"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, ... Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından tahsis edilen deprem konutlarına ilişkin kayıtlarda murisinin "..." olarak yazılı kimlik bilgisinin "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu tahsis belgesindeki hatanın düzeltilmesi istendiğinden davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1- Sanık hakkında ... plakalı araç ... belgesindeki 25.09.2007 tarihli, ... plakalı araç ... belgesindeki 15.05.2007 tarihli, ... plakalı araç ... belgesinde ki 15.08.2007 tarihli, ... plakalı araç ... belgesindeki 15.08.2007 tarihli, ... plakalı araç ... belgesindeki 03.10.2007 tarihli eylemleri nedeniyle “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bozma kararına uyularak yapılan yargılamada sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun TCK'nin 204/1 maddesindeki cezasının üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi...
nın kendisiyle evlenmesinden önce birlikte yaşadığı Kadir Beyoğlu'ndan olduğunu, küçüğün anne tarafından evlilik birliği içinde doğmuş müşterek çocuk gibi nüfusa kaydettirildiğini iddia ederek, sözkonusu kaydın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.12.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesindeki hak sahibi kaydının düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 6.3.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır....
nin dosya içerisinde mevcut kimlik tespit tutanağı ve Isparta Göç İdaresi Müdürlüğünden alınmış geçici koruma kimlik belgesindeki bilgiler de dikkate alınarak INTERPOL aracılığı ile nüfus kaydı getirtilerek karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı CMK’nın 209. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olup, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin kararı hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, CMK'nın 307/4. maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, tutuklama şartlarında değişiklik bulunmaması ve tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak sanık ... hakkındaki tahliye talebinin reddine, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Antalya 10....
Hukuk Dairesi E. 2020/511- K. 2020/1070,T. 27.2.2020) Somut olayda; davanın mükerrer kaydın iptaline ilişkin olduğu, ilk kaydın Mardin ili, Artuklu ilçesinde oluştuğu, daha sonra ailenin İstanbul , Kadıköy Fenerbahçe'ye taşındığı, buradan yeni kayıt oluştuğu, mahkemece İstanbul Fatih ilçesi ve Üsküdar'daki kayıtların celp edildiği, tüm araştırmalara rağmen arşiv kayıtlarındaki evrakların okunamaması nedeni ile tescile dayanak tüm belgelerin elde edilmediği, Ahmet Haluk Alp ile Ahmet Haluk Güç'ün kimlik bilgilerini ve doğum tarihlerinin aynı olduğu, bu nedenle her iki kaydın aynı kişiye ait olduğu, kural olarak mükerrer kayıtta ilk kaydın kurulması gerektiği, ikinci kaydın mükerrer kabul edilmesi gerekir . Buna göre ilk kayıt Mardin ili, Artuklu ilçesinde oluşan kayıttır. Ancak Yargıtay kararlarına göre ikinci kayıt mükerrer olması ve ilk kaydın korunması kural olmakla birlikte ikinci kayıt aktif bir kayıt ise menfaat gereği bu kaydın korunması gerekir....
Eldeki davada davacının amacı alacağını tahsil etmek olduğundan İİK'nin 283/1 madde gereğince dava konusu tasarrufun davacının kat'i aciz belgesindeki alacağı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken satışın muvazaa nedeniyle iptaline, taşınmazın eski malik ... adına yeniden tesciline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile....eraset belgeleri, davaya dahil edilen adı geçenlerin mirasçılarının açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan...... kaldığı anlaşıldığına göre davacının adına iptal ve tescil şeklinde dilekçede yer alan isteğin kaydın tamamı bakımından değil miras payı oranında iptal ve tescil şeklinde anlaşılması, yorumlanması ve buna bağlı olarak ancak miras payı oranında mahkemece iptal tescile karar verilmesi düşünülmelidir. Şu halde mahkemece yapılacak iş, 153 ada 11 parsel maliki ...’ün dava tarihinden sonra öldüğü gözetilerek veraset belgesindeki tüm mirasçılarına davanın yöneltilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, iddia ve savunma doğrultusunda, toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi uygun değildir....
Kabule göre de; Yaşının düzeltilmesi istenilene ait doğum tutanağının getirtilip doğum tarihinin ne şekilde nüfusa işlendiği araştırılmadan ve dosyada mevcut nüfus kayıtlarının incelenmesinde davacı ile ikizi olduğu anlaşılan Zahide'nin ikizlik kaydı bertaraf edilmeden eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMKnın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMKnın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.11.017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....