- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı kişi ile davalı arasında yapılan 08.07.2004 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ni kefil olarak imzaladığını, davalının Buldan İcra Müdürlüğü’nün 2004/341 sayılı dosyasında dava dışı asıl borçlu aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp alacağını tahsil ettiği halde, bu sefer yukarıda anılan Genel Kredi Sözleşmesi’ne ve müvekkilinin imzasının bulunmadığı Bankacılık Cari Hesap Sözleşmesi’ne dayalı olarak Buldan İcra Müdürlüğü’nün 2006/339 sayılı dosyasında icra takibi yaptığını ileri sürerek bu icra takibinden dolayı davalı bankaya borçlu olunmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-KARAR- Davacı vekili; müvekkilinin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı ..... kullandırıldığını, söz konusu kredi borcunun ödenmesinden sonra müvekkilinin bilgisi dışında adı geçen kişiye böyle bir sözleşmeye dayalı yeniden kredi kullandırıldığını, sonradan kullandırılan krediden dolayı müvekkilinin de sorumlu tutularak aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, oysa ki sonraki kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının kefaleti nedeniyle kredi borcundan sorumlu olduğunu, ortada cari hesap şeklinde yürüyen bir borç ilişkisi bulunduğundan kredi borcunun bir tarihte tamamen ödenmiş olmasının kredi sözleşmesini sona erdirmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı...arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlunun da bu sözleşmeyi müşterek boçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia savunma ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalı borçlunun müşterek borçlu müteselsil kefil olması sıfatıyla takibe konu kredi borcundan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - 2020/122 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 1999/261 sayılı kredi sözleşmesine dayanarak icra takipleri yaptığını, kredi sözleşmesindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalı ......
a kredi genel sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen 21 adet kredi borç senedi ile 41.929,79 TL kredi kullandırıldığını, borcun sadece 2.000,00 TL sinin ödendiğini, vadesinde ödenmeyen kısım için faiz hesaplaması da yapılarak toplam 59.205,00 TL borç için davacılar hakkında takip başlatıldığını, diğer davacıların kefil olarak imzaladıkları kredi sözleşmesinin miktarının 6.000,00 TL olduğunun sonradan farkına varılması üzerine takip dosyasına 6.000,00 TL asıl alacak ve 3.510,41 TL faiz olmak üzere toplam 9.510,41 TL için dava tarihinde düzeltme beyanında bulunduklarını, bu davacılar yönünden davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ...'ın, ilam niteliğindeki 21 adet kredi borç senedine göre faiz ve masrafları ile birlikte toplam 59.205,00 TL borcunun bulunduğu, İ.İ.K.'...
. - 2020/1810 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıya dava konusu alacağı devreden Asya Katılım ile müvekkilinin müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu iki adet genel kredi sözleşmesi bulunduğunu, bu genel kredi sözleşmelerine teminat olarak 300.000,00 TL ve 500.000,00 TL’lik bonolara aval verildiğini, ilk kredi sözleşmesine ilişkin borcun ödenerek tamamen kapatıldığını ancak bu borca teminat olan 300.000,00 TL’lik bononun geri alınmadığını, ikinci kredi sözleşmesine istinaden ortaya çıkan borçlar nedeniyle ilk kredi sözleşmesine istinaden verilen 300.000,00 TL’lik bonoya dayalı takip yaptığını, zira ikinci kredi sözleşmesi imzalandığında asıl borçlu...
- K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın kredi sözleşmesine dayalı yaptığı icra takibinde, kredi sözleşmesinde borçlu olarak ... Panel İnş.Dek.Yap.Malz.San.Tic. ünvanı geçmekte ise de, bu ünvanın müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek,borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip dosyasında borçlu ... ile isim benzerliği olan davacının bunu icra dosyasına belgeleri ile birlikte ibraz etmesi gerekli ve yeterli iken menfi tespit davası açarak tazminat istemesinde hukuki yarar bulunmadığını, isim benzerliğine dayalı işlemlerde müvekkili bankanın kusuru veya kötüniyeti olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında genel kredi sözleşmesine dayalı kredi ilişkisi olduğunu, bu kredi sözleşmesine istinaden müvekkili şirketin teminat olarak 1.500,000 TL bedelli bonoyu davalı bankaya verdiğini, davalı bankanın müvekkiline haber vermeden, müvekkilini temerrüde düşürmeden mahkemeden ihtiyati haciz kararı aldığını, müvekkili şirketin merkezinde fiili haciz uyguladıktan sonra 11.04.2009 tarihinde tebliğ ettiği kat ihtarnamesi ile ......
- K A R A R - Davacı vekili, davalı yanca müvekkili aleyhine Genel Kredi Sözleşmesine dayalı takip başlatılmış ise de takip dayanağı sözleşmede müvekkilinin kefaleti bulunmadığını belirterek kredi sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tesbitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı yanın aleyhine girişilen takibe süresinde itirazı sonucu takibin durduğunu ve bu nedenle menfi tesbit davası açmakda hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı taraf aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmiş ve bu nedenle takip durmuş ise de, bu davanın açıldığı tarih itibariyle davalı tarafça henüz itirazın iptali davası açılmamıştır....
AŞ. sorumludur.” şeklinde ibare eklenmiş olup diğer davalı borçluların sorumluluğu bulunmadığını, takibe konu gayri nakdi kredi alacağından sadece asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu takipte belirtilmiş kefiller sorumlu tutulmadığını, kararda yer alan kefiller yönündeki depo talebinin reddi kararının hatalı olduğunu, ayrıca gayri nakdi kredi alacağı bakımından yapılan tespit ve değerlendirmenin ve mahkemece faiz oranı hesaplaması hususunda yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, karara esas alınan rapor hatalı ve çelişkili olduğunu takibe konu “asıl alacak” tutarı yanlış hesaplandığını, bu nedenlerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE :Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....