Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesinde, muhdesatın oranlanarak hak sahiplerine verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de; hüküm sonucunun 1 inci bendinde satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında dağıtılmasına karar verildikten sonra 4 üncü bendinde muhdesat oranı çıkarıldıktan sonra kalan arsa bedeline karşılık gelen %46,20'nin taraflara tapu ve mirasçılık belgesindeki oranlarda dağıtılmasına karar verilmiş olması, infazda tereddüt yaratacak olup muhdesat oranlamasını da bertaraf edecek niteliktedir. 3....
Bu nedenle davacı çocukların kendilerini doğuran kadın dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olmaları, çocuk ile kadın arasında soybağının kurulması davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davası niteliğindedir. Bu nedenle davacıların annesinin kim olduğunun belirlenmesi önceliklidir. Gerçek annelerinin tespit edilmesi sonucunda babalık karinesine dayalı olarak davacıların babalarının belirlenmesi mümkün olacaktır. Bu halde davacılar yönünden babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kayden baba gözüken Tahir’in nüfus kütüğüne kaydedilme söz konusu olacağından davacılar ile Tahir arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda davacılar ile Tahir arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....
Bu nedenle davacı çocukların kendilerini doğuran kadın dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olmaları, çocuk ile kadın arasında soybağının kurulması davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davası niteliğindedir. Bu nedenle davacıların annesinin kim olduğunun belirlenmesi önceliklidir. Gerçek annelerinin tespit edilmesi sonucunda babalık karinesine dayalı olarak davacıların babalarının belirlenmesi mümkün olacaktır. Bu halde davacılar yönünden babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kayden baba gözüken Tahir’in nüfus kütüğüne kaydedilme söz konusu olacağından davacılar ile Tahir arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda davacılar ile Tahir arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü K A R A R Dava dilekçesinde, davacının 01.01.1970 olan doğum tarihinin 01.01.1968 olarak düzeltilmesi istenilmiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, davacının babası... hanesinde kayıtlı iken 15.05.1965 tarihinde evlenerek haneden ayrılması üzerine ... soyadı ile kayıtlı olduğu nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü yer almaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, davacının babası....hanesinde kayıtlı iken 11.09.2001 tarihinde evlenerek haneden ayrılması üzerine ...soyadı ile kayıtlı olduğu nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü yer almaktadır....
Mahkemece, davacı tarafından delil olarak ileri sürülen mirasçılık belgesindeki murisin Resul oğlu İbrahim olduğu, iptali istenen mirasçılık belgesindeki murisin isminin ise İbrahim olarak geçtiği, adı geçenlerin aynı kişiler olup olmadığının anlaşılamadığı, üstelik davacılar tarafından yalnızca iptal istendiği, mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin düzenlenmesi gerekeceği, davacılar tarafından yenisinin düzenlenmesinin istenmediği gibi yeni mirasçıların kimler olacağına dair delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi hüküm gerekçesi de yerleşik uygulamalara da uygun değildir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 30.maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1057 Esas 2009/1014 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre sağlanmış ve mahkemece satış parasının belirtilen mirasçılık belgesindeki paylar oranında paylaştırılmasına karar verilmiştir. Taraf vekillerince söz konusu mirasçılık belgesindeki pay hesabının hatalı olduğu belirtilerek iptali için ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1067 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı bildirilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan mirasçılık belgesinin iptali için açılmış bir dava bulunuyor olması halinde bu husus bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi zorunlu olup, belirtilen nedenle hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle, tasarım başvurusu veya tescili hukuki bakımdan bu Kanun Hükmünde Kararname ile sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılır." hükmü düzenlenmiştir. Toplanan deliller dikkate alındığında asıl davada dayanak tasarımın yeni ve ayırt edici özelliğe sahip olmadığı gerek kaldırma kararı öncesinde gerek son alınan rapor kapsamı ile sübuta ermiştir. Dolayısıyla tasarım ile sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacaktır. Esas dava yönünden tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştır....
Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında "Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kayıtla ispat edilir." hükmünü içermektedir. Yine 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin (c) fıkrasında, "Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder." ibaresini içermekle, Mahkemece açılmış bulunan tespit davasında hukuku etkilenecek kişiler davaya dahil edilerek gerekli kanıtlar toplanıp oluşacak kanıya göre davanın kanıtlanması halinde tespite karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....