WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı tarafça kredi sözleşmesine dayalı genel haciz yoluyla takip yapıldığı, takip dayanağı sözleşmelerdeki kefil imzalarının davacıya ait olmadığının bilirkişi raporuyla tespit tespit edildiği, davacının kefil olarak davalı bankaya sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe : Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafça, davalı Ziraat Bankasının 04/05/2006 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine dayanarak asıl borçlusunun Orhan KILIÇ olduğu 30.000,00.-TL kredi sözleşmesine istinaden sözleşmede kefil olarak gösterilen müvekkili T1 hakkında Erzurum 4....

    Yargılama aşamasında alınan bankacı bilirkişi raporunda, davacıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil oldukları, dava tarihi itibarıyla 280.769,31 TL asıl alacak, 1.134,63 TL işlemiş faiz, 56,74 TL BSMV olmak üzere toplam 281.960,68 TL nakit alacaktan ve 2.580,00 TL gayri nakit alacaktan sorumlu olduğu, davacıların takip tarihi olan 15/04/2016 tarihinde temerrüte düştükleri, davacıların davalıya ihtarname gönderdiği 11/11/2014 tarihinde ve hesap kat tarihinde dava dışı asıl borçlu şirketin kredi borçlarının devam ettiği yönünde kanaat bildirilmiştir. Nevşehir 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2831 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlular aleyhine toplam 279.596,46 TL nakit alacağın tahsili, 2.580,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile genel kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı görülmüştür....

    -KARAR- Davacılar vekili, müvekkillerinden ...A.Ş ile davalı banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine diğer davacıların müteselsil kefil olduklarını, kredi tutarı teminatı olarak davalı banka lehine ipotekler tesis edildiğini, ayrıca 1.000.000 USD bedelli bononun teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalı bankaca 1.000.000 USD bedelli bono için 2.100.000 TL olarak takibe geçildiğini, senedin takibe konmasının yasal olmaması yanında senet bedelinden çok daha yüksek bedel üzerinden takip yapıldığını, tek borç olmasına rağmen hem ipotekli hem de kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığını ileri sürerek bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....

      daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine 25.11.2021 tarihinde karar ..." karar verilmiş olup, iş bu karar sonrası 01/06/2023 tarihinde---- İcra Müdürlüğü 'nün ----- Esas sayılı dosyasından borçlu olunmadığının tespiti ile bu dosyaya ödenen bedelin istirdadı istemli olarak açılan iş bu davada takip ve uyuşmazlık konusunun banka kredi borç - alacak ilişkisinden kaynaklandığı, kredi sözleşmesine kefil olan davacı ile kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı bankanın alacağını temlik alan davalı arasında vuku bulan uyuşmazlığın temlik sözleşmesine değil genel kredi sözleşmesine dayalı olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde HSK kararı gereğince...

        ye 15.12.2004 tarihinde 163 no’lu sözleşme ile 500,00 TL limitli kredi sözleşmesine kefil olduklarını, davalının çektiği 500,00 TL kredi borcunu davalı kooperatife ödediğini, sonrasında 15.12.2004 tarihli kredi sözleşmesinin 1. sayfasının değiştirilerek kredi limitinin miktarının 16.000,00 TL’ye çıkarıldığını, ... adına 2. kredi genel sözleşmesinin düzenlendiğini, 2. sözleşmede müvekkillerinin imzasının olmadığını, anılan 2. sözleşmeye dayalı olarak müvekkiller aleyhine Tavas İcra Müdürlüğü’nün 2008/1169 E. sayılı dosyası ile kredi sözleşmesine dayalı ilamlı takibe başlandığını, müvekkillerinin bu sözleşme nedeniyle borcunun olmadığını ileri sürerek, Tavas İcra Müdürlüğü’nün 2008/1169 E. sayılı dosyasında borcu olmadıklarının tespiti ile, bu dosyanın müvekkilleri yönünden iptaline, kötüniyetli takip nedeniyle %40 icra inkar tazminatının davalılardan alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....

          Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında kredi sözleşmesi kefalet ilişkisi bulunduğu, davacının 20.000,00 TL 'lik borca kefil olduğu, açılan ...7. İcra Müdürlüğünün 2013/10295 takip sayılı dosyasında kredi sözleşmesine dayanılarak takip yapıldığı, bu takipte davacı hakkında da asıl alacağın 19.540,95 TL olarak sınırlandırıldığı, bu konuda ödeme emrinin altında şerh bulunduğu, diğer takip olan ...7....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .......’un kullandığı 15.000,00 TL’lik kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ayrıca 22.01.2008 tanzim tarihli boş senedi de kefil olarak imzaladığını, kredi borçlusu .....i’nin ilk aldığı krediyi ödediğini, ancak daha sonra aldığı krediyi ödeyemediğini, bunun üzerine müvekkilince kefil sıfatıyla imzalanan boş senedin bankaca doldurularak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe konulduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibin dayanağının bono olduğunu, bonoya dayalı bir ödeme bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Davalı vekili, davalı ile asıl borçlunun arasında 23.02.2005 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, 5.000.-TL bedelli bu krediye davalı ...'in kefil olduğunu, muhtelif tarihlerdeki limit artırımlarına davacıların kefil olarak imza attığını, 03.10.2012 tarihinde düzenlenen sözleşmenin de 23.02.2005 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunun belirtildiğini, davalı ...'in kefaletinde eşinin de rızasının olduğunu, davacıların kefaletinin belirli bir borca ilişkin olmadığını, doğmuş doğacak tüm borçlara ilişkin olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, bilirkişi tarafından yerinde banka hesap hareketlerinin incelendiği, kredilerin çok büyük bir kısmının her iki davacının da imzası olmayan 28.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerden kaynaklandığı, sadece 4.032,89 TL ana para borcunun bulunduğu kredide davacı ...'...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada İzmir 8.Asliye Hukuk ve İzmir 1.Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak çıkarılan 2.kartın başkasına teslimi nedeniyle meydana getirilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu