Davalı vekili, dava dışı şirketin davalı bankadan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandığını, davacının anılan bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, bonoların vadesinde ödenmediğini, icra takibi başlatılan her iki bononun borçlularının farklı olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takipte bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir....
-TL tutarlı iki ayrı bono verildiği, davacı gerçek kişinin sözleşmedeki kefalet hükümlerinin geçersiz olduğu gibi verilen bonoların teminat amacı ile verildiği ve davalı banka tarafından bir kısım kredinin kullandırılmadığı halde kullandırılmış gibi görüldüğü ve kredi borçlarının ödendiği iddialarına dayalı olarak bankaya verilen iki adet bono nedeniyle davalı banka tarafından başlatılan iki ayrı icra takibinin ve ipotek olarak verilen taşınmazın satışı için başlatılan icra takibine haksız olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER 5. .... sayılı dosyası, 6. ... sayılı dosyası, 7. .... sayılı icra dosyası, 8. İhtarname örnekleri, V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA ve GEREKÇE 9. Dava, Genel Kredi Sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen takip nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 10. Davacı vekili 04/01/2024 tarihli dilekçesi ile; davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir....
ile borçlu olmadığının tespiti ile tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLER; Genel kredi sözleşmesi, ihtarname, icra dosyası, bilirkişi raporları, taraf açıklamaları ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı banka ile davalı asıl borçlu ... Tic AŞ arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır. Diğer davalılar iş bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Ticaret sicil kayıtlarına göre davalı kefiller ... ve ... sözleşme tarihinde asıl borçlu şirket ortağı olup, kefaletin diğer şartları da sağlandığından yapılan kefalet TBK md 584 uyarınca geçerlidir. Taleple bağlı kalınarak ödenmemiş alacak miktarının belirlenmesi için mahkememizce konusunda uzman bilirkişiden uzmanlık raporu alınmıştır....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin imzaladıkları genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandıklarını, davalı bankanın kombiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu senedin teminat olarak davalı bankaya verildiğini ancak senedin kötüniyetli olarak doldurularak takibe konulduğunu, bu senedin genel kredi sözleşmesine verilen teminat niteliği taşıyan senetten ayrı bir borç olarak gösterildiğini, davalı bankanın genel kredi sözleşmesine istinaden hesabı kat ederek ihtar gönderip 180.652,06 TL nakdi kredi,7.830 TL çek karnesi yükümlülügünü ödemek için 3 gün süre verdiğini, bankanın gönderdiği kat ihtarı ile muhatapları aynı olan icra takibine konulan senet arasında meblağ, zamanlama ve borcun kaynağı yönünden ortaya çıkan çelişkilerin bankanın haksızlığını ortaya koyacağını, bu iki işlemin aynı günde yapılmış olmasında bir art niyetin olduğunu, davalı bankanın yaptığı bu işlemlerin hak ve nesafete aykırılıkla salt müvekkiline...
./2005 tarihli taşıt kredisi sözleşmesine dayanılarak 51.500 TL kredi kullanılmış olup kredi sözleşmesinde davalılardan ...'ın asıl borçlu, ...'ın ise müşterek boçlu ve müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğunu, ihtara rağmen bakiye alacağın ödenmediğini, ileri sürerek 7.000 TL alacağın faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... duruşmadaki beyanında, sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu,... isimli şahsın kendisine kamyon alacağını söylemesi üzerine bankaya gidip kredi başvurusunda bulunduğunu, bankaca kredinin çıkmadığı bildirildiğini, savunmuştur....
Şti. ile davalı banka arasında imzalanan ve diğer müvekkillerinin kefil olarak imzalarınn bulunduğu 12.02.2008 ve 16.12.2009 tarihli iki adet genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredinin teminatı olarak müvekkillerinin imzası bulunan bononun teminat amaçlı olarak davalı bankaya verildiğini, davalı bankaca kredi alacağının tahsili için kat ihtarnamesi keşide edilerek müvekkilleri aleyhine bonoya dayalı olarak takip yapıldığını, aynı zamanda tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi de yapıldığını, her iki takip dosyasında borcun kaynağının davalı banka ile imzalanan iki adet genel kredi sözleşmesi olduğunu ileri sürerek müvekkilleri hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan takipte 09.03.2011 takip tarihi itibariyle müvekkillerinin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 90.000,00 TL. borçlu olmadığının tespitine, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin para çevrilmesi ve genel haciz yolu ile iki ayrı takip başlattığını, takiplerin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı bankaya olan toplam borcunun 8.055,31 TL olduğunu, buna rağmen davalı yanca icra takiplerinde toplam 67.925,91 TL'nin talep edildiğini ileri sürerek müvekkilinin 8.055,31 TL lık kısım üzerinden talep edilen miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40'tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takiplerine girişildiğini, takiplerin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Dava, davacının genel kredi sözleşmesine kefil olarak imza attığı, ancak kefalete ilişkin sözleşmenin şekil şartlarının bulunmadığı iddiasına dayalı menfi tespit ve icra dosyasına yapılan ödemenin iadesine ilişkin istirdat davası niteliğindedir. Uyuşmazlık, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, genel kredi sözleşmesine kefil olarak imza atan davacının kefalet sözleşmesinin şekil şartlarının bulunup bulunmadığı, buna göre ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği noktalarındadır. Somut olayda davacı, icra takibine dayanak genel kredi sözleşmesindeki kefaletin şekil şartlarına aykırılık nedeni ile geçerli olmadığından, davalı tarafından bu kredi sözleşmesine dayalı başlatılan Antalya ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip nedeni ile borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın iadesini talep etmektedir....
Bir kredi sözleşmesine bağlı olarak kredi kullandırıldıktan sonra borcun bir dönemde sıfırlanmış olması sözleşmeyi, sözleşmeye bağlı kefalet ilişkisini sonlandırmaz. Banka aynı sözleşmeye dayalı olarak yeni bir kredi kullandırabilir. Bu durumda Mahkemece öncelikle banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla (gerektiğinde talimatla) inceleme yapılarak takip konusu yapılan kredinin hangi sözleşmeye dayalı olarak kullandırıldığının açıkça tespiti, şayet davalının kefaletini taşıyan sözleşmeden doğan bir borç mevcut ise davalının kefalet limiti ve kefilin kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğu, aksi belirlenir ise davalının borçtan sorumlu olmadığı kabul edilerek, rapor alınıp uygun sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetsizdir....