WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

icra takibi başlatıldığını, ancak takibe konu 6 adet genel ticari kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzası olmadığı gibi müvekkilinin davalı bankadan ticari kredi almadığını belirterek müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından davacı ve kardeşleri hakkında dava konusu kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak davasının müvekkili lehine sonuçlandığını ve kesinleştiğini, davalı banka alacağına ilişkin kesin hüküm olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, kaldı ki davacı iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; ......

    Karar sayılı ilamında "davaya konu bononun tanzim tarihi ile kredi sözleşmesinin tanzim tarihinin aynı olması, davanın tarafları arasında önceye dayalı başkaca bir ilişkinin bulunmayışı gözönüne alındığında, davaya konu edilen bononun kredinin teminatı niteliğinde olduğu.." görüşü benimsenmiş, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 2018/1381 Esas, 2020/879 Karar sayılı ilamında ise; "genel kredi sözleşmesinin tutarı ve tarihi ile senedin tutarı ve düzenleme tarihinin bonodaki lehtarın genel kredi sözleşmesinin düzenleyen ... A.Ş. olması ve genel kredi sözleşmesini imzalayan banka ve kefillerin aynı oluşları gözetildiğinde, davalı bankanın dava ve takibe konu bonoyu senet üzerinde yazılan tutarın altında bir bedelle tahsil amacıyla takibe koyduğu gözetildiğinde bononun genel kredi sözleşmesi ile kullandırılan kredinin teminatı olduğu sonucuna varıldığı" kabul edilmiştir....

      Değerlendirme Dava, genel kredi sözleşmesine dayanılarak davacı tarafça davalı banka lehine verilen taşınmaz ipoteğinin temin ettiği kredi borcunun ödenmiş olduğu iddiasına dayalı açılan borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir....

        Dava, kooperatif ortağı davacının borçsuzluğunun tespiti istemli açılmış menfi tespit davasıdır. Kredi sözleşmesinin kefil tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalanması ve kullanılan kredinin ödenmemesi halinde alacaklı TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca isterse asıl borçluya isterse kefile doğrudan ... takibi yapabilir. Somut olayda dosyada bulunan sözleşmeye göre davacının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, bu nedenle dava konusu krediden sorumlu bulunduğu anlaşılmakta olup mahkeme gerekçesinde yazılı olduğu şekilde dava konusu uyuşmazlıkta Kooperatifler Kanunu'nun 28. ve 29. maddelerini uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek davacının borçlu olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamıştır....

          - K A R A R - Davacı asil, davalı bankaca kendisi hakkında Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesine dayalı olarak takip başlattığını, oysa 15.10.1999 tarihli 347 sayılı kredi sözleşmesine imza atmadığını, kredi kullanmadığını ve borcu olmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamı ve Adli Tıp Kurumu Raporu kapsamında, davanın kabulüne, davacının 15.10.1999 tarih ve 1999/347 Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesi uyarınca davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davalı bankaca, ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/84 esas sayılı icra dosyası ile, davacı ..., ..., ... ve arkadaşları aleyhine ilamsız takip yapılmış olup, takipte 1999 tarihli 1999/347 sayılı Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesine dayanılmıştır....

            Davacı banka, tahsis edilen kredi kartının genel kredi sözleşmesi kapsamında verildiğini, 7.11.2014 tarihli çerçeve sözleşme niteliğindeki genel kredi sözleşmesinde, kredi kartı verilerek de kredi kullandırılacağına ilişkin hükümler olduğunu ileri sürmekte ise de, dayanak genel kredi sözleşmesinden daha sonra ki bir tarihte 20.11.2014 tarihli kredi kartı sözleşmesi imzalanarak davalı asıl borçluya kredi kartı tahsis edilmiştir.Kredi kartı kullanımı genel kredi sözleşmesinden ayrı bir sözleşmeye bağlanmış olup kredi kartı kullanımı borcundan doğan borcun kredi kartı sözleşmesi hükümlerine tabii olduğunun kabulü gerekir.Kredi kartı sözleşmesinde kefaleti bulunmayan davalı ...'in kredi kartı borcundan sorumlu tutulmamasında isabetsizlik yoktur....

              A.Ş vekili, davacının davaya konu icra takibinin dayanağı olan genel kredi sözleşmesindeki kefil imzasını inkar etmediğini, bu nedenle hakkında kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yapılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının dava dışı şirket ile davalılardan Akbank A.Ş arasında yapılan genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, toplam kefalet limitinin 500.000 TL olduğu,davacının geçmiş tarihli imzasının alındığına ilişkin iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, davacının kefalet limiti dahilinde kalan ve davaya konu takipte talep edilen 88.651,21 TL borçtan dolayı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                Banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan kredilerin hangi kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığının, davalıların kefil sıfatıyla imzalarının bulunan kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılan kredilerin ödenip borcun kapatılıp kapatılmadığının tespiti gerekir. Ayrıca şirketin ortaklığından ayrılmak ve yeni bir kredi sözleşmesinin düzenlenmesi kredi sözleşmesindeki kefaleti sona erdirmez. Mahkemece banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davalıların imzaları bulunan kredi sözleşmeleri nedeniyle borçlu olup olmadığının uzman bilirkişi kuruluna tespit ettirilip hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış , hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/523 Esas KARAR NO : 2022/581 DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/06/2022 KARAR TARİHİ : 28/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil banka ile dava dışı ... Elektronik İnşaat San Ve Tic. Ltd. Şti arasında 23.07.2022 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi, 23.07.2020 tarihli ... Card Üyelik Sözleşmesi imzalandığı, müvekkil banka ile imzalanan sözleşmelere istinaden davalı şirkete Ticari Kredi Kartı, Ticari kredili Mevduat hesabı ve Ticari Kredi kullandırıldığı, davalının imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine 23/07/2020 tarihinde 500.000-TL ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefil sıfatı ile imza atarak müteselsil kefil olduğu, dava dışı şirket ve davalı borçlunun kullanmış oldukları ürünleri ödemesini yapmadıkları, İzmir 14.İcra Müdürlüğü'nün ... E....

                    . - 2018/2095 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı bankanın dava dışı İbrahim Barçın ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinde davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak gösterildiğini, davacıya karşı davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesine dayalı ilamsız takip başlatıldığını ve takibe, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, ancak icra hukuk mahkemesince itirazın kaldırılarak takibe haksız olarak devam edildiğini belirterek takibe dayanak genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davacının davalı bankaya 133.701,20 TL borçlu olmadığının tespitine, davalının % 40...

                      UYAP Entegrasyonu