DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, Kooperatif genel kurul kararının iptaline ilişkin olup, uyuşmazlığın; dava konusu genel kurul toplantısının iptali koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarındandır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında Kooperatif Bilirkişisi ... ve Prof. Dr. ....'den rapor alınmasına karar verilmiş, 09/11/2021 tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle;1. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. mad hükmüne göre, genel kurulun iptali ve mutlak butlanla batıl olduğu iddiası ile tespit davasını açmaya hakkı olan kişilerin kooperatif ortağı olması gerektiği ve bu ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak genel kurul kararları aleyhine iptal ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespitinin talep edilebileceği (dava şartı), 2. Davacı ... ve ...'...
dilekçesinde, yönetim ve genel kurul seçimine dair dava konusu genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasının istendiğini, söz konusu genel kurul kararlarının ise esas sözleşme değişikliklerine dair olduğunu, böyle bir talepte bulunurken, somutlaştırma yükü gereği, tedbir sürecinde yürürlükte olacak esas sözleşme hükmünün de açıklanması gerektiğini belirterek dava konusu genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti asıl talebi ve bunların yürütmesinin tedbiren durdurulmasına dair tedbir talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, davacıların üzerinden yıllar geçen ve bizzat kendileri tarafından olumlu oy kullanılarak, tescil ve ilân edilen esas sözleşme değişikliklerinin hükümsüzlüğünün tespitini talep etmelerinin hakkının kötüye kullanımı teşkil ettiğinin kabulü ile tespit talebinin reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hâkim butlanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların heyeti umumiyesini göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s. 194). Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir (Moroğlu, s. 37). Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....
Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın mutlak butlan ile malûl sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Mahkemece, dava genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti istemiyle açılmasına rağmen yukarıda açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır....
kabul edilmiş olduğunu belirterek fazlaya ve ayrı davaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile; öncelikle telafisi mümkün olmayan zararların doğmakta olduğu ve de doğacak olması göz önünde bulundurularak tedbiren yok hükmündeki genel kurul kararının ihtiyati tedbir yolu ile yürütmesinin durdurulmasına, devamla 21.07.2015 tarihli genel kurul kararının 9. maddesi ve 25.05.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağı 6 ve 9 nolu maddelerinin mutlak butlan ile yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda ıslah dilekçesi sunmuş, ıslah dilekçesinde özetle; davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını, genel kurul kararının iptali gerektirecek bir sebebin bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü 1 aylık sürenin geçtiğini, müteveffa Metin Özbek'in her iki genel kurula da davet edildiğini, 20/05/018 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 22/05/2018 tarihinde, 21/10/2018 tarihli genel kurul tutanağının ise 26/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, bu nedenle genel kurula çağrının usulsüz tebliğ edildiği iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müteveffa Metin Özbek'in 21/05/2018 tarihli olağan genel kurul kararı gereği 27/12/2018 tarihinde 375 TL ödeme yaptığını, genel kurul kararını öğrendiğini, kararın iptali için yasal sürenin geçtiğini, müteveffa Metin Özbek'e genel kurul kararlarının 22/05/2018 ve 26/10/2018 tarihlerinde tebliğ edildiğini, yasal hak düşürücü süre olan 1 ay içinde dava açılmadığından davacıların talebinin reddinin gerektiğini, Yargıtay'ın genel kurula...
Mahkemece, davaya konu genel kurul kararlarının iptalini gerektirir bir durum bulunmadığı, kooperatifin fesih ve tasfiye aşamasına gelmediği ve davacıların üyelikten çıkmasının mümkün olması nedeniyle mahkemeden istenemeyeceği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, genel kurullarda toplantı nisabının bulunmadığı iddiaları hakkında, bir aylık yasal sürede dava açılmadığı için iptali gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesi ile genel kurul kararlarının iptali istemleri de tümüyle reddedilmiştir....
Hâkim butlanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların heyeti umumiyesini göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s. 194). Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir (Moroğlu, s. 37) 21. Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça tasfiye payı alacağının tahsili ve tasfiyeye ilişkin genel kurul kararının iptalinin istendiği, kooperatif genel kurul kararlarının iptal edilinceye kadar geçerli olduğu, genel kurul kararlarının iptali yönünde başka dava da açılmadığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların mutlak butlan nedeni değil iptal nedeni olabileceği, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davanın hak düşürücü sürede açılmadığı, öte yandan, davacının eda davası ile tasfiye payı alacağını talep hakkı var iken, tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin ........2012 tarih ve 2012/4688 Esas, 2012/7347 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu kez, davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Esas sayılı dosyasıyla ise 18.06.2006 tarihli olağan genel kurul toplantısının 4. ve 5. maddelerin iptali için dava açtıklarını belirterek davalı kooperatifin 19.08.2007 tarihli genel kurulun 4. maddesinde alınan kararın mutlak butlanla batıl olması nedeniyle iptaline, kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı S.S. Bornova ......