Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, asıl davada 30.06.2005 tarihli genel kurulun 12. maddesinde ve birleşen davada 30.06.2006 tarihli genel kurulun 8. maddesinde alınan, eski yüklenici olan ve 2004'de yönetici olan A. ... ...’a eski alacaklarına karşılık iki adet dükkanın verilmesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını ve kararlarının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir. Mahkemece, genel kurul kararına konu yüklenici firmanın ilgili dönemlerde tahakkuk eden bir alacağının bulunmadığı, bu nedenle kararların usul ve kanuna uygun olmadığı, batıl olduğu gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne, anılan iki ayrı genel kurulda verilen 12. ve 8. maddelerin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Bu şirketlere ilişkin farklı tarihlerde yapılan genel kurul toplantılarında da davacımızın sahte imza nedeniyle ve diğer nedenlerle genel kurul kararlarının iptalini talep ettiği; mahkememizce o dosyalarda da Adli Tıp Kurumundan ve bilirkişi heyetlerinden imza sahteciliği yönünden rapor alındığı; o dosyalarda da bazı genel kurul kararlarındaki imzanın davacı imzası olmadığı, sahte imza olduğu nedeniyle o genel kurul kararlarının iptaline hükmedilmiştir. Ancak dosyamız ile o dosyalar arasında bir fark bulunmaktadır. MK'nun 2. Maddesi gereğince hiç kimse hakkını kullanırken kötü niyetli davranamaz. Bu davada, davacının imzasının sahte olduğu tespit edilen genel kurul toplantılarında en son tarihli olan toplantı 12/06/2009 tarihli olup bu 2008 yılına ait genel kurul toplantısıdır....

      Mahkemece, açıklanan prosedürün eksiksiz uygulandığının davalı tarafça ispatlanamaması karşısında 03.06.2007 tarihli genel kurul maddelerinin mutlak butlanla malûl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. ...- Kabule göre de, mahkemece 03.06.2007 tarihli dava konusu genel kurul kararlarının yoklukla malûl olmadığı sonucuna varılmış ise de; ilk karar gerekçesiyle birlikte bozma ile ortadan kalktığı için iptale konu kararların 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca yasaya, anasözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, diğer anlatımla iptali kabil olup olmadığı önce dava açma koşulları ve gerektiğinde davanın esası yönünden incelenip tartışılmadan, genel kurulun iptaline yönelik talebin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır....

        Hâkim butlanın ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların heyeti umumiyesini göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s. 194). Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir (Moroğlu, s. 37) 21. Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....

        Davalılar vekili, davacı tarafın iddialarının genel kurul kararlarının iptalini gerektirecek nedenler olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen billirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacılardan ...'ın davalı kooperatife karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmediği için üyelikten ihracına karar verildiği hususunun ...3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/652 Esas sayılı dosya kapsamına göre sabit olduğundan taraf sıfatı bulunmadığı, diğer davalı ...yönünden anılan genel kurul kararlarının mutlak butlanla malul sayılmasını gererektirir koşulların oluşmadığı, genel kurulda alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırılık içermediği ve iptallerini gerektirir bir husus bulunmadığı, kooperatifin yasal organlarının bulunduğu, davacı iddialarının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

          Davalı kooperatif vekili; davacının genel kurul kararlarının iptali davasını süresi içinde açmadığını, davacının genel kurul tarihinde davalı kooperatifin üyesi olduğu hususunu ispat etmek zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

            Bu duruma göre dâva konusu genel kurul kararlarının alındığı toplantıda Bakanlık temsilcisinin hazır bulunması zorunluluğu yoktur. Bu durumda yerel mahkemece davacının dâva dilekçesinde bildirdiği diğer butlan ve iptal sebepleri üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, TTK’nun 422.maddesindeki toplantı tutanağında Bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmaması hâlinde genel kurul tutanağının geçersiz olacağına ilişkin hükmünü, aynı kanunun yukarıda açıklanan 407/3 ve yönetmelik hükümlerini dikkate almadan, bütün anonim şirket genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulanmasının zorunlu olduğu şeklinde, mutlak olarak anlayıp genel kurul kararlarının bu nedenle yok hükmünde olduğuna karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

              ATM'nin ... esas sayılı davasının 10/12/2018 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik olarak İzmir ... ATM'nin ... esas sayılı davalarının açıldığını, dava konusu 30/06/2019 tarihli genel kurul kararlarının iptali için de iş bu davanın açılmasında zorunluluk doğduğunu, böylelikle bir yıl içerisinde 6 genel kurul yapıldığını 04/08/2019 tarihi itibariyle yeni bir genel kurul çağrısı daha yapıldığını, İzmir 3....

                Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ncü maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz....

                  kurullarında TTK'nın 394. maddesine aykırı davranış nedeniyle şerh konulduğu, anılan nedenlerle şirketlerin genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitini, ----- mirasçılarının ortaklık haklarının kullanılmasının engellenmesi nedeniyle ------firmalarının 23.03.2021 tarihli genel kurul toplantılarında alınan tüm kararların kısıtlının aralarında menfaat çatışması olan vasisi tarafından temsil edilmesi nedeniyle yoklukla malul olduğunun tespitini, ------ mirasçılarının genel kurullarda TTK 391. 432-477 maddeleri uyarınca usulüne uygun temsil olanağı sağlanmadığından------- firmalarının 23.03.2021 tarihli genel kurul toplantılarında alınan tüm kararların TTK 391, 445-446 md. uyarınca yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptalini, taleplerin kabul edilmemesi halinde yönetim kurulunun ibrasına ve yönetim kurulu üyelerine ücret, maaş, huzur hakkı gibi adlar altında ödeme yapılmasına ilişkin kararın TTK 445-446 maddeleri uyarınca iptalini, bağlı şirket olan ------ genel kurulunda alınan...

                    UYAP Entegrasyonu