Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, müvekkili ile ... arasında 18/05/2006 tarihinde 30.000 TL miktarlı genel ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının da bu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi sözleşmesi gereğince yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek icra takibi yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının aynı tarihte çekmiş olduğu kredi sözleşmesi imzalanırken, banka görevlilerinin kusuru ile davaya konu kredi sözleşmesine ...'e kefil olma iradesi olmaksızın rızası hilafına imzasının alındığı, bankanın somut olayda kusurlu olduğu ve hiç kimsenin kendi kusurundan kendi lehine hukuki sonuçlar çıkaramayacağı ve davacının dava dışı ...'e kefil olma iradesinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının ... İcra Müdürlüğünün 2007/29 esas (4....

    -KARAR- Davacı asil, davalı banka tarafından mirasçı sıfatıyla gönderilen ödeme emrine dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın murisine ait olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp raporuna göre, kredi sözleşmesindeki imzanın murise ait olmadığı, davalı bankanın krediyi murise kullandırdığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının murisi ... imzaladığı 04/11/1999 tarih ve 503 sayılı Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İcra takibi muris aleyhine yapılmış, takibin devamı sırasında 22/02/2004 tarihinde murisin ölmesi üzerine tüm mirasçılara borcun ödenmesi için muhtıra gönderilmiştir....

      - K A R A R - Davacı asil, davalı bankanın tarımsal ikraz sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankadan kredi kullanmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve ... Raporuna göre, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı takip dayanağı kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve davalı bankadan kredi kullanmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Her ne kadar yerel mahkemece ... Kurumu raporu dayanak alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır....

        İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkili ile davalı borçlu ... firması arasında 2 adet genel kredi sözleşmesi ve ticari kart sözleşmesi imzalanmış olup, diğer davalıların da kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bilirkişi raporunda dosyada 2 adet genel kredi sözleşmesi bulunduğu, bunlardan ilkinde borçlu kefil ...’ın kefaleti bulunmasına rağmen sonraki tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil ...’ın kefaleti bulunmadığından, davalı ...’ı icra takiplerine konu borçtan sorumlu tutmadığını, mahkemece de işbu bilirkişi raporuna dayalı olarak davalı kefil ... açısından davanın reddine karar verildiğini, davaya konu olan borçlardan KMH borcunun ilk imzalanmış olan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak açıldığını ve bu tarihten sonra da davalı şirket tarafından aktif olarak kullanıldığını, bu nedenle sözleşmelerden hangisine dayalı olarak KMH oluşturulduğunun neye göre tespit edildiği konusunda netlik bulunmadığını, çek...

          Davacının dava konusu icra takibine dayanak olan sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı ve dolayısıyla bu sözleşmeye ilişkin kefaletinin bulunmadığı yönündeki iddiası karşısında mahkemece dosyasının bir grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdii ile davacının kefil olarak göründüğü genel kredi sözleşmesi ve kredi borç senetlerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığının, tespiti yapılarak rapor tanzim edilmesi istenilmiştir. 04/10/2021 tarihli uzman bilirkişi raporu uyarınca; inceleme konusu genel kredi sözleşmesinde T1 adına atfen atılı imzalar ile T1'a ait karşılaştırma belgelerdeki imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese İmzalarına kıyasla T1'ın eli ürünü olmadığı kanaatinde olunduğu bildirilmiştir....

          Şti. ile davalı arasında imzalanan 06.11.2007 - 25.11.2009 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile 27.10.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine ek sözleşmeye istinaden toplam 465.938,96 TL miktar üzerinden icra takibi başlattığını, davacı tarafından imzalanmış bir genel kredi sözleşmesinin bulunmadığından borçlu bulunmadığının tespiti ile davalının % 40 tazminatla cezalandırılmasına ve masraf ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            a 19.03.2013 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ancak ...'ın davalı banka ile aralarında 4 adet genel kredi sözleşmesi daha bulunmakta olup bunlardan birisinin de 02.03.2015 tarihli ve 1.000.000 TL limitli olduğunu, müvekkili ile imzalanan sözleşmeden sonra yeni limit ile yeni kefiller alındığını, müvekkilinin kefil olduğu sözleşmede diğer sözleşmelere atıf bulunmadığını, müvekkiline keşide edilen hesap kat ihtarnamelerinin yanlış ve eksik, dolayısıyla usulsüz olduğunu, 22.02.2017 tarihli ihtarnamede hangi genel kredi sözleşmesine ait borcun olduğunun belirtilmediğini, genel kredi sözleşmesinin-barkod numarasının yazılmadığını, yapılan ilamsız takiplerde müvekkilinin yaptığı sözleşmeden bahsedilmeden müvekkili ile ilgisi hiç olmayan genel kredi sözleşmelerinin konulduğunu ve dolayısıyla takiplerin usulsüz olduğunu, müvekkilinin ...'...

              İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı Emel Albay'a 19.03.2013 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ancak Emel Albay'ın davalı banka ile aralarında 4 adet genel kredi sözleşmesi daha bulunmakta olup bunlardan birisinin de 02.03.2015 tarihli ve 1.000.000 TL limitli olduğunu, müvekkili ile imzalanan sözleşmeden sonra yeni limit ile yeni kefiller alındığını, müvekkilinin kefil olduğu sözleşmede diğer sözleşmelere atıf bulunmadığını, müvekkiline keşide edilen hesap kat ihtarnamelerinin yanlış ve eksik, dolayısıyla usulsüz olduğunu, 22.02.2017 tarihli ihtarnamede hangi genel kredi sözleşmesine ait borcun olduğunun belirtilmediğini, genel kredi sözleşmesinin-barkod numarasının yazılmadığını, yapılan ilamsız takiplerde müvekkilinin yaptığı sözleşmeden bahsedilmeden müvekkili ile ilgisi hiç olmayan genel kredi sözleşmelerinin konulduğunu ve dolayısıyla takiplerin usulsüz olduğunu, müvekkilinin Emel Albay'ın tüm genel kredi sözleşmelerine...

              Davalı vekili cevabında, davacının 15.8.2006 tarih ve 073 nolu Tarımsal Krediler Genel Sözleşmesine istinaden dava dışı ... ... ve diğerleri ile birlikte müvekkilin bankadan kredi kullandığını, bu sözleşme ve sözleşmenin ayrılmaz bir cüzi olan ikraz sözleşmesine göre birlikte kredi kullanan kişilerin aynı zamanda müteselsil kefaletle birbirlerinin borcuna da kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, kredi lehtarlarının sözleşmeden ... sorumlulukları devam ettiği sürece bankaca ibraname verilmedikçe kefaletin devam edeceğinin sözleşme ile kararlaştırıldığını, takibin itirazsız kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine tarımsal kredi sözleşmesine dayalı takip yaptığını, 5661 sayılı kanun gereğince sözleşme tarihi itibariyle müvekkilinin kefaletinin kanunen sona erdiğini, davalının müvekkili aleyhine takip başlatıp devam ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu