ın davalı şirketi basiretli bir iş adamı gibi yönetmediği ve davacı müvekkili aleyhine kendisinin, babasının ve kardeşlerinin şahsi menfaatleri lehine işlemler yaptıkları açık bulunduğundan yargılama boyunca mağdur olan davacı müvekkilinin ve davalı şirketin mağduriyetinin daha çok artmaması için önce davalı şirketin menfaatlerini sonra da davacı müvekkilinin menfaatini korumak için davalı şirkete yargılama boyunca kayyım atanmasını, TTK'nın 447.maddesi ve diğer maddeleri gereğince 20.02.2020 tarihli genel kurul toplantısının yok hükmünde olduğunun tespitini, yoklukla malül 20.02.2020 tarihli genel kurul kararlarının yürütülmesinin verilecek ihtiyati tedbir kararı ile geri bırakılmasını, organsız kalan ve 4 yıldır usulüne uygun genel kurul yapmayan davalı şirkete genel kurulları yapmak ve dava sonuna kadar şirket menfaatlerini korumak üzere kayyım atanmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kooperatif genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın genel kurul kararının iptali/butlanı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davalı kooperatifin 03/06/2012 ve 24/05/2015 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti talebi yönünden; Genel kurul kararlarının Yokluk ile Butlan sebepleri birbirinden farklı olmakla birlikte müeyyidesi bakımından bir farklılık yoktur. Her iki sebebe dayanan tespit istemleri zaman aşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadan ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir. Genel kurul kararlarının butlanı yada yokluğunun tespiti istemi kural olarak herhangi bir süreye tabi değilse de bu hak hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacak şekilde dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılmaldır....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davalı şirketin 136 ortaktan oluşan bir anonim şirket olmakla, bir ticari işletmesi bulunmayıp, ticari varlığını başkaca tüzel kişilere olan iştirakleri ile devam ettirmekte olduğunu, müvekkillerinin de davalı şirkete çeşitli paylarda ortak olduklarını, davalının ortaklarını 05/11/2013 tarihinde yapılmak üzere "Önemli Miktarda Şirket Varlığının Toptan Satışı" gündemi ile genel kurula çağırdığını, davalının toplam 245.000 paya bölünmüş bir şirket olduğunu, 05/11/2013 tarihli genel kurulun toplam 151.895 adet pay ile toplandığını, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı kararlarının alınabilmesi için asgari nisapların TTK'nın 538/2 maddesinde düzenlendiğini, buna göre genel kurul açısından toplantı ve karar nisabı oluşmadığı için ortada geçerli bir genel kurul iradesi oluştuğundan...
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin 15.07.2014 tarihli genel kurul toplantısında başta sermaye artışı olmak üzere yeni kararlar aldığını ileri sürerek 15.07.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlarının tümünün iptalini talep ve dava etmiş, hisse devrinin iptali istemli açtığı davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir....
un hesabına gelen 200.000,00 TL'nin iş avansı olarak yollandığını ancak aslında rüşvet olduğunu, bankadan neden çekildiğinin ve hesaptan dağıtılmadığının anlaşılamadığını, davacının pay sahibi yetkilerini kullanmasının engellendiğini, davacının tüm banka hesaplarını görebilme yetkisinin kaldırıldığını, oysa ki pay sahiplerinin eşit işlem hakkı olduğunu, davalı şirketin diğer iki pay sahibinin ve yönetim kurulu başkanının usulsüz ve yasaya aykırı işlemleri bulunduğunu ileri sürerek 13.06.2022 tarihli genel kurul toplantısının iptali ile şirkete kayyım heyeti atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca telafisi güç zararların doğmaması için genel kurul kararlarının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına, davacının önceki yetkilerinin tedbiren geri verilmesine, tedbiren kayyım heyeti atanmasını istemiştir....
ye devredilmesi amacıyla aralarında akdettikleri 08.07.2014 tarihli ''Limited Şirket Esas Sermaye Devir Sözleşmesi'' uyarınca yapılan hisse devrine onay verilmediği ve kararın oyçokluğu ile alındığı, anılan kararda hisseyi devreden ...'ın muhalefetinin bulunduğu; işbu davada hisseyi devralan ...’nin hisse devrinin reddedildiği 20...2014 tarihli genel kurul kararının iptalini istediği, iptal davası açabilecek kişilerin pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyelerinden her biri olduğu, dava konusu genel kurul kararının iptalini isteyen ...'nin davalı ...İç ve Dış Ticaret Limited Şirketinin hissedarı olmadığı, genel kurul kararında bu hisse devrinin görüşülüp bu devre onay verilmediği, hisseyi noter sözleşmesiyle devralan ancak şirketin hissedarı olmayan asli müdahil davacının genel kurul kararı iptali davası açma hakkının olmadığı gerekçesiyle aktif husumet ehliyeti yokluğundan talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
AŞ tarafından alacağın tahsili amacıyla davacının rehinli hisselerinin satılarak davacının davalı şirket nezdindeki pay sahipliğinin sona erdiği, davalı şirket nezdinde alınan yönetim kurulu kararı ile davacı hisselerinin devrinin sonlandığı, pay defterine rehinli hisselerin satışı sonucu hisseleri satın alan şahsın kaydedildiği ve devralan pay sahibinin katılımıyla sonraki genel kurul toplantısının yapıldığının dosya içinde bulunan ve davalı şirketin 25/05/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve ekindeki hazirun cetvelinin incelenmesi ile anlaşıldığı, 6102 sayılı TTK'nın ilgili maddelerine göre genel kurul karar iptali davalarında yargılama boyunca da paydaşlığın devam etmesi gerektiği, davacı tarafın, hisseleri kaybetmesine yol açan rehnin paraya çevrilmesi yönündeki işleme karşı dava açmadığı, ancak bunun dışında İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi ve İstanbul 14....
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; hisselerin devri ile davalı şirkette hiçbir payı kalmayan davacının dava dilekçesinde talep ettiği şirket ortaklığının iadesine yönelik talebinin geçersiz olduğunu, genel kurul kararının iptali ile dahi böyle bir hakka ulaşılamayacağını, alınan 09.10.2020 tarihli genel kurul kararının tek paylı şirket olan davalı şirkette TTK 408 gereğince pay sahibi tarafından her zaman yapılabileceğini ve bunun usule uygun olduğunu, davacının iddia ettiği 08.10.2020 tarihli evrakın bir genel kurul kararı olmadığını, sadece genel kurula çağrı olduğunun açık olup bu hususun hiç bir şekilde nitelik itibariyle pay devrinin geçerlilik şarttı olmadığını, genel kurulla pay devri olmadığını, bu nedenle genel kurul kararının iptal edilemeyeceğini belirterek, haksız ve kötüniyetli açılan davada davacının davasının taleplerini açıklaması ile davanın belirsiz alacak yahut kısmı dava niteliğini açıklaması için kesin süre ile açıklattırılmasını...
Noterliğinin 12/03/2014 tarih ... sayı ile onaylı 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin genel kurul karar iptali davası açıldığı görülmüştür. 6102 sayılı TTKnun limited şirketlere ilişkin "Genel kurul kararlarının butlanı ve iptali" başlıklı 622.maddesi ile anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla limited şirketlere uygulanacağı düzenlenmiş olup, anonim şirketlerin genel kurulunun iptaline ilişkin düzenlemeler de 445.ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 20/05/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda ...'ın TTK 618.mad kapsamında yapılan seçim neticesinde şirketin müdür ve yetkili temsilcisi olarak belirlenmiş olup, genel kurul tutanağı incelendiğinde; toplantıya katılan 8 kardeşin 5'inin ...'ın yetkili temsilci olarak belirlenmesine olumlu oy verdiği, davacı 3 kardeşin olumsuz oy kullandığı, ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, TTK’nın 595. maddesine göre pay devrinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması, tarafların imzalarının noterce onaylanmış olması ve pay devrine ortaklar kurulunun onay vermesi gerektiği, somut olayda, pay devrine onay veren genel kurul tarihinin 23.12.2018 olduğu bu tarih itibariyle taraflar arasında imzalanmış yazılı pay devir sözleşmesi bulunmadığı, pay devir sözleşmesinin genel kurul toplantısından bir gün sonra 24.12.2018 tarihinde yapıldığı, bilirkişi raporunda karar tarihi itibariyle imzaları noterce onaylanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı, başka bir anlatımla kanuna uygun şekilde gerçekleşmiş pay devri bulunmadığından genel kurul toplantısında alınan 3/ a maddesinin iptal edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, TTK 595. maddesi hükmünde pay devrine onay veren ortaklar kurulu kararının mutlaka hisse devir sözleşmesinden sonra alınması gerektiği veya başka bir anlatımla hisse devir sözleşmesinden önceki onay işleminin geçerli olmayacağı...