WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Laboratuvar Amirliği'nin 17.06.2020 tarihli raporunda söz konusu el yazılarının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsedilmek için kefilin sorumlu olduğu azami miktarın ve kefalet tarihinin kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısı ile belirtmesi gerektiği, davacının genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya 22.01.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 79.883,82 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

    - KARAR - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin para çevrilmesi ve genel haciz yolu ile iki ayrı takip başlattığını, takiplerin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı bankaya olan toplam borcunun 8.055,31 TL olduğunu, buna rağmen davalı yanca icra takiplerinde toplam 67.925,91 TL'nin talep edildiğini ileri sürerek müvekkilinin 8.055,31 TL lık kısım üzerinden talep edilen miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40'tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takiplerine girişildiğini, takiplerin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

      Davalı vekili, icra takip talebinde talep edilen takip öncesi ve takip sonrası faiz oranı (temerrüt faizi)’nın usule, yasaya ve tarafların imzaladıkları genel kredi sözleşmesine uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı...’in davalı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, bu sözleşmeden doğan borcun ödendiğini, ancak daha sonra... ile davalı banka arasında imzalanan Taşıt Kredisi Sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takiple müvekkilinin de sorumlu tutulduğunu, oysa müvekkilinin kefaletinin sadece Genel Kredi Sözleşmesine ilişkin olduğunu belirterek, müvekkilinin Taşıt Kredisinin ödenmemesinden dolayı başlatılan takibe konu borçtan dolayı sorumlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ilk imzaladığı kredi sözleşmesindeki kefaletinin daha sonraki kredileri de kapsayacağını belirterek davanın reddini istemiştir....

          in davalı banka ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu, bu sözleşmeden doğan borcun ödendiğini, ancak daha sonra ... ile davalı banka arasında imzalanan Taşıt Kredisi Sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takiple müvekkilinin de sorumlu tutulduğunu, oysa müvekkilinin kefaletinin sadece Genel Kredi Sözleşmesine ilişkin olduğunu belirterek müvekkilinin taşıt kredisinin ödenmemesinden dolayı başlatılan takibe konu borçtan dolayı sorumlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davadışı ...'e kullandırılan Genel Kredi Sözleşmesine bağlı olarak Taşıt Kredi Sözleşmesinin düzenlendiği, davacının kefaleten sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacının mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... yargılama sırasında öldüğünden mirasçıları dosyaya veraset ilamı ibrazı ile kendilerini vekille temsil ettirerek, yargılamaya katılmışlardır....

            Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, bozma ilamından önce alınan 14/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının genel kredi sözleşmesinin cari hesap olarak işlemeye devam eden bir ticari kredi olması nedeniyle bu borcunun muaccel değil müeccel olduğu, bireysel kredi sözleşmesine ilişkin borcunun ise ödeme nedeniyle kapatıldığı, bu nedenle davacıya karşı kredi sözleşmelerine dayalı takip başlatılamayacağı, davacının sadece ek kartına ilişkin davalı bankaya muaccel borcunun olduğu, başka muaccel borcunun olmadığının belirtilmesi üzerine mahkemece davalı bankadan, davacının davalı bankaya muaccel borcunun olup olmadığı, varsa borç miktarı sorulmuş; cevaben davacının, kredi kartından dolayı dava tarihi olan 27.01.2014 tarihi itibariyle 12.882,83 TL muaccel borcunun olduğu bildirilmiştir....

              UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, Genel kredi sözleşmesi kapsamında kefilin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkili ...'...

                . - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak başlattığı ilamsız icra takibinin itirazsız olarak kesinleştiğini, kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile atılı imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalı bankadan kredi almadığı gibi kefil de olmadığını ileri sürerek, davacı müvekkilinin ,davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40'dan az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                  . - K A R A R - Davacı taraf, davalı bankanın tarımsal krediler ikraz sözleşmesine dayalı olarak kendi aleyhine icra takibi yaptığını, takip dayanağı sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı bankadan kredi kullanmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilince davaya cevap verilmemiştir. Mahkemece verilen davanın kabulü kararı, Dairemizin 19/04/2016 tarih; 2015/18418 E. - 2016/6782 K. sayılı ilamı ile, davanın icra takibinde davacının borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğu, mahkemece davada harçlandırılmayan değer üzerinden hüküm kurulduğu, bu durum talep aşımı olduğu gibi, davanın aydınlatılması görevi hakime ait olduğu gözetilerek davacıya davadaki talebinin açıklattırılması yaptırılıp talep tüm takibe yönelik ise davacıya eksik harcın tamamlattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur....

                    Asliye Hukuk ile Bursa Tüketici mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı borçlu olmadığının tespiti ile sözleşmenin feshi istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu