ya yönelebileceği gerekçesi ile hüküm davalı yararına bozulmuş, bu defa davacılar karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle davalının yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi dava resmi şekilde yapılan gayrimenkul satış sözleşmelerine istinaden açılmış tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde tazminata ilişkindir. 20.5.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin doğrudan davacılar ile davalı arasında olduğu, ... 2. Noterliğinin 23.3.1998 tarihli düzenleme şeklindeki Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ise davalı dava dışı ... arasında yapıldığı ...'nın da bu defa aynı taşınmaz ile ilgili haklarını 20.12.1999 tarihli noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacılara devrettiği anlaşılmaktadır....
Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak satış vaadine konu taşınmazın tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle ödediği paranın tahsili istemiyle bu davayı açmıştır.Taraflar arasında düzenlenen İzmir 18. Noterliği’nin 30.1.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmiş olup, geçerli bir sözleşmedir....
Noterliğinin 31.07.1995 gün ve yazılı yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...'nin İstanbul, .... 2. Etap konutlarında B6 Bölge, A602 Blok ve 65 no'lu daireyi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 31.07.1995 tarihinde 500.000.000 TL bedelle sattığını, müvekkilinin satış sözleşmesinde de belirtildiği üzere satış bedelinin nakden ve peşin olarak ödediğini, ancak davalının tapu devrini yapmadığını, müvekkili tarafından fiilen kullanılan gayrimenkulün davalı adına tapu kaydının iptalini, davacı ... ... adına tesciline karar verilmesini, talep etmiştir. Davacı vekili; birleştirilen dosyada ise davalı ...'ye karşı, dava konusu dairenin tapusunun ...adına kayıtlı olması gerekirken hukuka aykırı şekilde davalı idare adına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkından kaynaklanan tapu iptali ile tescil talebinde bulunmuştur....
Yine davalı vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde davacı tarafından, NEF 22 Ataköy 1+1 daire (14.05.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi) , NEF 22 Ataköy 1+1 daire (14.05.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi), 805 NEF 36 Basınekspres 1+1 daire (12.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi), 801 NEF Çekmeköy 2+1 daire (23.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi), 889 NEF Bahçelievler 2+1 daire (16.11.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi) olmak üzere toplam beş adet bağımsız bölümün satın alındığı iddia edilmektedir. Davacı vekili ise, alınan diğer taşınmazların satıcısının davalı olmayıp dava dışı Timur Gayrimenkul Geliştirme Yapı Ve Yatırım A.Ş. olduğunu beyan etmektedir. Bu durum 6502 sayılı TKHK'da düzenlenen tüketici, tüketici işlemi ve tüketicinin amacıyla uyuşmamaktadır. Davacı gerek 4077 sayılı yasa gerekse 6502 sayılı yasa düzenlemesine göre tüketici olarak tanımlanamaz....
KANITLAR: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince, davalıya yapılan ödemelerin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 20.İcra Müd. 2022/4978 esas sayılı dosyasında ; 1.000.000,00-TL asıl alacak 3.205,48- TL takip öncesi faiz olmak üzere toplam 1.003.205,48-TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin 3/a maddesinde alıcı davacının taşınmazı almaktan vazgeçmesi halinde verdiği satış bedeline mahsuben bedeli geri isteyemeyeceği düzenlenmiş bulunduğundan sözleşmenin bu hükmü geçerli olup, davacı alıcının taşınmazı almaktan vazgeçmesi (kalan satış bedelini ödememesi nedeni ile) nedeni ile ödediği 20.000,00 TL satış bedeline mukabil bedeli istemesinde haklı bulunmadığı belirtilerek, asıl davanın reddine; yine davalının kendi taşınmazına yaptığı ifraz masraflarını davacıdan talep edemeyeceği gerekçesi ile de karşı davanın da reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince ödenen kaporanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatı istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2002 tarihinde verdiği dilekçeyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalılar ... ve ... vekilinin 09.05.2003 tarihinde verdiği dilekçeler ile karşı dava olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleştirilen davada davacı vekilinin 25.06.2004 tarihinde verdiği dilekçeyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davada davanın kabulüne, karşı davanın reddine, birleştirilen davada davanın kabulüne dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı- karşı davacılar ... , ......
Dava dışı Mehmet Balaban ile davalıların murisine vekaleten İbrahim Karagöz arasında, 1326 sayılı parselde murise intikal edecek paylar konusunda 16/11/1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığı, Mehmet Balaban'ın da kendisine vadedilen taşınmaz paylarını 28/09/2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacı T1 satmayı vadettiği, sözleşmeye konu taşınmazların davacıya tapuda satış ve devrinin gerçekleşmediği, sonrasında Serik 1.Sulh Hukuk Mahkemesinde 2006/238 sayılı dosya ile açılan ortaklığın giderilmesi davası neticesinde sözleşmeye konu taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine karar verildiği, kararın kesinleşmesini müteakip aynı mahkemenin 2017/9 Satış sayılı dosyası ile taşınmazların ihale yollu satışının gerçekleştirildiği ve maliklere payları nispetince satış bedelinin ödendiği hususları uyuşmazlık dışıdır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile eşine vermiş olduğu vekaletname nedeniyle 2003 yılında satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, satış sözleşmesi imzalandıktan sonra davacının 17 yıl boyunca hiçbir talepte bulunmadığını, 2020 yılı 7. ayında tapunun kendisine devredilmesini talep ettiğini, paranın bu günkü değeriyle daha fazlasını verebileceğini tapuyu devredemeyeceğini söylediğini, dava konusu sözleşmeye konu değerin bugünkü değerinin 14.000,00 Euro olmasına rağmen kendisine 20.000,00 Euro vermeyi teklif ettiğini, ancak davacının bunu kabul etmediğini, davacının dayanmış olduğu satış vaadi sözleşmesi ile ölü doğduğunu, dava konusu parselin 10 yıl boyunca satış vaadine konu edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin de yasadan kaynaklı olarak geçersiz olduğunu, davacının davasının alacak yönünden reddini, tapu iptali ve tescil davasının da reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ya gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisi içeren vekaletname verdiği, bu nedenle vekilin yetkisiz olarak yapmış olduğu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu anlaşıldığından bu sözleşme yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır....