İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bonoya dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı ile dava dışı Ulus Taşımacılık ... Ltd.Şti. Arasında 19.09.2011 tarihinde genel kredi sözleşmesi düzenlendiği ve bu genel kredi sözleşmesine davacının 500.000 TL limitle kefil olduğu sabittir. Genel kredi sözleşmesiyle aynı tarihte düzenlenen 19.09.2011 tarihinde düzenlenen 10.08.2017 ödeme tarihli 250.000 TL bedelli bono, borçlu şirket tarafından bankaya verilmiş, bonoda davacı ve diğer kefilin aval veren sıfatıyla imzasının bulunduğu anlaşılmıştır....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bonoya dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı ile dava dışı Ulus Taşımacılık ... Ltd.Şti. Arasında 19.09.2011 tarihinde genel kredi sözleşmesi düzenlendiği ve bu genel kredi sözleşmesine davacının 500.000 TL limitle kefil olduğu sabittir. Genel kredi sözleşmesiyle aynı tarihte düzenlenen 19.09.2011 tarihinde düzenlenen 10.08.2017 ödeme tarihli 250.000 TL bedelli bono, borçlu şirket tarafından bankaya verilmiş, bonoda davacı ve diğer kefilin aval veren sıfatıyla imzasının bulunduğu anlaşılmıştır....
Şubesi arasında düzenlenen 15/09/2014 tarihli, 1.500.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesine, davacının 1.875.000,00 TL tutar ile mevcut kefaletinin, TBK'nun 583.maddesi koşullarını taşıyıp taşımadığı, dolayısıyla geçerli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Dava konusu Genel Kredi Sözleşmesinin, X-DİĞER HÜKÜMLER bölümünün 3.kısmında yetkili mahkemenin ... (...) mahkeme ve icra daireleri olacağı kararlaştırılmış ise de devamında belirtilen şekilde mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılınmasının genel mahkemelerin yetkisini bertaraf etmeyeceği, banka tarafından müşterinin ya da müteselsil kefillerinin ikametgahının ya da mal varlığının bulunduğu veya kredinin akdedildiği şube ikametgahındaki mahkeme veya icra dairelerine başvurulmasına ve adli kovuşturma yapılmasına engel değildir....
ın 300.000 TL'ye kadar genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imzalamasına rıza gösterdiğine ilişkin ........... tarihli muvafakatname verdiğini, davacı ...........'ın savcılığa yaptığı şikayetle ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, açılan davanın haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, dava konusu genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefiller bölümündeki tüm el yazılarının davacı .............'...
Mahkemece; davacının garantör olduğu kredi kartı sözleşmesine göre garanti veren kişinin borçlu ile beraber müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla kredi kartı ve ek kredi kartı hamillerinin yükümlülüklerini, doğmuş ve doğacak tüm borçlarını, kredi kartı limitlerinin bankaca tek taraflı olarak tespiti ve artırılmasından doğacak borçlar da dahil olmak üzere kabul edeceğini belirttiği, davacının garantör olması nedeni ile kredi kartının sözleşmenin imzalandığı tarihteki limiti olan 50.000 TL üzerindeki borçlardan da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Aldırılan bilirkişi raporu ile de anlaşıldığı üzere, icra takibine konu borcun dava dışı asıl borçlu şirkete 24/04/2018 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan ve kullandırılan kredilere ilişkin olduğu, davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı 26/08/2015 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan herhangi bir krediden kaynaklı devam eden bir borç tutarı olduğunu gösteren bir kaydın davalı tarafça ibraz edilemediği yani davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı 26/08/2015 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan herhangi bir krediden kaynaklı devam eden bir borcun icra takibine konu edilmediği, davacı bankanın icra takibine konu alacak talebinin davalının müteselsil kefil olarak imzalamadığı dava dışı asıl borçlu şirkete 24/04/2018 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan ve kullandırılan kredilere ilişkin olduğu böyle davacının borçtan kefaleten sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın...
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 7418249 nolu kredi sözleşmesi nedeniyle davacının, davalı bankaya 41.900 TL borçlu olduğu, davalının bu kredi sözleşmesine istinaden icraya koyduğu asıl alacak miktarının ise 72.753,94 TL olduğu, buna göre davacının, davalı bankaya 34.215,53 TL borçlu olmadığı, bilirkişi raporunda, davacının, davalıya bankaya 7418249/2 nolu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçları da hesap edilmiş ise de; icra takibine konulan alacak 7418249 nolu kredi sözleşmesinden kaynaklandığından raporun bu kısmına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 7418249 numaralı kredi sözleşmesinden dolayı davalı tarafa 34.215,53 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin dayanak 30/03/2011 tarihli genel ticari kredi sözleşmesinde herhangi bir imzasının bulunmadığını, 22/04/2003 tarihli genel ticari kredi sözleşmesinden doğan kredi borcu ödenmiş olmakla kefaletinin sona erdiği; gibi işbu sözleşmede müvekkilinin eşinin kefalete rızası bulunmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, savunarak davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının kefaletinin 22/04/2003 tarihli kredi Sözleşmesine dayalı olup bu sözleşme gereğince dava dışı ...'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1529 KARAR NO : 2022/38 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2021 NUMARASI : 2020/297 ESAS-2021/22 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan) KARAR : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kredi sözleşmesine dayanarak müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, takibe konu kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, sözleşmede taraf olmadığını, sadece gayrimenkulünü kredi borçlusu lehine ipotek gösterdiğini, davalı tarafın müvekkilini borçlu olarak gösterip icra takibi başlatmasının kötü niyetli ve haksız olduğunu belirterek müvekkilinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 02/03/2012 tarihli olduğunu, bu tarihte davacının şirket yetkilisi olmadığını ve imzalamadığını ayrıca davacının limit artırımında kefil olarak imzası alınan 30/12/2010 tarihinde ise kefil olunan miktarın yazılı olmadığını, asıl kredi sözleşmesinde kefaleti olmayan davacının, limit artırımında kefalet tutarının da yazılı olmaması nedeniyle BK 484. madde gereği icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağının 12/04/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi olduğunu, İcra takibinde yer alan 02/03/2012 tarihinin hesap revizyon tarihi olduğunu, İlk sözleşmenin imzalandığı 12/04/2010 tarihinde İlhanlar Tek. İnş. Hırdavat kaşesi üzerinde şirketi temsilen ...'a imzanın yer aldığının doğru olduğunu ancak 30/12/2010 tarihinde ...'...