DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalılar Ahmet Yılmaz, Fevzi Yılmaz, Mustafa Yılmaz, Zehra Kaya'nın 13/02/1987 yılında Uşak ili Merkez İlçesi Kalfa Köyü Eyüp Köprüsü mevkii 155 ada 106 parsel nolu taşınmaz için Uşak 1. Noterliği'nin 4121 yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, gayrimenkul satış vaadinde bulunan davalılar satış bedelinin tamamını aldıklarını, ancak anılan taşınmazdaki davalıların hisseleri satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden bugüne kadar müvekkiline devredilmediğini, müvekkilinin tapunun kendisine devri konusunda gerek sözleşme tarafları hayatta iken onlarla yaptığı görüşmeler gerekse mirasçılarla yaptığı görüşmeler sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin Uşak 1....
geçerli olmayacağını, geçersiz bir sözleşmedeki yetki şartının da geçerli olmayacağından müvekkili aleyhine adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesindeki yetki şartına dayanılarak----------- Mahkemelerinde icra takibi ve dava açılamayacağını, somut olayda HMK md. 6 uyarınca genel yetki kuralı geçerli olduğunu, müvekkilinin ticaret merkezinin ---- olduğunu, yetkili icra dairelerinin ---- İcra Daireleri olduğunu, yetkili mahkemelerin de ------Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, esasa ilişkin olarak ise dava konusu sözleşmenin adi yazılı şekilde akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olup geçersiz olduğunu, adi yazılı şekilde akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geçersiz olduğundan sözleşmede yer alan fer-i nitelikteki cezai şart maddesinin de geçersiz olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazı devretmek amacında iken davacının 16/03/2023 tarihli e-posta ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, sonra da sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiği...
‘un davalıdan aldığı borç karşılığı çek verdiği bu çek nedeni ile davacının kefil olduğu, ayrıca davacının eşi ...nin de alınan bu borcun teminatı olmak üzere gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıkları, ... nin de Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali için dava açtığı yapılan yargılama sonucunda mahkemece satış vaadi sözleşmesinin teminat olarak yapılmasına neden olan borcun ödendiği gerekçesi ile Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptal edildiği ve bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı kararı temyiz ederken mahkemenin anılan gerekçesini de temyiz etmiş ise de temyiz talebi red edilerek karar kesinleşmiştir. Kesinleşen Kartal 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/237 esas, 2000/622 karar sayılı ilamında davacımız taraf değil ise de davacının oğlunun aldığı borcun ödendiği gerekçede yazıldığına göre bu gerekçe artık davalıyı bağlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 03.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Davalı ... vekili, taraf olmadıkları ve bu yüzden bağlayıcılığı olmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 27/11/1984 tarihli olması nedeniyle yasalarda belirtilen hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, müvekkilini bağlayan tapu sicilinde herhangi bir kısıtlayıcı şerhinde bulunmadığını belirterek haksız açılan davanın husumet, hak düşürücü süre veya zamanaşımı aksi kanaatte ise de esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ... 1. Noterliğince düzenlenen 27/11/1984 tarih 18284 yeymiye sayılı gayrimenkül satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ... mirasçılarından davacı ...'a dava konusu taşınmazın satış vaadi taahhüdünde bulunulduğu 18/01/2012 tarih ve 156 yevmiye nolu satış ile davalı ...'a devrolunduğunu, davalı ...'...
Noterliğinin 03/11/1998 tarih 64266 yevmiye nolu "düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi" ile E-5'e bakmayan cephede olan 1 nolu daireyi kaba olarak yapıp 2 ay içinde teslim edeceği taahhüdü ile 200.000.000 TL bedelle yüklenici Muzaffer Değerli ve Halit Sarıbaş'tan satın aldığı, davacılardan T4 Bakırköy 22. Noterliğinin 26/02/1999 tarih 9888 yevmiye nolu "düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi" ile 1753 ada 5 parseldeki 7 katlı binadaki yola cepheli girişe göre sol taraftaki daireyi 200.000.000 TL bedelle yüklenici Muzaffer Değerli ve Halit Sarıbaş'tan satın aldığı, davacı İbrahim'in 16/03/2005 tarihli Büyükçekmece 3. Noterliğinin 3357 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bu kez Mesut Atar ile 5 parsel üzerindeki 3.normal kat 13 nolu bağımsız bölümün satışı konusunda düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlediği, davacı Zeki'nin 16/03/2005 tarihli Büyükçekmece 3....
Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine karar Dairemizce onanmış; bu kez yine davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddi gerekir. 2-Davacı, resmi şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine rağmen, tapuda ferağ işlemi yapılmadığı için bedele yönelik eldeki işbu davayı açmıştır. Mahkemece, bedelin ödenmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar Dairemizce onanmıştır. Ne var ki, noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, satış bedelinin ödendiği açıkça yazılıdır. Bunun aksinin aynı güçte bir belge ile kanıtlanması gerekir. Dosyaya ibraz edilen belge, satış bedelinin ödenmediği sonucunu doğurmaz. Kaldı ki, aynı gayrimenkul satış vaadine dayanılarak diğer alıcılar tarafından açılan ... Asliye 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 22.11.1996 tarihli noterden düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalının kaba inşaat halindeki daireyi satmayı taahhüt ettiğini, davalıya 675,00 TL ödeme yaptığını, sözleşmede 01.04.1997 tarihinde tapuda ferağ verilmesinin kararlaştırılmasına rağmen yerine getirilmediğini, satış sözleşmesinin ifasınında imkansız hale geldiğini ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile davalıya ödenen 675,00 TL.'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle günümüz şartlarına uyarlanarak tespiti ve davalıdan tahsilini istemiştir....
Noterliğinin 29/08/1994 tarih 18634 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazlardaki davalıların murislerinden intikal eden miras hak ve hisselerini ve gerekse şahsen sahibi bulundukları hisselerin tamamını satış vaadi alacaklısı davacılara satmayı vaat ettikleri ancak taşınmazların zilyetliklerinin de devredilmediği görülmektedir. Satış vaadine konu taşınmazlarda davalıların müşterek mülkiyet halinde paydaş oldukları ,bir kısmının ise elbirliği mülkiyetine haiz(iştirak halinde) olacak şekilde davalılara ait miras hisselerinin dava dışı farklı bir mirasçıya aktarıldığı anlaşılmaktadır....