Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlattığını, ancak kredi sözleşmesinin kefil kısmındaki müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkili eli ürünü olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davacının şikayeti üzerine dava dışı kredi asıl borçlusu ve davalı kooperatifin yetkilileri ile çalışanları hakkında başlatılan ceza soruşturması sırasında savcılıkça alınan ekspertiz raporu ile takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, banka kredi sözleşmesine dayalı borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 19.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyasının anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 29.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 02/03/2012 tarihli olduğunu, bu tarihte davacının şirket yetkilisi olmadığını ve imzalamadığını ayrıca davacının limit artırımında kefil olarak imzası alınan 30/12/2010 tarihinde ise kefil olunan miktarın yazılı olmadığını, asıl kredi sözleşmesinde kefaleti olmayan davacının, limit artırımında kefalet tutarının da yazılı olmaması nedeniyle BK 484. madde gereği icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağının 12/04/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi olduğunu, İcra takibinde yer alan 02/03/2012 tarihinin hesap revizyon tarihi olduğunu, İlk sözleşmenin imzalandığı 12/04/2010 tarihinde İlhanlar Tek. İnş. Hırdavat kaşesi üzerinde şirketi temsilen ...'a imzanın yer aldığının doğru olduğunu ancak 30/12/2010 tarihinde ...'...

        -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili aleyhine kredi sözleşmesine kefillikten kaynaklandığı belirtilerek ilamsız ... takibi başlatıldığını, müvekkilinin kefil olarak böyle bir sözleşme imzalamadığını, kredi borçlusu.... ile müvekkili arasında kefillik konusunda bir mutabakat olmadığını, kimlik bilgileri ve memurluk bilgileri kendisinden habersiz olarak kullanılıp kredi sözleşmesine ismi yazılarak başkası tarafından imzalandığını ileri sürerek, takip konusu bedelin borçlusu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, Genel Kredi Sözleşmesindeki davacıya ait kefaletin şekil şartlarına aykırı olduğundan geçersiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı Banka ile dava dışı İsmail Hakkı Uslu arasında imzalanan 16/03/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki davacıya ait kefaletteki imzanın davacıya ait olduğu, ancak el yazısının davacı eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, kefalete ilişkin davacı imzasının açığa ve boş olarak atıldığı, davalı banka tarafından kefalet limitinin sonradan doldurulduğu, kefalet limitlerinin kazınıp silinerek değiştirildiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle kredi sözleşmesindeki davacıya atfedilen kefaletin geçersiz olduğundan bahisle Genel Kredi Sözleşmesinden ötürü davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir....

          Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Müvekkili bankanın ödenmeyen kredi borçlarının tahsili için yasadan doğan hakkını kullanarak borçlular aleyhine icra takibi başlattığını, alacağın dayanağını teşkil eden 26.11.2014 tarihli genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan davacının anılan kredi sözleşmesine istinaden açılan kredi hesaplarından doğan tüm borçtan sorumlu olduğunu, eş rızasına gerek olmadığını, davacı tarafın kefil olduğu şirket nezdindeki hisselerini devretmesinin kefaletin sona ermesi sonucunu doğurmayacağını, icra takibine konu alacak kalemlerinin genel kredi ve teminat sözleşmelerine istinaden açılan kredi hesaplarına ilişkin olduğunu, hesap kat ihtarının davacının genel kredi sözleşmesinde belirtilen adresine gönderildiğini ve böylece alacağın muaccel hale geldiğini, talep edilen faizin yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, yasadan kaynaklanan haklarını kullanan müvekkili bankanın bu sebeple kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğini, açıklanan...

            Davacı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun tamamen ödendiğini ve bononun iade edildiğini borcun ödenmesinden sonra banka ile borçlu şirket arasında 22.11.2010 tarihinde 3.000.000,00 USD bedelli yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu genel kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı dışında başka kefillerle sözleşme yapıldığını, bu genel kredi sözleşmesi kapsamında aynı bedelle yeni bir bono alındığını, takip konusu borcun bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerek menfi tespit talep etmiştir. Davalı ise alacağı temlik aldığını ve 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesini 20. Maddesinde, bu sözleşmeden önce doğmuş doğacak borçlar için davacının kefil olduğunu, bu kefaletin daha sonraki genel kredi sözleşmesini de kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı (temlik eden banka) tarafından 05.08.2013 tarihinde İstanbul .... İcra müdürlüğünün ......

              Davacı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun tamamen ödendiğini ve bononun iade edildiğini borcun ödenmesinden sonra banka ile borçlu şirket arasında 22.11.2010 tarihinde 3.000.000,00 USD bedelli yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu genel kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı dışında başka kefillerle sözleşme yapıldığını, bu genel kredi sözleşmesi kapsamında aynı bedelle yeni bir bono alındığını, takip konusu borcun bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerek menfi tespit talep etmiştir. Davalı ise alacağı temlik aldığını ve 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesini 20. Maddesinde, bu sözleşmeden önce doğmuş doğacak borçlar için davacının kefil olduğunu, bu kefaletin daha sonraki genel kredi sözleşmesini de kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı (temlik eden banka) tarafından 05.08.2013 tarihinde İstanbul 14....

              nin genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden davalı bankadan kullandığı kredinin ödenmemesi üzerine, davalı bankanın dava dışı borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine 05/01/2012 tarihinde genel haciz yolu ile takip yaptığı, bu tarihten 6 gün sonra davacı tarafından dava dışı ... A.Ş.'ne keşide edilerek verilen ve onun tarafından ciro edilerek davalı bankaya verilen dava konusu bonoya dayanılarak davacı aleyhine 11/01/2012 tarihinde Antalya 15. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1730 esas sayılı dosyası ile dava dışı ... A.Ş.'nin kredi borcu nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığı, her iki takibin dayanağının dava dışı ... A.Ş.'nin davalı bankadan genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden kullanılan kredi borcu olduğu, davalı banka vekilince 22/12/2014 tarihli dilekçe ile, kredi borcunun asıl takip dosyası olan İstanbul 4....

                İcra Müdürlüğünün ... esas numaralı dosyasından başlatılan takibin bu dosyadan 03.11.2017 tarihinde düzenlenmiş aciz vesikasına konu alacağın 18.03.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ... Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ne kullandırılan 11893 sayılı borçlu cari hesaptan doğan borcun tahsili amacıyla yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, öte yandan, Alacaklı Banka vekilinin 12.02.2020 havale tarihli dilekçesinde, 18.03.2005 tarih 30.000,00 TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında doğmuş 11893 numaralı borçlu cari kredi hesabından doğan borç için ... 12. Noterliği'nin 05.04.2006 tarih, ... yevmiye numaralı ihtarının gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını beyan ettiği, bu belirlemeler çerçevesinde .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından başlatılan takibin 18.03.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ......

                  UYAP Entegrasyonu