması nedeniyle asıl davada 132 ada 62 parsel sayılı taşınmaz yararına; birleştirilen davada ise 132 ada 66 parsel sayılı taşınmaz yararına davalılara ait taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1259 KARAR NO : 2023/1761 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İYE HUKUK MAHKEMESİNİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2019/428 ESAS 2021/485 KARAR DAVA KONUSU : Geçit Hakkı KARAR : Taraflar arasındaki davada ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı 17/07/2019 tarihli dava dilekçesinde; maliki olduğu Bursa ili, Yenişehir ilçesi, Yeniköy Mah, 640 parselde bulunan taşınmazın ana yola çıkışı bulunmadığını belirterek komşu parsellerden bedeli karşılığında geçit hakkı tesis edilmesini talep etmiştir. Davalı 05/08/2019 tarihli cevap dilekçesinde; usule ve hukuka aykırı davanın reddini istemiştir....
Dava; geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu" , ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı " ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....
Somut olayda; 1)Geçit hakkı istemine ilişkin 2015/45 Esas sayılı asıl davada mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 21.07.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisine göre 169 ada 21 parsel sayılı taşınmaz lehine, 169 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan krokide A harfi ile gösterilen 74.04 m2'lik bölüm üzerinden geçit hakkı tesis edildiği anlaşılmıştır. 169 ada 21 parsel lehine A harfi ile gösterilen bölüm üzerinden geçit hakkı tesis edilmesi durumunda 169 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yola değil 169 ada 19 parsele bağlanmakta ve bu şekilde geçit kurulması geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir....
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesi kapsamında zorunlu geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....
Kabule göre de; yararına geçit hakkı istenilen 1480 parsel numaralı taşınmazın mevcut konumuna ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine göre diğer alternatiflerin yeterince araştırılmamış olması, 1481 parsel aleyhine kurulan bir geçit hakkı bulunmadığı halde geçit bedelinin bir kısmının önceki geçit hakkına istinaden 1481 parsel malikine verilmesi, aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazda bulunan ve kesilmesi gereken zeytin ağaçlarının değerlerinin hüküm tarihine yakın bir tarih itibarıyla ve nitelikleri gözetilerek değer tespitinin usulünce yapılmamış olması da dairemizce doğru görülmemiştir....