uzatım halleri hariç yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde en az 10 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanacağı, işin süresinde bitirilmemesi halinde gecikilen her gün için %0,05 gecikme cezası uygulanacağı, ihtarda belirtilen sürenin bitmesine rağmen aynı durumun devam etmesi halinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminatın gelir kaydedilerek sözleşmenin feshedileceği ve hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğinin düzenlendiği, ilgili madde ihtara yazılarak davalıya tebliğ edildiği, 08/08/2016 tarihinde işin tamamlanmadığının tespit edildiği, bundan sonraki 10 gün içerisinde de tamamlanmadığının dosya kapsamında sabit olduğu, bu on günlük sürenin bitimiyle sözleşmenin feshedilmesi gerektiğinin anlaşıldığını, usulüne uygun ihtara rağmen süresi sonunda sözleşmeyi feshetmeyen davacının ancak ihtarda yazılı gün kadar yani 10 günlük gecikme cezası talep etme hakkı bulunduğu, gecikme cezasına ilişkin bilirkişi ek raporunda...
Davacı idare, eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi için davalıya verilen 90 günlük sürenin sonu 17.06.2012 tarihi ile ikmal işinin tamamlandığı 08.06.2014 tarihleri arası için gecikme cezası talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ise, talep edilebilecek ceza süresi, idarece davalı yükleniciye verilen ikinci 30 günlük cezalı süre, 29 gün ikmal sözleşmesinin ihale aşamasında geçen süre ve 90 gün ikmal sözleşmesi süresi dikkate alınarak toplam 149 gün üzerinden gecikme cezası hesaplanmış, ikmal ihale karar tarihi 19.12.2013 ile ikmal sözleşmesi tarihi 10.02.2014 arasında davacı idarenin sözleşmeyi 53 gün gecikmeli imzaladığı gerekçesiyle bu süre için gecikme cezası hesaplanmadığı gibi ikmal sözleşme süresinin 14.05.2014 tarihinde sona erdiği, ikmal sözleşmesi geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dava dışı yükleniciye verilen süre uzatım süresinin gecikme cezası süresi hesabında dikkate alınmadığı belirtilmiştir....
Taraflar arasında düzenlenen geçici kabul tutanağı ile işin 28.02.2016 tarihinde teslim edildiği sabit hale geldiğinden, davalı idarece iş teslim edilmemiş gibi gecikme cezasının başlangıcı olarak bu tarihin dikkate alınması doğru olmadığı gibi, işin geçici kabulünün yapıldığı, bir takım eksik ve kusurlu işlerin belirlendiği anlaşılmasına rağmen bu eksik ve ayıplı imalatların giderim bedeli üzerinden sözleşmede belirlenen oran üzerinden gecikme cezası hesabı yapılması gerekirken, sözleşme konusu iş hiç teslim edilmemiş gibi, tüm sözleşme bedeli üzerinden sözleşmede kararlaştırılan oran üzerinden kesin hakedişte gecikme cezası kesilmesi de doğru olmamıştır. Bu nedenle mahkemece, geçici kabul tutanağındaki eksik ve ayıplı işler giderim bedeli üzerinden sözleşmede belirlenen gecikme cezası oranı uygulanarak ve geçici kabulde verilen süreyi aşan süre için hesaplanan gecikme cezasına hükmedilmesi doğru olup, davalının bu temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir. 2....
Ancak; 1- Sanığın çocuğunun yaralanması nedeniyle çağırdığı ambulansın gecikip gecikmediği, müdahalenin zamanında yapılıp yapılmadığı, yaralının Kırşehir Devlet Hastanesi'ne sevki sırasında gecikme yaşanıp yaşanmadığı araştırılarak, sanık lehine TCK'nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Uygulanma koşulları da bulunduğu halde, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, 3- Sanık hakkında TCK'nın 125/3-a maddesinden hüküm kurulurken, doğrudan asgari 365 gün adli para cezası ya da 1 yıl hapis cezası temel ceza olarak belirlenip, artırma ve eksiltmelerin bu ceza üzerinden yapılması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında önce Kanunun 125/1. maddesinden gün adli para cezası belirlenip, bu ceza üzerinden TCK'nın 125/4. maddesi gereğince cezanın artırılması, ardından TCK'nın 125/3-a maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezasına çıkartılıp, sonuç cezanın da adli para cezasına çevrilmesi...
Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır....
KARAR Davacı, davalının muhtelif aboneliklere ait su bedellerini geç ödediğini ancak gecikme cezası ödemediğini, geç ödenen su bedelleri sebebiyle 26.6.2003 tarihine kadar 12.409.989.000 TL gecikme cezası ve 2.118.179.920 TL gecikme cezasının KDV’si olmak üzere toplam 14.528.168.920 TL’nin 26.6.2003 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Davanın kısmen kabulüne, davaya konu 2018/11586 takip nolu ödeme emrine konu 2016 yılı Temmuz ayına ilişkin idari para cezası ve gecikme zammı borcunun iptaline, dava konusu 2018/11586 takip nolu ödeme emrine konu 2016 yılı Haziran ayına ilişkin idari para cezası ve gecikme zammı borcu yönünden takibin devamına" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu 2018/11586 takip nolu ödeme emrine konu amme alacağının 2016 yılı Haziran ve Temmuz ayına ilişkin olduğu, davacının borcun doğduğu dönemde dava dışı asıl borçlu Sebat Eğitim İşletmeleri A.Ş.'...
2001/4-12.’inci aylar idari para cezası ve gecikme zammı; 2005/11783, 2006/10813, 2005/10754, 2005/10123 sayılı takip dosyalarından 2004/10-2005/3.’üncü aylar prim ve gecikme zammı; 2005/11784, 2006/10814, 2006/10756, 2005/10124, 2011/10008 sayılı takip dosyalarından 2004/10-2005/3.’üncü aylar işsizlik primi ve gecikme zammı; 2005/10125, 2005/10755, 2005/11785 sayılı takip dosyalarından 2004/10-2005/3.’üncü aylar damga vergisi ve gecikme zammı; 2006/10890 sayılı takip dosyalarından 2005/2.’inci ay idari para cezası ve gecikme zammı alacakları için ödeme emri tebliğ edilmiştir....
Birleşen davasında davacı iş sahibi idare; sözleşme konusu işin 29.06.2010 tarihinde teslim edilmesi gerekirken davalı yüklenici tarafından 13.06.2011 tarihinde teslim edildiğini, bu nedenle davalı yükleniciye sözleşmenin 10.2.1 maddesi uyarınca 1.368.322,55 TL gecikme cezası kesildiğini, ayrıca davalı yüklenicinin geçici kabulde belirtilen eksik ve ayıpları verilen 30 günlük süre içinde tamamlamadığı için işlerin üçüncü kişiye toplam 642.987,65 TL’ye ikmâl ettirildiğini, ayrıca geçici kabul tarihi ile eksikliklerin giderilmesi için geçen 155 günlük süre üzerinden sözleşmede belirlenen günlük gecikme cezasının ¼ oranında 151.492,97 TL gecikme cezası kesildiğini, davalı yüklenicinin yerine getirmediği imalat eksikliklerinden dolayı 912.230,28 TL borcu olduğu gibi davalı yükleniciye hakedişlerde 45.044,72 TL fazla ödeme yapıldığını, davalı yüklenicinin 14 nolu kesin hakediş alacağı 1.185.233,70 TL’den ödemesi gereken bu bedeller mahsup edildiğinde 1.932.726,54 TL davacı idareye borçlu...
Yine davada her ne kadar gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si talep edilmiş ise de; kaçak kullanımda gecikme zammı olmaz. Gecikme zammında faiz karakteri yoktur. Gecikme zammı faiz niteliğinde olmadığı, gibi faiz benzeri olarak da kabul edilemez. Sözleşmelerde kararlaştırılan gecikme zammı hukuki niteliği itibariyle bir borcun gününde ödenmemesi halinde alacaklının gecikme zammı süresince borçluya tanıdığı vade karşılığı belirli bir oranda borca yapılan ilave niteliğindedir. Gecikme zammı gecikme faizi değildir. Gecikme zammında da bir para borcunun geç ödenmesi bahis konusudur. Gecikme faiz talebinde bulunabilmek için borçluyu temerrüde düşürmek gerektiği halde, gecikme zammında buna lüzum yoktur. Ne var ki, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince gecikme zammı isteminin aynı zamanda yasal faiz uygulanması gerektirdiği gözetilerek ödenmeyen bedele yönelik olarak yasal faiz uygulanması gerekmektedir....