Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, kooperatifi zarara uğrattığı tespit edilen yönetim kurulu üyelerinin zararı oluşturan fiilin işlendiği zaman aralığı itibariyle imza yetkisi bulunmayan kimseleri ibra ettiklerini, o dönem itibariyle imza yetkisi bulunan kimseleri ise ibra etmediklerini ve genel kurulun tamamen usül ve yasalara uygun toplanarak karar aldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; oylamaların ve genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı ve davalı tanıklarının beyanlarının iddiayı ispatlamaya yeterli olmadığı ve genel kurul kararlarının iptalini gerektirecek bir olguya da rastlanmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı kooperatif yönetim kurulu üye ve başkanı olan davacılar hakkında 10.03.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan “İbra edilmeme” kararının iptali istemine ilişkindir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde, özetle; olağan genel kurul toplantısının yasa ve anasözleşme hükümlerine uygun şekilde yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, iddia ve savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; mahkemece 05.02.2010 tarihli olağan genel kurul ile genel kurulda alınan kararların iptali davasının reddine karar verildiği, kararın davacılar vekilince temyiz edildiği, ... .... Hukuk Dairesi'nin ....02.2012 tarihli kararı ile onanmasına karar verildiği, bu kararın davacılar vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması sonucunda ... .......

      HD ------ sayılı ilamı ile kaldırılmış olup tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiştir---- Bam ---- HD ------sayılı kararı davacı ... genel kurul kararının muhalefetinin olmadığı bu sebeple bu davacıların genel kurul kararının iptali davasını açamayacağını, bu davacılar yönünden davanın HMK 114/2 115/2 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Gerçekten de 28/02/2015 tarihli genel kurul tutanağı incelenmiş davacıların alınan kararlara muhalefet ettiklerine dair bir şerhin mevcut olmadığı görülmüştür. Genel kurul kararlarının iptalinin istemi için muhalefet şartı özel dava şartıdır....

        Eylül .... tarihinde ilan edilen genel kurul kararlarının iptaline, karar verilmesin talep etmiştir....

          Davalı vekili, genel kurul toplantısında alınan kararların TTK'na, anonim şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu, davacıların finansal tabloların müzakere edilmeden ibra edildiği yönündeki iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 23/10/2009, 08/07/2009, 05/09/2008 ve 2006 (16/07/2007) tarihli olağan genel kurul toplantısı hazurun cetvelindeki imzaların pay sahibi davacıya ait olmadığı, 2005(24/07/2006) tarihli Olağan Genel Kurul toplantısı hazurun cetvelindeki imzanın pay sahibi davacıya ait olduğu gerekçesiyle, 23/10/2009, 08/07/2009, 05/09/2008 ve 2006 (16/07/2007) tarihli olağan genel kurul toplantılarında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitine ve alınan tüm kararların iptaline, 24/07/2006 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısı yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir....

              Tasfiye Halinde bir şirkete dönüştüğünü ve tasfiyeye yönelik olarak faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, kararın orjinali, sayfaları numaralı ve mühürlü olan şirketin genel kurul toplantı ve müzakere defterinde bulunmakta olduğunu, dava konusu kararın, temsil edilen oyların ve esas sermayenin tamamının dörtte üçü çoğunluğuyla alındığını, usule uygun ve geçerli bir genel kurul kararı olduğunu, davacı tarafından iddia edilen tutanak değişikliği iddiasının doğru olmadığının, bu işlemin mümkün olmadığını, genel kurul karar defterinde veya söz konusu karar içeriğinde herhangi bir tahrifat veya sahteciliğin söz konusu olmadığını, bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı şirketin ortağı olduğu, yokluk iddiasına konu 15.07.2014 tarihli olaganüstü genel kurul kararında bütün ortakların hisselerinin Mehmet Rahim Tayfur'a devrettiği, bu karar ile davacının şirket ortaklığından çıktığı, bu nedenle işbu davada davacının hukuki yararının bulunduğu, 15.07.2014 tarihli olaganüstü genel kurul toplantısının çağrısız olarak yapıldığı, dava konusu 15.07.2014 tarihli olaganüstü genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinde davacıya atfen atılı imzanın davacıya ait olmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalı şirketin, çağrısız olarak yapılmış olan genel kurul olduğu ve davalı şirketin ortaklarından davacının dava konusu genel kurul toplantısına katılmadığı, buna göre hukuki anlamda bir genel kurul olmadığı alınan kararların genel kurul kararı niteliği taşımadığından yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı şirketin 15.07.2014...

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/505 Esas KARAR NO : 2022/691 DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 30/05/2022 KARAR TARİHİ : 30/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil ..., İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyasında kayıtlı ... mersis numaralı davalı ......

                    nun 366 ve 367. maddelerinin olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, gündemde fesih ve tasfiye kararı alınması bulunduğundan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına uygun yapıldığı gerekçesiyle 22/03/2002 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararlar ile 20/06/2002 tarihli Olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlar da yasaya aykırılık bulunmaması nedeniyle davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11/09/2012 tarihli kararı ile onanmıştır. Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu