Talep;Menfi Tespit (Genel Kredi sözleşmesine dayalı kefalet sözleşmesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir. 30/11/2021 tarihli ---- yayımlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu----- Dairesinin 25/11/2021 tarih ve ----- Karar No' lu kararı uyarınca banka alacaklarına ilişkin taleplerin ------ Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği anlaşılmakla tevzi edilmek üzere esasının kapatılarak dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir. KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Dosyanın Esasının kapatılarak ---- ve---. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzine, 2-Dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine, 3-İcranın durdurulması ve adli yardım talebinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmiştir....
-KARAR- Dava, imzanın sahteliği iddiasına dayalı olarak genel kredi sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının ilamsız takibe itirazda bulunarak icra takibini durdurması nedeniyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, imzanın davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, biri Adli Tıp Kurumu'ndan olmak üzere alınan toplam üç bilirkişi heyeti raporunda da imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilemediği, davalının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile davacının icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiş, hükmü taraflar vekilleri temyiz etmiştir....
- K A R A R - Davacı, davalının kendisi aleyhine kredi sözleşmesine dayalı takip başlattığını, davalı bankayla kredi ilişkisi bulunmadığını, kimseye kefil de olmadığını, sözleşmedeki imzanın incelenmesini istediğini belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre,dava konusu takibe dayanak yapılan 29.12.1999 tarihli kredi sözleşmesinin 15.12.2009 tarihinde şubesinde çıkan yangında zayi olduğu, bu nedenle sözleşme üzerinde imza incelemesi yapılmadığı, imzaların davacıya ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne davacının takibe konu kredi sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, kredi sözleşmesine dayalı olarak davalılara karşı başlatmış oldukları ilamsız takibe davalıların itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin takibe konu kredi sözleşmesini teminat amaçlı olarak kefil sıfatıyla imzaladıklarını ve asıl borçlu tarafından bu sözleşmeye dayalı herhangi bir kredi kullanılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Sözün özü davacı, imzasının olduğu 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinden ve temerrüdü halinde sonuçlarından sorumludur. Sonradan imzalanmış 12/07/2018 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının imzası olmadığından (ki bu sözleşme ile ilgili düzenlenmiş bonoda da davacının herhangi bir imzası olmadığından ve böylelikle her sözleşme için ayrı bir bono düzenlendiği anlaşıldığından) bu sözleşmeden dolayı davacı sorumlu tutulamaz. Davacının imzasının olduğu 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde imzası var diye sonradan düzenlenen yeni bir kredi sözleşmesi olan 12/07/2018 tarihli sözleşmeden dolayı davacı sorumlu tutulamaz....
Şubesi ile ...., ...., .... arasında 20.000.000,00 TL limitli 12/07/2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmede sadece ... 'nun kefil olarak imzasının olduğu, davacı ... 'ın bu sözleşmede herhangi bir kefalet imzasının olmadığı, kredi kullanan şirketlerden .... nin 19/09/2013 tarihli, .... nin ise 23/05/2014 tarihli ticaret sicili gazetelerinde kuruluşlarının yayınlandıkları, 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığında bu iki şirketin henüz kurulmamış oldukları anlaşılmıştır. Davacının kefalet imzasının olduğu 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde, sonradan imzalanacak kredi sözleşmelerinden veya limit artırımlarından davacının sorumlu olacağına ilişkin bir hükmün olmasının mümkün olmadığı ve zaten bu yönde bir hükmün de olmadığı anlaşılmıştır. Sözün özü davacı, imzasının olduğu 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinden ve temerrüdü halinde sonuçlarından sorumludur....
Şubesi ile ...., ...., .... arasında 20.000.000,00 TL limitli 12/07/2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmede sadece ... 'nun kefil olarak imzasının olduğu, davacı ... 'ın bu sözleşmede herhangi bir kefalet imzasının olmadığı, kredi kullanan şirketlerden .... nin 19/09/2013 tarihli, .... nin ise 23/05/2014 tarihli ticaret sicili gazetelerinde kuruluşlarının yayınlandıkları, 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığında bu iki şirketin henüz kurulmamış oldukları anlaşılmıştır. Davacının kefalet imzasının olduğu 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde, sonradan imzalanacak kredi sözleşmelerinden veya limit artırımlarından davacının sorumlu olacağına ilişkin bir hükmün olmasının mümkün olmadığı ve zaten bu yönde bir hükmün de olmadığı anlaşılmıştır. Sözün özü davacı, imzasının olduğu 27/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinden ve temerrüdü halinde sonuçlarından sorumludur....
çerçeve kredi sözleşmesine bağlı olduğu, kefalet sözleşmelerinin 2.maddesinde, “müşteri ...’in ... ... numaralı ... tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi alanın kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının davalı ... yönüyle 26.000,00 TL. ve ... tarafınca 20.000,00 TL. kısmına müştereken ve müteselsilen kefil olunması bu sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır” hükmü yazılı olup, davalıların kefaletlerinin ... tarihli sözleşmeye dayalı olduğunun açıkça tespit edilebilir nitelikte olduğu, Bu durumda, dava ve icra takibine konu, dava dışı asıl kredi borçlusuna ... ek numaralı 27.300,00 TL. üzerinden açılan ve kullandırılan taksitli yatırım kredisinin ... tarihli 90.000,00 TL. limitli çerçeve sözleşme ve sözleşme eki cari hesap sözleşmesine dayalı olduğu, davalıların anılan kredi sözleşmesine kefaletlerinin bulunmaması nedeniyle...
Davalı vekili, davacı iddiasının haksız olduğunu, ayrıca davacı tarafça sözü edilen diğer davanın da davalının kredi sözleşmesine kefilliğinden kaynaklandığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; mahkemenin 2013/18 esas sayılı dosyasının karara çıktığı ve halen Hukuk Genel Kurulunda bulunduğu, her iki davaya konu icra talebinin farklı olması nedeniyle her iki dava dosyasının birleştirilmesi yönündeki talebin reddedildiği, davacının 03/01/2011 tarihli sözleşmede, sözleşmeye ek kefaletlerde ve kredi kartı sözleşmesinde kefaleti bulunmadığından asıl borçlunun kredi kartı borcu ile söz konusu genel kredi sözleşmesinden doğan borcundan sorumlu olmayacağı, bu nedenle davacı talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının ......
Şti. ile aralarında akdettikleri Genel Kredi Sözleşmesine ve Kurumsal Kredi Kartları Üyelik Sözleşmesine istinaden ...İnş. Tur. Taah. Nakl. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne kredi kartı verdiğini ve kredi kullandırdığını, davalı ...'ın da bu sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve müşterek borçlu müteselsil kefiller hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, kendisinin genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, kredi kartı sözleşmesinde herhangi bir kefaletinin bulunmadığını, icra takibinin ise kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak başlatıldığını, davacıya bu sözleşmeden dolayı borçlu bulunmadığını, beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya ve icra takibine konu borcun, .......