GEREKÇE: Davacı, taraflar arasında mevcut devremülk satış sözleşmesi gereğince cayma hakkına dayalı olarak sözleşmenin ve senetlerin iptali ile sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi ve sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen senetler nedeni menfi tespit talebinde bulunmuştur. Davanın dayanağı olan 30/09/2018 tarihli devremülk satış sözleşmesinin, Yalova ili, Termal ilçesi, Killi Orman mevkiinde bulunan 25 parselde kayıtlı taşınmazdaki devremülk hissesinin, 21.750,00 TL bedel karşılığında, davalı tarafından, davacıya satışına ilişkin olduğu, satış bedelinin taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı ve taksit ödemelerine ilişkin olarak senetlerin düzenlendiği anlaşılmıştır. Tapu kayıtlarının incelenmesinde, taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazın bir kısım payının 04/10/2018 tarihinde, davalı tarafından, davacıya devredildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece "...Tüm dosya kapsamından; davacı açmış olduğu dava ile davalı ile aralarında yapmış olduğu 31/10/2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve bunun eki mahiyetinde olup 31/12/2011 tarihli kira garanti sözleşmesi gereğince taşınmazın test edilerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kendisi adına tescilini, sözleşme gereğince teslim yapılmaması nedeniyle cezai şart ve kira alacağının belirlenerek tahsilini, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiş olup aralarındaki uyuşmazlık haricen yapılan sözleşme gereğince taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescil edilip edilemeyeceği, tarafların sözleşmeye göre edimlerini ifa edip etmedikleri, ifa durumuna göre tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin tazmini hususlarındadır....
Davacının isteminin dayanağı “İş yeri gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ” başlıklı 31/10/2011 tarihli sözleşmedir....
beyan eden davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, aksine sözkonusu taşınmazlardan 1747, 942 ve 1190 parsel dayılı taşınmazların Torbalı SHM 2007 yılında açılan paydaşlığın giderilmesi davası sonucunda satıldığını, bu nedenle davalının edimlerine yerine getirme imkanının ortadan kalktığını, bu nedenle satış bedelinin davalıdan tahsilinin gerekeceğini, Arslanlar köyü 805 ve 385 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı üzerindeki davalıların paylarının iptali ile müvekkili T1 adına tapuya tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkili tarafından Torbalı 2.Noterliğinde tanzim edilen sözleşme nedeniyle davalılara ödenen 35.000.000 TL satış bedelinin bilirkişi raporu sonrası tespit edilecek bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
lik yeri 12.12.1990 tarihli "Gayrimenkul zilyetlik devir ve satış senedi" ile kendisine sattığını, satış bedeli olan 2.500.000 TL'yi ödediğini, ancak tapuda intikalin yapılamadığını, bu nedenle ödenen bedelin dava tarihinde ulaştığı gerçek değerin belirlenerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıya herhangi bir yer satmadığını, davacıdan 2.500.000 TL'yi de almadığını, 12.12.1990 tarihli satış senedinin doğru olmadığını, satış senedindeki imzanın da kendisine ait olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Somut olayda da davacı ile dava dışı kişiler arasında satış sözleşmesi kurulmadığı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı ve davalının sözleşme kapsamında tanıtım, pazarlama ve tarafları bir araya getirme edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin 3. Ve 6. Maddelerine göre şirket ile taşınmazları satın almak isteyen kişiler arasında satış vaadi sözleşmesi yapılmasının davalı temsilci açısından hizmet bedeli doğuracağı mahkememizce kabul edilmiştir. Zira sözleşmenin 6. Maddesinde satış vaadi sözleşmesi ile yapılacak satışlarda uygulanacak hizmet bedeli başlığı altında 'Satış Vaadi sözleşmesinin imzalanarak peşinat bedelinin tamamının şirket banka hesabına geçmesi ile' temsilcinin hizmet bedeline hak kazanacağı kararlaştırılmıştır. Yine aynı maddede temsilcinin hizmet bedelinin satış vaadi sözleşmesinin imzalanması ile doğacağı taraflar arasında kararlaştırılmıştır....
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; satış vaadi alacaklısının bedeli ödediğini ileri sürdüğü, davalı tarafın ise bedelin ödenmediğini savunduğunun ve sözleşmenin iptaline yönelik mahkemece verilmiş bir hüküm bulunmaması veya taraflarca feshedilmemiş olması nedeniyle geçerli sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulabileceğinin anlaşılmasına göre davacıya satış bedelinin ödendiğini kanıtlaması için süre verilmesi ile verilen süre içerisinde satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin ödendiğinin kanıtlanması halinde davanın kabulüne, kanıtlanamaması halinde bedelin ödenmediği anlaşılırsa; taşınmazdaki davalılara ait hisselerin dava tarihindeki rayiç değerinin, kısmen kanıtlanması halinde bedelin kısmen ödendiği anlaşılırsa; satış vaadi sözleşmesinde belirtilen bedelden ödenen miktar ödenmeyen miktara oranlandıktan sonra bulunan bu oranın taşınmazdaki davalıya ait hisselerin rayiç bedelinin ne kadarına tekabül ettiği tespit edilerek, birlikte ifa kuralı gereği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah. sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 12. Tüketici ve ... 4....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1161 KARAR NO : 2023/1342 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUDURNU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/30 ESAS -2023/140 KARAR DAVA KONUSU : Devre mülk satış sözleşmesinin cayma sebebiyle feshi, ödenen bedelin iadesi ve gayrimenkulün davalı adına tescili KARAR : Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesinin cayma sebebiyle feshi, ödenen bedelin iadesi ve gayrimenkulün davalı adına tescili talepleri nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, taraflar arasındaki devre mülk sözleşmesinin cayma hakkının kullanılmış olmasından kaynaklı iptali ile davacı adına olan taşınmazın tapusunun davalıya yeniden tescili ile sözleşme gereği davalıya ödenen bedelin davacıya iadesi talebini içermektedir. Yargıtay 13.HD'nin 2019/2239 Esas-6480 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davacı dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil talebinde de bulunmuş olup, dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına tescil edilmesi nedeniyle mahkemesince de tapu iptal ve tescil kararı verildiğine göre öncelikle gayrimenkul aynına ilişkin iş bu talep nedeniyle, HMK'nın 12.maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Kesin yetki hallerinde mahkemenin resen davanın her aşamasında yetki hususunu göz önünde bulundurması gerekmektedir....