İdare mahkemesinin kararına göre Çevre Kanunu’nun 28 nci maddesi uyarınca geminin zilyetliğini çıplak gemi sözleşmesi ile devralan ve kaptan vasıtası ile kendi adına deniz ticaretinde kullanan davalı şirketin Çevre Kanunu m. 2 kapsamında kirleten olduğu ve dolayısıyla oluşan zarardan sorumlu olduğu, gemi maliki olan dernek ile gemi kaptanı olan diğer davalıların kirleten olmadıkları ve dolayısıyla sorumluluklarının bulunmadığı, geminin 60 metre derinde olduğu ve en üst noktasından deniz seviyesine yüksekliğinin ise 55 metre olduğu, bu nedenle de limanlar arasında gemi trafiğine engel olmayacağı, geminin çıkarılmasının ise ekonomik olmadığı, denize karışan yağ ve gazın ise temizlenmesinin mümkün olamadığı, yağ ve gazın çıkarılması hususunda ise talep hakkının bulunmadığı, davacının delil tespiti raporu ile ikinci bilirkişi raporuna itiraz etmediği gerekçesiyle kiracı davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden ise açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar...
Türk Hukukunda gemi sicilleri, TTK’nin 954 ila 985. maddelerinde düzenlenen Türk (Milli) Gemi Sicili, TTK’nin 986 ila 992. maddelerinde düzenlenen ... Halindeki Gemilere Özgü Sicil, 4490 sayılı Kanun ile düzenlenen Türk Uluslararası Gemi Sicili ve TTK’nin 941/3. maddesinde bahsedilen sicildir. 655 sayılı KHK’nin “Bağlama kütüğü” başlıklı 43. maddesinde ise; “Türk Uluslararası Gemi Siciline tescilli olanlar ve Milli Gemi Siciline tescili zorunlu olanlar dışındaki ticari veya özel kullanıma mahsus gemi, deniz ve içsu araçlarının malikleri veya işletenleri; söz konusu gemi, deniz ve içsu araçlarını bağlama kütüğüne kaydettirmek zorundadırlar. Bağlama kütüğüne kayda ilişkin usul ve esaslar ile yapılacak iş ve işlemlerin nasıl ve kimler tarafından yürütüleceği yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almaktadır....
Talep, yabancı bayraklı gemi üzerine konulan ihtiyati haciz kararına itiraz ve ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, geminin Litvanya'da yapılan cebri satışı sonucu mülkiyetinin muterize intikal ettiği, ihtiyati haciz sırasında borçlunun gemi maliki olmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 6102 sayılı TTK'nın 1350'nci maddesinde; bir geminin ihtiyaten veya icraen haczi, cebrî icra yoluyla satışı ve mülkiyetin intikali de dâhil olmak üzere bu satışın sonuçları ve cebrî icraya ilişkin diğer bütün işlem ve tasarrufların, geminin bu işlem ve tasarrufların yapıldığı sırada bulunduğu ülkenin hukukuna tabi olduğu düzenlenmiştir. Litvanya'da yapılan açık artırma ve geminin alıcıya teslimi esnasında üzerine ihtiyati haciz konulması istenen geminin İzmir Limanı'nda bulunduğu gözetildiğinde, Litvanya Makamlarınca yapılan satışın Türk hukuku bakımından geçerli olduğu ve mülkiyetin alıcıya intikal ettiği kabul edilemez....
Bölge Adliye Mahkemesince; davaya konu gemi hakkında Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/86 E. - 2018/298 K. sayılı ilamı ile verilen müsadere kararının Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 2019/79 E. - 2019/2707 K. sayılı ilamı ile 07/03/2019 tarihinde kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine ve ‘’TEK GÜLÜM’’ gemisinin sahibine iadesine kesin olarak karar verildiği, davacının satış işleminin tescili için sicile başvurduğu tarihte Ceza Mahkemesi'nin tedbir kararı kalkmış olup davalının bunu bilmesi beklenemez ise de, sicil müdürlüğüne başvurudan sonra tedbirin akıbetini mahkemesinden araştırmadan davacının talebi reddedildiği, dava açıldığı gün davalı sicil tarafından gemi üzerindeki tedbir kararı kaldırılmış ve davalı vekili bu nedenle davaya konu kararın yok hükmünde olduğunu iddia etmiş ise de sicil müdürlüğü önceki kararından rücu etmediği gibi davacının talebi doğrultusunda verilmiş bir tescil kararı da bulunmadığı, davalı kurum harçtan muaf olduğu (Yargıtay 11....
Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davalılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilice istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLER: SGK kayıtları, işyeri sicil dosyası ile tüm dosya kapsamıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava, davacının davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde sicile kayıtlı ... ve Sağlık Hiz.AŞ'deki hisselerini, dava dışı ...'a devri sonrasında halen davaya konu şirketin yönetim kurulu üyeliği sıfatıyla Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yer alması ve istifanamesinin Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilmemesi sebebi ile söz konusu Sicil Müdürlüğü kararına itiraz ve istifanın Sicil Müdürlüğünde tesciline ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafından, ... ve Sağlık Hiz.AŞ'deki hisselerini, dava dışı ...'a devri sonrasında halen davaya konu şirketin yönetim kurulu üyeliği sıfatıyla Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yer alması ve istifanamesinin Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilmemesi sebebi ile istifanın Sicil Müdürlüğünde tesciline ilişkin dava açılmış ise de; söz konusu davanın dava dışı ......
Memurluğu tarafından.... Şti. unvanlı şirketin adres bilgisinin bildirildiği, anılan adrese davalı şirketin unvanı ile çıkan davetiyenin de adresten ayrıldığından iadesi üzerine, dava dilekçesi ve gıyabi hükmün bildirilen ... adresine Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, fakat davalı şirketin unvan değişikliğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, tebligat yapılan adresin davalı şirkete ait olup olmadığı hususunda tereddüt hasıl olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davalı ... Şti.’nin unvan değişikliği bulunup bulunmadığı, anılan davalı şirket ile .... Şti.’nin aynı şirket ve işyeri olup olmadığı kayıtlı olduğu Ticaret Sicil Memurluğu ve Kurumdan ayrı ayrı araştırılıp, özellikle unvan değişikliğine ilişkin ilgili belgeler eklendikten sonra;... Şti. ile.... Şti.'nin aynı şirket olduğunun anlaşılması halinde dosyanın aynen, farklı ise davalı ... .......
Bu yüzden uğradığı zararın telafisi için işverenin tazminat istemek hakkı saklıdır.) uyarınca ve gemiden ayrılır iken gemide bulunan Gine Devleti avlanma ruhsatı-gemi navigasyon ruhsatı-kota ruhsatı-gemi kaşesi-gemide çalışanlara verilen hizmet belgesi koçanını da beraberinde götürdüğünden dolayı kendisi aleyhine iş bu dava ile birleştirme talepli olarak tazminat davası olarak açacakları davanın esasının bildirileceğini, bu nedenle işbu tazminat alacakları bakımından takas mahsup itirazında bulunduklarını ayrıca Deniz İş Kanununun TTK. 1094/3 ve 29/son gereğince davacının ücret isteme hakkının da bulunmadığını, gemi kaptanı olan davacının gemiyi terk etmesini haklı kılacak hiç bir nedeninin bulunmadığını, davacının Türk Ticaret Kanunu 1094/3 maddesi gereğince gemide kalma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, kendisine emanet edilen Gemi üzerinde davacının ve tüm gemi çalışanlarının yasadan kaynaklanan ihtiyati haciz koydurma hakları bulunduğundan tüm maaş ve iaşeleri geminin bizatihi...
I-İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan Bakanlığının Tersanesi Komutanlığı işyerinde işe alındığı tarihten beri gemi adamı olarak çalıştığını, gemi adamı cüzdanı olduğunu, işyerine de bu ünvan ve nitelikte alındığını, hizmetinin geçtiği yerin doğrudan deniz olup, deniz işçisi yani gemi adamı olarak çalıştığını, çalışmalarının tümümün denizde geçtiğini, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 1. maddesine göre yapılan hizmet akdi çerçevesinde gemi adamı olarak çalışıp, gemi adamı cüzdanı olduğunu, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesine göre davalı işyerindeki çalışmalarının yapılan iş ve çalışma koşullarına göre itibari hizmet kapsamında olduğunu, ancak yararlandırılmadığını, kuruma başvurudan sonuç alınamadığını belirterek müvekkilinin 5510 sayılı Yasanın yürürlülük tarihine kadar olan süre için 506 sayılı Yasa kapsamında gemi adamı niteliğinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....