İSTİNAF SEBEBLERİ :Davalı 15/04/2021 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği darp iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının ters yöne girip, çıkan tartışmada kendisini tahrik etmesi sonucu olayın yaşandığını, ayağının daha evvel sıkıntılı olduğunu, kesinlikle davacının ayağını darp etmediğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, kendisinin rencide edildiğini, yeterli araştırma yapılmadan manevi tazminata hükmedildiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılması talepli olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, haksız fiil sonucu oluşan yaralanma, bundan kaynaklı manevi üzüntü, elem ve itibar kaybı iddialarına müstenit manevi tazminat davasıdır. Davacının kaymakam, davalının terzi olduğu, sokakta yol verme tartışması sonucu kavga ettikleri davalının davacıyı darp ederek ayağında kırık meydana getirdiği anlaşılmıştır....
Dava konusu olan bilirkişi raporları ile tespiti yapılan fotoğrafların davalıya ait gazete ve internet sayfasında davacının izni olmaksızın yayınlanmış olması hasebiyle davacının uğramış olduğu manevi zararın karşılığı bakımından somut olay, olayın yaşandığı tarihteki ekonomik durum, tarafların statüsü ve sosyal ekonomik durum nazara alınarak takdiren 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacı yan her ne kadar manevi zarar yönünden de maddi tazminat istemindeki gibi olay tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de; manevi tazminatın maddi tazminatta olduğu gibi her bir fotoğrafın yayınlandığı tarihe göre ve her bir fotoğrafa ilişkin ayrı ayrı değerinin belirlenmesi mümkün olmadığından hülasa manevi tazminatın bölünmez nitelikte olmasından mütevellit ihlale konu son fotoğrafın yayınlandığı tarih olan 24.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıda belirtildiği gibi hüküm tesis edilmiştir....
Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/11/2014 tarih ve 2012/208-2014/245 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen protokol uyarınca müvekkilinin davalıya eser mahiyetinde bulunan web sayfası hazırlama, katalog, tanıtım CD'si gibi hizmetler verdiğini, davalının 21.500 TL hizmet ücretinden sadece 5.000 TL tutarında ödeme yaptığını, bakiye 13.000 TL alacaklarının kaldığını, ayrıca sözleşme dışı bir standın yapıldığını, manevi hakların da ihlal edildiğini ileri sürerek FSEK 68. maddesi uyarınca 13.000 TL'nin 3 katı 39.000 TL, 2.000 TL stand edelinin üç katı 6.000 TL olmak üzere 45.000 TL maddi tazminat ve 24.000 TL manevi...
Titiz bir özen göstermeyen vekil vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Adli tıp kurumu 2. İhtisas kurulundan alınan 22/03/2017 tarihli raporda dava konusu olayda kişinin tedavisine katılan sağlık görevlilerinin uygulamalarını tıp bilimince genel kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olduğu dolayısıyla ilgili sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bu rapora göre davanın reddine karar verilmişse de bu rapor davacıların itirazlarını karşılamadığı gibi soyut ifadeler içerdiğinden hüküm kurmaya elverişli değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/381 Esas KARAR NO : 2022/272 DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/08/2020 KARAR TARİHİ : 05/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından ......
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil talebi ile açılmış yargılama aşamasında sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı müspet zararın tazminine dönüştürülmüştür. Dosya içerisindeki sözleşme incelendiğinde, davalının kendisine ait ya da miras hisselerini sözleşmenin konusu yaptığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla zamanaşımı süresi belirlenirken iştirakin çözüldüğü tarihin esas alınması gerekir. Dosyada zamanaşımı itirazında bulunan davalının iştirakin çözüldüğüne ilişkin herhangi bir delil sunmadığı görüldüğünden zamanaşımı yönündeki itirazı yerine görülmemiştir. Geçerli sözleşmeye dayalı olarak davacının müspet zararını talep etmesi yerindedir. Müspet zarar sözleşmenin hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarardır....
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince, " Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. hükmü mevcuttur. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin hukuka aykırı eyleminden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüştürülmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar....
Tarafların sözleşmeyle üstlendiği borcun hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hâlinde ifa etmeme sonucu meydana gelir. Borcun ifa edilmemesi hâli, somut olayda sözleşme tarihinde yürürlükte olan TBK'nın 112 ilâ 126 ncı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür” (TBK md.112). Esas itibariyle zarar, mal varlığında meydana gelen eksilmedir; fakat bu eksilme sahibinin iradesi dışında veya hiç olmazsa rızası bulunmaksızın meydana gelmiş olmadıkça zarar sayılmaz (Türk Hukuk Lûgatı: Türk Hukuk Kurumu, Ankara 2021, C. I, s. 1247). Türk Borçlar Kanununun 112 nci maddesi kapsamında tazmini istenilen yani sözleşmeden doğan zarar, müspet yahut menfi zarar olabilir. Müspet zarar; borçlu, edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır....
Sayılı dosyasında tescilli markanın haksız kullanımı nedeniyle, ilgili şirket aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtığı, açılmış olan maddi ve manevi tazminat talepli davada, davalının 29.11.2007 tarihli celseye mazeretsiz olarak katılmadığı ve dosyanın işlemden kaldırıldığı, Afyonkarahisar 1....
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden ./.. .... dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir...” hükmü bulunmaktadır. Bu hükümde borçlunun temerrüdü halinde alacaklının hakları düzenlenmiş olup, buna göre borçlunun temerrüdü halinde alacaklı sözleşmeden dönme yolunu tercih etmiş ise, sözleşmenin hükümsüzlüğü nedeniyle doğan zararını (menfi zarar) isteyemez....