TTK’nın Genel Kurul - Yetkiler başlıklı 616. maddesi gereği müdür atamaları ve pay devirlerinin onaylanması genel kurulun devredilemez" yetkilerinden olduğunu, pay devri, müdür ataması ve pay devrinin onaylanması ancak usulüne uygun bir genel kurul toplantısının ve genel kurul kararının mevcudiyeti ile mümkün olduğunu, genel kurul toplantısı ve genel kurul kararları usul ve yasaya uygun olmadığından pay devri de müdür ataması da mutlak butlanla batıl olduğunu, TTK. nın Genel Kurul Kararlarının Butlanı ve İptali başlıklı 622. maddesi gereğince iş bu sebeple genel kurula ilişkin usulüne uygun çağrı yapılmadığını ve müvekkilinin şirket genel kuruluna katılmasının engellendiği hususunda tereddüt olmadığını, müvekkilinin genel kurula katılma hakkı ve vazgeçilmez nitelikteki hakları usul ve yasaya aykırı olarak ortadan kaldırıldığını, bu nedenlerle 06.07.2021 tarihli genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespitinin gerektiğini, genel kurulun toplanması için usulüne uygun herhangi bir ilan...
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 83. maddesi kapsamında dernek genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 83. maddesinde, toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üyenin, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üyenin ise kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebileceği diğer organların kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı, genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumların saklı olduğu hükme bağlanmıştır. Bir kararının yokluğu başlangıçtan itibaren mevcut olmadığını ifade eder....
Maddesindeki huzur hakkı ücretinin butlanla malul olup hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek, öncelikle üçüncü kişilerin haklarının korunması amacıyla 6102 sayılı TTK 'nın 449 maddesi ve HMK 'nın 389 maddesi uyarınca telafisi güç zararların meydana gelmemesi amacıyla alınan huzur hakkı kararının ihtiyati tedbir konularak yürütülmesinin geri bırakılmasına, davanın terditli olması hasebiyle de 29/05/2018 tarihli genel kurul tutanağının kanuna aykırı tutulması ve pay sahiplerinin haklarının zedelenmesi nedeniyle mutlak butlan ile batıl olan genel kurul kararlarının tamamının tespit edilip iptaline karar verilmesine, genel kurul kararlarının tamamının iptal edilmemesi halinde kanuna aykırı, fahiş miktardaki huzur hakkı ücretini içeren ve mutlak butlan ile malul 7.maddenin tespit edilip iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, davacının aidat borçlarını yerine getirmemesi sebebiyle ihraç edildiğini ve davanın beş yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, ihraç kararının tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde hiçbir başvuru yapmadığından kararın kesinleştiğini, davacının da aralarında bulunduğu kişilerin eski kooperatif başkanı ... önderliğinde 02.08.2005 ve 21.09.2005 tarihli iki sahte genel kurul toplantısı yaptıklarını, anılan genel kurulların mutlak butlanla batıl olduğuna dair mahkeme kararları olduğunu, yok hükmündeki bir genel kurul kararına dayalı hak iddia edilemeyeceğini, seçilen yönetim kurulu üyelerinin yasal olmadığını,davacının ödemelerinin tespiti ve ihraç kararının kaldırılmasının sahte genel kurul kararıyla gerçekleşen bir mizansen olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, 1 aylık dava açma süresinin geçtiğini, tüm genel kurul evraklarının davacıya usulüne uygun tebliğ edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca esas sermaye artırımının kural olarak bir ana sözleşme değişikliği olduğu, hak düşürücü sürenin bulunmadığı, sermaye artırımı yapılan genel kurulda toplantı nisaplarının kanun emredici hükmüne uygun olduğu, sermaye artırımına ilişkin olarak davalılarca yapıldığı belirtilen ödemelerin defter kayıtlarında önce banka hesaplarına giriş daha sonra bankadan çekilerek kasaya giriş yapıldığı, davacıya Türkiye Cumhuriyeti ... Başkonsolosluğu aracılığı ile tebligat yapıldığı, sermaye artırımına dayalı genel kurul kararlarının butlana dayanılarak 7 yıl sonra geçersiz sayılmasının işlem güvenliği ve Medeni Kanun’un 2. maddesi hükümleri çerçevesinde uygun olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden iptal edilebilirlik ---- yönelik olarak somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 381. (6102 sayılı TTK’nın 445.) maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 381. (6102 sayılı TTK’nın 445.) maddesi gereğince kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabilecektir. İptal davasına konu bir genel kurul kararı, şekil veya içeriği bakımından sakat olsa bile iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilir. Süresinde ve usulüne uygun olarak açılan bir iptal davasında verilen iptal kararı kesinleşirse, bu karar geçmişe etkili olarak hüküm doğurur....
maddesinin, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir....
Noterliğince ... tarih ... sayı ile tasdikli, ... tarihli genel kurul kararlarının alındığı genel kurullar müvekkilinin çağrısı olmadan toplanmış ve müvekkilinin sahte imzası kullanılarak şirketin aleyhine olacak kararlar alındığını, ... tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda usulüne uygun genel kurul çağrısı yapılmamış olup müvekkili adına sahte imza atılarak şirketin %...'...
Hukuk Dairesi'nin 01.06.2010 tarihli onama ilamında davalı kooperatifin 1995 yılında yapılan genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, ancak daha sonra 2002 yılında yapılan genel kurul ile tasfiye kararından dönüldüğü, bu nedenle genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için ortak sayısının 1/4'ünün katılımının şart olduğu, davaya konu 25.06.2006, 30.06.2007, 29.06.2008, 28.06.2009 ve birleşen davada 27.06.2010 tarihli genel kurul toplantılarında 1/4 ortağın katılımının sağlanamadığının hükme esas alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı, böylece dava konusu yapılan genel kurul toplantılarında yasal nisabın sağlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulü ile 25.06.2006, 30.06.2007, 29.06.2008, 28.06.2009 ve 27.06.2010 tarihli genel kurul toplantılarında alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı M.. T.. temyiz etmiştir....
bu kararların da iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada davacılar vekili, 19.12.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında davalı şirketin sermayesinin 50.000,00 TL’den 10.000.000 TL’ye çıkartılması nedeniyle genel kurul kararının iptalini istemiştir....