O halde; son mirasçı olarak taşınmaz adına tescil edilen Hazine hasım gösterilmek suretiyle verasetin iptali davası açılması için davacılara önel verilmesi, dava açılır ise sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
tarihinden Hazine tapusunun tesis tarihine dek, 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmaması nedeniyle bu bölümün Hazine adına tesciline karar verilmesi, tescil ilamında Hazinenin taraf olmadığının anlaşılması halinde ise Hazine tapusunun kapsamında kalan yer için tapunun oluştuğu tarihe kadar, Hazine tapusunun kapsamı dışında kalan yer için ise kadastro tespit tarihine kadar zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Davalı Hazine ve köy tüzel kişiliği kayıt maliki olmadıklarından bunlara karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, hüküm köy tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmemiş, sadece Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu nedenle Hazine vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteği yerinde bulunmaktadır. Hazine, kayıt maliki olmadığından bu nedenle hükmün esasını temyiz etmesinde hukuki yararı yoktur. Bu bakımından esas yönünden inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle Hazineye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 10.03.2021 tarihli 2017/2172 Esas, 2021/2302 Karar sayılı kararıyla " Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber, davaya konu taşınmazın yargılama sırasında hali arazi niteliği ile idari yoldan davalı Hazine adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın idari yoldan Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle taşınmazın tapulu hale geldiği ve davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğü gözetilmeksizin tapu iptal ve tescil kararı yerine sadece tescil kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi; tescil davası yönünden ilgili kamu tüzel kişileri olarak yasal hasım konumunda bulunan davalılar ... ile......
Hukuk Dairesinin 20.02.2006 gün ve 2006/1186-1867 sayılı kararı ile "taşınmazın 3116 Sayılı Yasaya göre 1940 yılında yapılarak kesinleşen orman sınırları içinde iken 1989 yılında kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne, dava konusu Kabakoz 2 pafta 382 sayılı parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairece onanmıştır. Bu kez, Hazine taşınmazın orman niteilği ile Hazine adına tescili istemiyle hükmün düzeltilerek onanmasını istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 20.02.2006 gün ve 2006/1186-1867 sayılı kararı ile "taşınmazın 3116 Sayılı Yasaya göre 1940 yılında yapılarak kesinleşen orman sınırları içinde iken 1989 yılında kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne, dava konusu ... 4 pafta 196 sayılı parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairece onanmıştır. Bu kez, Hazine taşınmazın orman niteilği ile Hazine adına tescili istemiyle hükmün düzeltilerek onanmasını istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Taşınmazın öncesi 132 ada 1 parsel olup Tapu Sicil Müdürlüğünün karşılık yazılarından da anlaşılacağı üzere, ilk olarak hükmen hali arazi niteliğinde Hazine adına tescil edilmiş, sırasıyla 09.06.1998 tarihinde hükmen ifraz edilerek 132 ada 58 ve 59 parseller dava dışı ... adına,132 ada 60 parselin ise Hazine adına tesciline karar verilmiş, 21.05.2001 tarihinde hükmen ifraz yoluyla 132 ada 70, 71 ve 72 parsellere revizyon görmüş, 132 ada 71 ve 72 parsellerin ... adına, 132 ada 70 parselin ise Hazine adına tesciline karar verilmiş, dava dışı ... ve ... tarafından açılan dava sonunda 132 ada 70 parsel hükmen ifraz edilerek 132 ada 85, 86 ve 87 parsellere ayrılmış, 85 ve 86 parsellerin davacılar adına 132 ada 87 parselin ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, dava dışı ...tarafından açılan dava sonunda 132 ada 87 parselden ifraz yoluyla 132 ada 88 ve 89 parseller oluşmuş, 132 ada 89 parselin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, yine dava dışı ...’ın açtığı dava sonunda...
Hazine adına tescil edilmiştir....
Davacı dava dilekçesinde, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açmakla, 29.01.2009 tarihinde Hazine adına oluşan 1063 ada 1 sayılı parselin tesciline esas alınan idari işlemin iptalini değil, idari yoldan Hazine adına oluşan 1553 sayılı parselin tapu kaydının iptalini istemektedir. Taşınmazların aynına ilişkin olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları İdari Yargıda görülemez. Bu nedenle iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bundan ayrı, tapu iptali ve tescil davaları; kayıt malikine, kayıt maliki ölü ve mirascılarına yöneltilerek açılır. Kayıt maliki Hazine olduğuna göre dava doğru hasma yöneltilmiştir. Ne var ki, davalı ... kayıt maliki değildir....
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Uyuşmazlık konusu 103 ada 103 parsel, 25.11.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edilerek, 29.01.2008 tarihinde tutanağın kesinleşmesi ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ve kardeşlerine ait 103 ada 101 parsel ise yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacı ve kardeşleri adına paylı mülkiyet şeklinde tespit ve tescil edilmiştir....