Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe : Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafça, davalı Ziraat Bankasının 04/05/2006 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine dayanarak asıl borçlusunun Orhan KILIÇ olduğu 30.000,00.-TL kredi sözleşmesine istinaden sözleşmede kefil olarak gösterilen müvekkili T1 hakkında Erzurum 4....

ye 15.12.2004 tarihinde 163 no’lu sözleşme ile 500,00 TL limitli kredi sözleşmesine kefil olduklarını, davalının çektiği 500,00 TL kredi borcunu davalı kooperatife ödediğini, sonrasında 15.12.2004 tarihli kredi sözleşmesinin 1. sayfasının değiştirilerek kredi limitinin miktarının 16.000,00 TL’ye çıkarıldığını, ... adına 2. kredi genel sözleşmesinin düzenlendiğini, 2. sözleşmede müvekkillerinin imzasının olmadığını, anılan 2. sözleşmeye dayalı olarak müvekkiller aleyhine Tavas İcra Müdürlüğü’nün 2008/1169 E. sayılı dosyası ile kredi sözleşmesine dayalı ilamlı takibe başlandığını, müvekkillerinin bu sözleşme nedeniyle borcunun olmadığını ileri sürerek, Tavas İcra Müdürlüğü’nün 2008/1169 E. sayılı dosyasında borcu olmadıklarının tespiti ile, bu dosyanın müvekkilleri yönünden iptaline, kötüniyetli takip nedeniyle %40 icra inkar tazminatının davalılardan alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....

    daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine 25.11.2021 tarihinde karar ..." karar verilmiş olup, iş bu karar sonrası 01/06/2023 tarihinde---- İcra Müdürlüğü 'nün ----- Esas sayılı dosyasından borçlu olunmadığının tespiti ile bu dosyaya ödenen bedelin istirdadı istemli olarak açılan iş bu davada takip ve uyuşmazlık konusunun banka kredi borç - alacak ilişkisinden kaynaklandığı, kredi sözleşmesine kefil olan davacı ile kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı bankanın alacağını temlik alan davalı arasında vuku bulan uyuşmazlığın temlik sözleşmesine değil genel kredi sözleşmesine dayalı olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde HSK kararı gereğince...

      -KARAR- Davacılar vekili, müvekkillerinden ...A.Ş ile davalı banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine diğer davacıların müteselsil kefil olduklarını, kredi tutarı teminatı olarak davalı banka lehine ipotekler tesis edildiğini, ayrıca 1.000.000 USD bedelli bononun teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalı bankaca 1.000.000 USD bedelli bono için 2.100.000 TL olarak takibe geçildiğini, senedin takibe konmasının yasal olmaması yanında senet bedelinden çok daha yüksek bedel üzerinden takip yapıldığını, tek borç olmasına rağmen hem ipotekli hem de kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığını ileri sürerek bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....

        İl Müdürlüğü'nden getirtilmesinden sonra kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla, ödemelerin asıl alacaktan mahsubu yönünde genel kurul kararı ya da tüm defter ve kayıtları incelenerek bu yönde fiili bir uygulama olup olmadığı tespit edilip, BK'nın 84. maddesine ilişkin yukarıdaki açıklamalar da gözetilerek ve karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek, takip tarihleri itibariyle davacıların asıl alacak ve işlemiş faiz borcu ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, öte yandan, davalı kooperatifin "...Tarım Kredi Kooperatifi " olan unvanının gerekçeli karar başlığında tam olarak yazılmamış olmasının, HMK'nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olduğu belirtilerek, davalı yararına bozulmuştur. Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

          A.Ş.’ne kullandırılan kredilere istinaden düzenlenen genel kredi ve teminat sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri olan borçluların, kat edilen kredi hesaplarından kaynaklanan alacaktan sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, 1.030.455,41 TL nakdi ve 972.217,44 TL gayrinakdi olmak üzere toplam ....001.892,85 TL alacağın tahsilini teminen borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile .... kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etmiştir....

            Yargılama aşamasında alınan bankacı bilirkişi raporunda, davacıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil oldukları, dava tarihi itibarıyla 280.769,31 TL asıl alacak, 1.134,63 TL işlemiş faiz, 56,74 TL BSMV olmak üzere toplam 281.960,68 TL nakit alacaktan ve 2.580,00 TL gayri nakit alacaktan sorumlu olduğu, davacıların takip tarihi olan 15/04/2016 tarihinde temerrüte düştükleri, davacıların davalıya ihtarname gönderdiği 11/11/2014 tarihinde ve hesap kat tarihinde dava dışı asıl borçlu şirketin kredi borçlarının devam ettiği yönünde kanaat bildirilmiştir. Nevşehir 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2831 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlular aleyhine toplam 279.596,46 TL nakit alacağın tahsili, 2.580,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile genel kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı görülmüştür....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .......’un kullandığı 15.000,00 TL’lik kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ayrıca 22.01.2008 tanzim tarihli boş senedi de kefil olarak imzaladığını, kredi borçlusu .....i’nin ilk aldığı krediyi ödediğini, ancak daha sonra aldığı krediyi ödeyemediğini, bunun üzerine müvekkilince kefil sıfatıyla imzalanan boş senedin bankaca doldurularak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe konulduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibin dayanağının bono olduğunu, bonoya dayalı bir ödeme bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada İzmir 8.Asliye Hukuk ve İzmir 1.Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak çıkarılan 2.kartın başkasına teslimi nedeniyle meydana getirilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

                Banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan kredilerin hangi kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığının, davalıların kefil sıfatıyla imzalarının bulunan kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılan kredilerin ödenip borcun kapatılıp kapatılmadığının tespiti gerekir. Ayrıca şirketin ortaklığından ayrılmak ve yeni bir kredi sözleşmesinin düzenlenmesi kredi sözleşmesindeki kefaleti sona erdirmez. Mahkemece banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davalıların imzaları bulunan kredi sözleşmeleri nedeniyle borçlu olup olmadığının uzman bilirkişi kuruluna tespit ettirilip hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış , hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu