Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

borçlu olmadığının tespiti ile ipotekli takipte takip talebindeki meblağ kadar borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın kefil olarak müvekkili aleyhine Genel Kredi sözleşmesine dayalı olarak hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini, bu ihtarnameye itiraz ettiklerini, sözleşme ve her türlü belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre borcun dayanağı sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmesi karşısında, davanın kabulüne, davacının Malatya 7. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6078 sayılı takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      AŞ. arasında 18 ay süreli Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu, sözleşmeye dayanan Ferdi Taşıt Kredilerinin teminatı olarak tanzim tarihi olan vade tarihi bulunmayan 700.000 TL. miktarlı teminat bonosu düzenlendiğini, görüldüğünde ödenecek bononun kredi borcu bittiğinden karşılıksız kaldığını, ama davalı bankaca takibe girişildiğini ileri sürerek senedin 18 ay vadeli 9.9.2005 tanzim tarihli kredi sözleşmesine teminat olarak düzenlendiği ve kredi borcunun 09.03.2007 itibariyle sona ermesi nedeniyle borcun bittiğinin ve borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline, senedin TTK 616.maddesi uyarınca görüldüğünde ödenmesi gereken senet olup, tanzim tarihinden itibaren 1 yılı geçtikten sonra ibraz edildiği ve davalı bankaca onay alınmadan vade tarihinin eklendiği ve bu hususun ihtar edildiği dikkate alınarak senedin iptaline, müvekkilinin davalıya 09.09.2005 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu dışında (bu da ödenmiştir) başka bir borcu olmadığının tespitine, faiz oranının...

        - K A R A R - Davacı,davalı bankadan ticari kredi kullanan dava dışı R..G.. kefili olduğunu,kredi borcundan dolayı hakkında takip yapıldığını, hesabına haciz konulması ile haberdar olduğunu,kredinin diğer kefilinin ibra edilmiş olduğuna göre kredi borcunun kapatılmış olması gerektiğini, banka şubesine şifahen sorduğunda da borç olmadığının söylendiğini belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,davacının iddia ettiği gibi dava konusu kredi borcunun 2007 yılında ödenmediğini,kredi borcunun tahsili için yapılan icra takibinden sonra davacının kendi iradesi ile faiz indirimi sağlayıp ödeme yapan davacının ödediği paranın iadesini istemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

          - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı şirket ile davalı banka arasında imzalanan 21.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinde dava dışı şirketin ortağı olan müvekkilinin de kefil olarak yer aldığını, bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun müvekkilince şirket hisselerinin dava dışı üçüncü kişilere devri sonrasında davalı bankaya ödendiğini ve müvekkilinin gerek şirketle gerekse davalıyla bir ilişkisi kalmadığı halde davalının dava dışı şirketle daha sonra akdettiği ve müvekkilinin bir kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi alacağının tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin katılımı olmadığı yeni kredi sözleşmesine konu borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            in vekaletnameye dayalı temsil yetkisini vekalet verenin zararına ve kendisi yararına kullandığını, zira bankadan alınan kredinin bizzat ... tarafından kullanıldığını, bu nedenle söz konusu ipoteğin de geçersiz olduğunu, ayrıca vekaletnamenin genel kredi sözleşmesine kefil olabilme yetkisini içermediğini, bu nedenle vekaleten kefaletin de geçersiz olduğunu, bunun yanında murisin ölüm tarihinden sonra kullanılan kredilerle ilgili olarak müvekkillerinin sorumluluğunun olmayacağını belirterek vekaletnamelerin düzenlenme tarihleri itibariyle müvekkillerinin murisinin hukuki muamele yapma ehliyetinin bulunmadığının tespitine, bu vekaletnamelerin ve vekaletnamelere dayalı olarak yapılan ipotek akitlerinin ve kefalet akdinin geçersizliğinin tespiti suretiyle ipoteğin fekkine ve kefaletin iptaline, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde açıkladıkları diğer nedenlerle vekaletnamelerin ve bu vekaletnamelere dayalı olarak yapılan ipoteğin fekkine ve kefaletin iptaline, müvekkillerinin murisinin...

              Çok sayıda yerleşmiş Yargıtay kararında da açıklandığı üzere kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınan senetlere dayalı olarak alacaklı banka veya kredi kuruluşlarının kredi sözleşmelerine dayanarak yapacakları ilamsız takibin yanında tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile sözleşmenin teminatı olarak aldıkları senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi de yapmaları mümkündür. Bu yönden davalı banka tarafından yapılan davaya konu icra takibinde yasal bir engel yoktur. Bu noktada uyuşmazlık, senetlerin teminat senedi niteliğinin bulunmadığının, kredi sözleşmesine bağlı olarak alındığının ve davalı tarafça senetlere dayalı olarak icra takibi yapılmasında yasal bir engel olmadığının tespit edilmesi nedeniyle taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesine konu alacağın varlığı veya yokluğuna göre çözümlenecektir....

                İcra Müdürlüğünün 2013/3164 esas sayılı icra takibi yaptığını ,takip konusu borcun hangi Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığının belli olmadığını ,kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu ,yeni tarihli Genel Kredi Sözleşmesi varken eski tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırılmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu ileri sürerek takip konusu borcun hangi Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak tahsis edildiğinin tespit edilmesini ,müvekkillerinin 23.05.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine kefaletinin geçersizliğinin tespit edilmesini ve sonraki tarihli Genel Kredi Sözleşmesi varken önceki tarihli Genel Kredi Sözleşmesine dayalı kredi tahsis edilmiş ise bu tahsisin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunun tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ,müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu ......

                  Birleşen davada davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin kredi sözleşmesinin kefili olup, kefaleti hakkında icra takibi yapıldığını, bu nedenle davaya konu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia ederek 7.107.76.-TL.den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının, dava dışı ....in davalı banka ile akdettiği kredi sözleşmesine 17.000.00.-TL.için kefil sıfatı ile imza koyduğu, davalı bankanın aynı kredi sözleşmesine dayalı olarak iki ayrı icra takibi başlattığı, davacı kefilin sorumluluğu kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sınırlı olup, 2009/2628 sayılı icra dosyasında 24.734.41.-TL.lik kısımdan borçlu olmadığı, birleşen dava dosyasının dayanağı olan 2009/2605 sayılı icra dosyasından ise 7.107.76....

                    Davalı vekilinin 08/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ...' in müvekkili bankadan 02.12.2015 tarih ve ... nolu genel kredi sözleşmesi ile kredi kullanan ...'e iş bu sözleşmeden kaynaklı olarak müteselsil kefil olduğunu, ...' in de bu kredi sözleşmesine bağlı olarak müvekkili bankadan krediler kullandığını, bu krediden kaynaklı bakiye borcunu vade tarihi olan 30.10.2020 tarihinde ödemediğini, vadesinde ödenmeyen borç nedeniyle hesabın kat edildiğini ve asıl borçlu ve genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olan borçlulara ... Noterliği’ nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ... Noterliği’ nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesine rağmen ödeme yapılmadığından borçlular aleyhine ......

                      UYAP Entegrasyonu