Bu tür davalarda ilgililerin ve kaydın düzeltilmesi halinde hukuku etkilenecek kişilerin davaya dahil edilmesi ve tarafların göstereceği tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan ve eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Satış bedelinin, satışına karar verilen taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine konu ise paydaşların tapudaki payları oranında, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olması halinde mirasçılık belgesindeki payları oranında hem paylı, hem de elbirliği mülkiyet halinin bir arada bulunması halinde ise tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hükümde gösterilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi doğru değildir. Diğer taraftan yargılama gideri ve vekalet ücretinin mirasçılık belgesindeki payları oranında taraflara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken tapu kaydındaki hisseleri oranında paylaştırılmasına karar verilmesi ve satışın ne şekilde yapılacağının hüküm sonucunda belirtilmemiş olması da doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "Bu tespitlere göre davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesi ekindeki takip dayanağı olarak gösterilen ihtarnameye verilen cevapta davacının adresinin ödeme emri tebliğ edilen adres olduğu, bu nedenle bu adresin borçlunun son bilinen adresi olarak kabul edilmesi gerektiği, Yılmaz HUY isimli şahsın ödeme emri tebliğ edilen adreste çalıştığı, dolayısıyla davacının bu iddialarının yerinde olmadığı, yukarıda belirtildiği üzere tebliğ evrakı üzerindeki kaydın aksinin her türlü delil ile ispat edilebileceği, e-Nabız sistemi ile Bodrum İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen belgelerin birbirini doğrulamadığı fakat İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından davacının ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte yakın koruma personeli ile Bodrum/MUĞLA ilinde olduğunun belirtildiği, bu haliyle tebliğ evrakı üzerindeki muhatabın çarşıda olduğuna ilişkin kaydın gerçeği yansıtmadığı, ayrıca borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 22.06.2017 gün ve 2015/26 - 2017/247 sayılı kararı bozan Daire'nin 15.05.2019 gün ve 2018/1743 - 2019/3779 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davacı şirketin çevre ve peyzaj düzenlemeleri, düşey çiçeklendirme, modüler saksı uygulamaları işleri ve bu alanda kullanılan ürünlerin tasarım ve imalatı işi ile uğraştığını, tasarımı olan ürünlerin TPMK'da 2009/03748 sayı ile davacı adına 15.04.2010 tarihinde tescil edildiğini, davalı tarafından düzenlenen ihale ile davacı tarafından üretimi yapılan ve koruma altına alınan “Modüler Saksıların Alım İşinin” yapıldığını, cadde ve bulvarlarda davacının endüstriyel tasarımının...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 2.5.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında soyadı düzeltilmesi istenmesi üzerine birleştirilen davada da ... ... ve arkadaşları tapu kaydında da baba adı ve soyadı düzeltilmesi isteminde bulunmuşlar yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 6.4.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi her iki davanın davacıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar 20 parsel sayılı taşınmazda malik olan miras bırakanları ... ... oğlu ...'nın isminin "... oğlu ..." olarak geçtiğini ileri sürerek kaydın "... ... oğlu ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Yargılama aşamasında ... ... dava konusu taşınmazın kendi miras bırakanı ... oğlu ...'...
soyadı ile eşi hanesine naklettiği ve babası hanesindeki nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesi, nüfus kaydının kapatılmasını; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale gelmesi olarak tarif ettikten sonra, kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kaydın yeniden açılacağı, kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olayların kişinin kaydına işleneceği hükme bağlanmıştır....
çocukları olarak nüfusa tescil edildiğini ileri sürerek dedesi ve babaannesi üzerindeki kaydın iptali ile gerçek anne ve babasının nüfuslarına tescilini istemiş, tüm araştırmalara rağmen anne olduğu iddia edilen .... ait resmi kayıt bulunamadığı, nüfus kayıtlarında var olmayan anne yönünden kaydın düzeltilemeyeceği bu nedenle de kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. 1-Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin dava, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih ....sayılı İçtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle mevcut kaydın düzeltilmesidir. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....
Davacı ... kayıt malikinin kimlik bilgilerinin tespiti ile kaydın düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece tespit hükmü kurulmuş, kaydın düzeltilmesi istemi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bilindiği gibi, tapu kaydında isim düzeltme davaları aynı zamanda kayıt malikinin kimlik bilgilerinin tespitini de içeren davalardır. Düzeltme istemi kayıt malikinin gerçek kimlik bilgilerinin tespitine bağlı olarak sonuçlandırılır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek sadece tespit hükmü kurulmuş, düzeltme istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu yön doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Çankırı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 22.11.2011 gün, 15565-15793 sayılı, 18.Hukuk Dairesinin 20.9.2011 gün 7445-9084 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, hizmet belgesindeki soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 4.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ :Dosyanın 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine 12.4.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 Sayılı HUMK'un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 450,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye irad kaydına ve 92,50 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 20,80 TL’nin karar düzeltme isteyen davalı ...'tan alınmasına, 24.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....