Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Alacaklı tarafından takip talebinde birden fazla genel kredi sözleşmesine yer verilmiş, davalı borçlu kefil ... hakkında 27.08.2008 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı takip yapılmıştır.Mahkemece alınan birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu gibi bilirkişilerin kendi kök ve ek raporları arasında da çelişkiler mevcuttur. Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin karar verilmiştir....

    İnceleme konusu belgenin karşılaştırılmasının yapıldığı belgeler arasında 2013 tarihli kredi kart başvuru evrakının da bulunması ve raporun kuşkuya yer vermeyecek şekilde kesin görüş bildirir nitelikte olması karşısında yeni bir rapor aldırılmasına gerek ve ihtiyaç duyulmamıştır. Tüm dosya kapsamı, taraf delilleri, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre davacı banka ile davalı arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davanın ve icra takibinin konusu olan borcun 02/12/2014 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine dayalı olması, bu sözleşme üzerindeki asıl borçlu olan ...'a ait olduğu; sözleşme tarihinde kefil olarak imza atan ................. Limited Şirketi yönetici olan ...'ya ait olmadığının ATK raporunda sabit bulunması karşısında, davalının borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından, davalı kefil .............Ticaret Limited Şirketi itirazları haklı görülmüş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

      a genel kredi sözleşmesinde adına müteselsil kefil olması için yetki vermediği, davacı adına atılı imzanın davacıya ait olduğunun ispat yükü kendisinde olan davalı bankanın imzanın davacının eli ürünü olduğunu ispatlayamadığı, davacının ilamsız takibe konu genel tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesince davanın kabulüyle davacının İcra Müdürlüğü’nün 2011/2083 Esas sayılı takip dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine ilişkin karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

        a genel kredi sözleşmesinde adına müteselsil kefil olması için yetki vermediği, davacı adına atılı imzanın davacıya ait olduğunun ispat yükü kendisinde olan davalı bankanın imzanın davacının eli ürünü olduğunu ispatlayamadığı, davacının ilamsız takibe konu genel tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesince davanın kabulüyle davacının İcra Müdürlüğü’nün 2011/2083 Esas sayılı takip dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine ilişkin karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          ile borçlular arasındaki genel kredi sözleşmesine ve alacak temlik sözleşmesine dayalı olarak yapıldığı, ... Banka A.Ş.'nin 09/10/2001 tarihinde alacak temlik sözleşmesi ile... Ltd. Şti den olan alacağı, ...'na temlik ettiği, 11/02/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile ...'nun bu alacağı ...A.Ş.'ne temlik etmiş olduğu, dosyamız davacıları ... ve ... Tic. A.Ş.'nin takibe itiraz etmiş oldukları, ... 1. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takip konusu alacağın, ... alacağı olması nedeni ile satış işlemleri hariç takibin devamına karar vermiş olduğu görülmüştür. Dosyamız tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılmak üzere Emekli Banka Müdürü Bilirkişi ...'...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesine kefaleti dolayısıyla davacının ihtarnameye konu edilen miktarda borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur. İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda; davacı, asıl borçlu Metekler Kav. Sar. Özo. Konf. Hay. İnş. San ve Tic. Ltd. Şti'nin hissedarı iken ortaklık paylarını Düzce 3....

            ın davalı ile akdettiği 28.11.1996 tarih ve 87 nolu tarımsal kredi genel sözleşmesine kefil sıfatı ile imza attığı, sözkonusu kredi borcunun asıl borçlu tarafından 1999 yılı içerisinde ödenip, bankadan ibra belgesi verilmesine rağmen davalı bankanın kötüniyetli olarak yeni kullandığı krediye istinaden müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, söz konusu krediden müvekkilinin sorumlu olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının kefil olduğu 21.11.1996 tarihli ve 87 nolu Tarımsal Kredi Genel sözleşmesine istinaden 1999 yılında dava dışı ...'a kredi kullandırıldığını, davacının sözkonusu kredi borcundan sorumlu olup, alacaklarını tahsil için icra takibine girişildiğini, davacının takibe itiraz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı banka tarafından dava dışı ...'...

              GEREKÇE: Dava, kefil olan davacının genel kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerini kefil sıfaıtyla imzaladığını, sözleşmenin kefaletin Kanunda belirtilen geçerlilik koşullarını taşıması nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca 27/01/2016 tarihli son genel kredi sözleşmesinde kefaletin önceki borçları kapsayıp kapsamadığı ile ilgili soruya verilen "evet" yanıtının kendisi tarafından yazılmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....

                Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, dava dilekçesinde genel kredi sözleşmesine dayalı alacak talebinde bulunulmuş ise de, dava itirazın iptali davası olup, davanın temelini oluşturan icra takibinde kredi kartı alacağının istenmiş olmasına ve genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın takip konusu yapılmamış olmasına, takibe konu kredi kartı alacağının ise dava konusu edilmediği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının dava dışı şirket ile davalı banka arasında imzalanan 26.02.2008 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine (912.000,00 TL limit içinde) ve ayrıca şirket kredi kartı sözleşmesine dayalı kefaletinin bulunduğu, dava konusu kredilerin 26/02/2008 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden verildiği, davacı kefilin asıl kredi borçlusu şirketteki hisselerini devir ile şirketten ayrılmış olması nedeniyle kefaletinden feragat ettiğine dair iddiasının kredi sözleşmesinin 70. maddesine göre başlangıçta kefaletten feragat hakkından kendi rızasıyla vazgeçtiğinden yerinde olmadığı, davacının şirketle organik bağını sona erdirmiş olmasının, şahsi kefaletinin hüküm ve sonuçları yönünden öneminin bulunmadığı, kredi borcuna kefalette belli bir limit dahilinde çeşitli zamanlarda ve değişik miktarlarda açılan kredilerin tek bir kefalet yükümlülüğünün kapsamına dahil olduğu, bu nedenle davacının dava dışı şirketin kullandığı kredilere...

                    UYAP Entegrasyonu