İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "...Davanın mahiyetine ve kapsamına, genel kurul kararlarının içeriklerine, kooperatif müessesesinin özelliğine, hükümle elde edilecek sonucu önceden sağlar şekilde tedbir kararı verilmesinin mümkün olmamasına, iddia dayanağı vakaların yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanamamasına göre: "Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmaması, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü'ne müzekkere yazılması, hisse karşılığı müteahhide (dava dışı Ersom A.Ş.' ye) pay (hisse) verilmemesi ve bu konularda herhangi bir tescil işleminin yapılmaması" ve "toplantının 10.maddesinde alınan karar kapsamında davalı kooperatifin yapacağı tüm iş ve işlemlerin durdurulması, paydaşlığı devam yükümlülüğünün tapu kütüğünün şerhler sütununda yer alamayacağı, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılması" yönündeki -genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması sonucunu doğuran- ihtiyati tedbir talepleri...
, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu, kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 447. maddesinde; genel kurulun, özellikle; pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararlarının batıl olduğu düzenlenmiştir....
Hâkim butlanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların heyeti umumiyesini göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s. 194). Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir (Moroğlu, s. 37). Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....
Hâkim butlanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların heyeti umumiyesini göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s. 194). Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir (Moroğlu, s. 37). Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....
Hâkim butlanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların heyeti umumiyesini göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s. 194). Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir (Moroğlu, s. 37). Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının usulüne uygun şekilde genel kurul toplantısına davet edilmediği, TTK 595/2. maddesi uyarınca, esas sermaye payının devri için taraflar arasında yapılan devir sözleşmesinin ortaklar genel kurulunda onaylanması ve şirket pay defterine işlenmesinin şart olduğu, -/- şirket ana sözleşmesinde kanundaki bu düzenlemenin aksinin kararlaştırılmadığı, bu nedenle prosedürü tamamlanmamış pay devrine hukuki geçerlilik kazandırmak adına pay devrinin tescili ve tescil işlemleri için kayyum görevlendirilemeyeceği, tarafların hala %50’şer hisse ile şirkete ortak oldukları, TTK 418/1. maddesi gereğince toplantı nisabının %25 pay sahipleri ile sağlaması mümkün ise de dava konusu genel kurulda şirket adresinin nakli konusunda karar alındığı, bunun için esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun birarada bulunması gerektiği, davacının %50 paya sahip olması sebebiyle genel kurula katılmaması...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/288 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Kararı KARAR : Taraflar arasında görülen davada ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik 09/07/2021 tarihli ara kararının tedbir isteyen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili T2 davalı şirketin yönetim kurulu başkanı, diğer müvekkilinin de % 50 pay sahibi olduğu, şirket ortakları arasında şirketin mal varlığı ve borçlarının fiili paylaşımının yapıldığı, müvekkillerinin haberi olmadan imzalarının taklit edilmesi suretiyle alınan 09/11/2017 tarihli genel kurulu kararı,07/09/2017 tarihli yönetim kurulu kararı ve yine 09/11/2017 tarihli yönetim kurulu kararlarının sicilde yayınladığını belirterek sahte imzalar atılarak alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine...
Ltd.Şti'ye devrettiği, şirketin hiç bir ticari faaliyeti olmamasına rağmen bir kısım faturalar keserek ortaklığın tasfiyesi için dava konusu genel kurul ve yönetim kurulu kararlarını şirket muhasebecisi ...'den alarak işlemlere konu imzaları tamamlatıp ortaklığı bitirdiği, müvekkili ...'un bu toplantılara katılmayıp imzasını sonradan tamamladığı, davacıların, şirketin mal varlığı paylaşımını kendileri yaptığı gibi dava konusu yönetim ve genel kurul kararlarının kendileri tarafından alındığı ve kendi aldıkları kararlara karşı huzurdaki davayı açtıklarını üstelik kararların alınmasından itibaren 4 yıl geçtiğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davaya konu genel kurul kararlarının yokluğu, olmadığı taktirde iptal şartlarının bulunup bulunmadığı, sermaye artırımına ihtiyaç olup olmadığı, 22.10.2012 tarihli genel kurulda gerekli nisabın sağlanıp sağlanmadığına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6762 sayılı Kanun'un 381, 390 ncı maddeleri ve 520 nci maddesinin ikinci fıkrası, 6102 sayılı Kanun'un 445, 446 ve 447 nci maddeleri 3....
İLK KARAR; Mahkememizce------------kararı ile; davanın kısmen kabulü ile, dava konusu hisse devir sözleşmelerinin iptali ile davacılar tarafından asaleten veya vekaleten pay devri yapılmadığının, davalı şirketin sermayesi ve hissedarlık yapısının kuruluşdaki halini koruduğunun tespitine, genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin davanın reddine, bu dava ile ilgili verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....