Somut olayda, Genel Kredi Sözleşmesindeki davacının kefaletinin, 6098 sayılı TBK'nın m. 583 hükmü uyarınca, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile müteselsil ibarelerinin davacının eli ürünü olmadığının tespit olması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda, davacının Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletin yasanın aradığı şekil şartlarını taşımadığından bahisle geçersiz olduğu ve genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacıya borçlu olmadığına yönelik talebinde haklı olduğu sonucuna ulaşılarak, bu talep bakımından, davacının, dava konusu 03/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile; bu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir....
Bu kapsamda, davacının Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletin yasanın aradığı şekil şartlarını taşımadığından bahisle geçersiz olduğu ve genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacıya borçlu olmadığına yönelik talebinde haklı olduğu sonucuna ulaşılarak, bu talep bakımından, davacının, dava konusu 03/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile; bu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın davadaki ikinci talebi, Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersizliği nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibi nedeniyle kefaletinin geçersizliğinin tespiti ile icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitidir. Öncelikle İpotek kavramını kısaca açıklarsak; Alacakların güvence altına alınması özel hukukun temel amaçları arasında yer alır. Bu amaç doğrultusunda ortaya çıkan güvence araçları özel hukukta şahsi ve ayni güvence olmak üzere ikiye ayrılır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkin açılan davada, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan icra takibi nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmıştır. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının 28.03.2008 tarihinde davacı banka nezdinde 7.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalamış olduğu, 03.09.2009 tarihinde 325.160,52 TL miktarı ödemesi için hesabın kat edilerek davacıya 07.09.2009 tarihinde ihtar tebliğ edilmiş olduğu, verilen 5 günlük sürenin bitim tarihi olan 13.09.2009' da borçlunun temerrüde düştüğü, uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada takip tarihine kadar 342.578,53 TL davacının alacağı olduğu, bu alacaktan 200.000,00 TL ipotek bedeli çıkarıldığında 142,578,53 TL asıl alacağın talep edilebileceği gerekçeleriyle, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulü ile, ........
İcra Müdürlüğü ... sayılı icra takibi bedelinin alacalıya ödenmemesi yönünde tedbir konulmasını, ve 5.000,00 TL bedelli bononun dayanak yapıldığı takipten kaynaklı olaraka boçlu bulunmadığının tespiti ile ödeme tarihinden itibaren işletilecek merkez banasının kısa vadeli kredilere uyguladığı en yüksek faiz ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği herhangi bir cevapta bulunulmadığı anlaşıldı. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, sözleşmeden kaynaklı menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davalı ... vekili ... tarihli dilekçesi ile Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyasına yapmış olduğu alacaktan ve icra takibinden feragat ettiği anlaşılmıştr. Davacılar ... ve ... ... tarihli duruşmada davalı tarafın İcra Müdürlüğündeki alacaktan ve takiptan feragat edildiğini yeni öğrendiklerini ve davanın konusuz kaldığını beyan etmişlerdir....
Dava, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ... Bankası ... Şubesinin ... isimli müşterisine kredi kullandırdığı, davacının işbu kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı banka ile dava dışı şahıs arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davacının kefil olarak imza atmış olması sebebiyle söz konusu genel kredi sözleşmeleri sebebiyle davacı tarafça verilen kefaletin geçerli olup olmadığı, bu kapsamda davacının borçlu bulunup bulunmadığının tespiti noktasında toplandığı, kefaletin geçerli olup olmadığının tespiti için davacının imza ve yazı örnekleri celp edilmiş olup, mahkememizce yaptırılan imza ve yazı incelemesi sonucu tanzim olunan rapora göre; davalı bankanın ......
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirket ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde icra takibine itiraz ettiği, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 4 adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu genel kredi sözleşmelerinden tarihsiz 100.000,00 TL bedelli ve 18/10/2006 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmelerinde davalının müşterek ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, 20/04/2009 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli ve 05/09/2012 tarihli 500.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmelerinde davalının imzasının bulunmadığı, icra takibine konu kredi alacağının davalının imzasının bulunmadığı 05/09/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, icra takibi her ne kadar haksız ise de davacı bankanın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından...
- K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından davacı hakkında kefil sıfatıyla icra takibi başlatıldığını, davacının 12.07.2013 tarihli kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, kredi sözleşmesine ekli kefalet sözleşmesinin kefalet miktarı ve tarihe ilişkin bölümlerinde yer alan "375.000" TL ve "12.07.2013" yazılarının müvekkilinin eli ürünü olmadığını, bu kısımların davalı banka çalışanlarınca sonradan yazıldığını belirterek, dava konusu genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefil sıfatı ile müvekkili açısından kesin geçersiz ve hükümsüz olduğunun ve geçersiz sözleşmeye dayalı olarak başlatılan takip dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının çekilen ihtarnameye ve açılan icra takibine itiraz etmediğini, bu şekilde dava açmasının Medeni Kanunun 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacı yan, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine dayanak genel kredi sözleşmesindeki imzanın eli ürünü olmadığını, yazı incelemesi yapılması gerektiğini, kefaletin geçersiz olduğunu, takip nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının davacı eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacının takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının eli ürünü olup olmadığı, eli ürünü ise kefaletin geçerli olup olmadığı, davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı yan dava dilekçesinde ve aşamalarda takip dayanağı genel kredi sözleşmesine imza atmadığını düşündüğünü, sözleşmedeki kefalet yazılarının eli ürünü olmadığını ileri sürmüştür....
Laboratuvar Amirliği'nin 17.06.2020 tarihli raporunda söz konusu el yazılarının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsedilmek için kefilin sorumlu olduğu azami miktarın ve kefalet tarihinin kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısı ile belirtmesi gerektiği, davacının genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya 22.01.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 79.883,82 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....