Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının genel kredi sözleşmesinden ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı banka kayıtlarına dayalı likit, yani belirlenebilir bir alacak olduğu kanaati ile, İİK'nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen toplam 396.383,32-TL'nın takdiren %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... (Kayseri Kapatılan 1. İcra Dairesi'nin ...)...

    DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesine kefalet iddiasına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı; iddiasını genel kredi sözleşmesine ve kefaletnameye dayandırmış, davalı ise imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. İmzanın davalıya ait olduğunu ispat yükünün davacıya ait olduğu, bunun tespiti içinde belge asıllarının ibrazının gerektiği, davacı tarafından bu belgeler sunulmadığı gibi ... A.Ş. Tarafından da belgelerin bulunamadığının bildirildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, imzanın davalıya ait olduğu ispatlanamadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      ın kefalet tarihi itibariyle asıl boçlu şirketin hissedarı/yetkilisi olduğundan eş rızasına yasal gerek bulunmadığını, Kredi sözleşmesine dayanılarak kredi müşterisi firmaya müvekkili Banka tarafından kredi kullandırıldığını, ancak kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiğini, Ödeme ihtarlarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı borçlu hakkında ... 28....

        Oysa ilk takip kambiyo senetlerine dayalı, ikinci takip ise genel kredi sözleşmesine dayalı olup, takip dayanakları farklıdır. Takiplerde tahsilde tekerrür kaydının konulmamış olması iki ayrı nedene dayalı takip yapılmasına engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile takip tarihi itibariyle banka alacağı saptanıp, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          -yaygın hayvansal üretim-işletme kredisi açılarak kullandırıldığı, yapılan kontrollerde asıl borçlunun işletmede bulunan hayvanları satarak sübvansiyonlu kredi kullandırımı şartlarına aykırı davrandığının tespiti nedeniyle hesabın kat edilerek mevcut borcun ödenmesinin talep edildiğinin görüldüğü, somut olayda, davacının eş rızası bulunmadığından kefaletin geçersiz olduğu iddiasına dayalı olarak menfi tespit ve istirdat talebinde bulunduğu, genel kredi sözleşmelerinin çerçeve sözleşme niteliğinde olup genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı asıl borçluya 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kredi kullandırıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükmü gereğince bu kredi türü için kefil yönünden eş rızasının aranmayacağı dikkate alındığında mahkemenin kefaletin eş rızası bulunmadığından geçersiz olduğuna dair değerlendirmesi yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece...

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalıya ticari kredi ve ticari kredi kartı kullandırıldığını borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu 137.950,19 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı bankanın icra takip tarihi itibariyle toplam 73.351,77 TL alacaklı olduğu, akdi ve temerrüd faizinin TBK’nun 88 ve 120 maddelerine göre belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen 12.03.2009 tarihli “ Genel Kredi Sözleşmesi” ticari niteliktedir....

              nin, 26/04/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği müvekkile olan ticari kredi borçlarına karşılık keşide edilerek verildiğini, teminat senedi olmadığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı ... Varlık Yönetim A.Ş vekili, davalı bankadan alacağın temlik alındığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesine uygun olarak icra takibi yapıldığı, davacının talebinin ise bundan dolayı borçlu olmadığının tespiti olmayıp, takibe konu senedin teminat senedi olduğu ve bireysel tüketici kredisinin teminatı olarak verildiğine ilişkin olduğu, davacının bu iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                İş Mahkemesi Dava, çalışma sürelerinin iptaline ilişkin, Kurum işleminin iptali boçlu olmadığının ve iadeye yükümlü olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kuırum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                  İcra Müdürlüğü'nün 2012/149 E. sayılı dosyasında müvekkilinin imzası ve dolayısıyla sorumluluğu bulunmayan 09.11.2004 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili ve diğer borçlular aleyhine başlatılan haksız ve kötüniyetli ilamlı icra takibi altında müvekkilinin 16.147,30 TL ödemek durumunda kaldığını ileri sürerek, müvekkilinin anılan icra dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödemek zorunda kaldığı 16.147,30 TL'nin takip talebindeki(yıllık %14) faiz oranı üzerinden davalıdan tahsiline ve davalı aleyhine haksız tahsil edilen miktar üzerinden %40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; icra takibine dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının 14.05.2012 tarihli ......

                    DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili hakkında ... tarafından genel kredi sözleşmesi ve ihtarname dayanak gösterilerek icra takibine geçildiğini, genel kredi sözleşmesinde ... Ltd....

                      UYAP Entegrasyonu