DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davayı açma sebebinin abisinin muhtaç kalacağı ileriki yıllarda sahipsiz kalma kaygısı olduğunu, abisi hayattayken mal varlığının takip edilsin, planlı hareket edilsin, takip edilsin ki mağdur olmasın istediğini ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, Türk Medeni Kanunu 405. ve 406.maddeleri gereğince T4 akıl hastalığı ve savurganlık nedenlerine dayalı kısıtlanması istemine ilişkindir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır....
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat( sürekli bakım gideri) istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 16.03.2013 günü saat 01:00 sıralarında, kazadan 59 dakika sonra yapılan ölçümünde 2,65 pramil alkollü olduğu tespit edilen sürücü ...'nın sevk ve idaresindeki, kendi adına tescilli, ZMS sigorta poliçesiz, ... ve davacı ...'...
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat( sürekli bakım gideri) istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır....
Belediye Başkanı olan sanığın, belediye adına fakir ve muhtaç çocuklara yardım yapılması amacıyla belediye encümeni tarafından alınmış herhangi bir karar olmadığı halde, böyle bir karar varmış gibi belediye başkanlık mührünün ve belediye başkanı sıfatıyla kendi imzasının bulunduğu bir evrak düzenleyerek tanık O.. D..'den 5.000 adet battaniye alımı yaptıktan sonra belediye bütçesinin müsait olmadığını söyleyerek herhangi bir ödeme yapmadığı gibi bu battaniyeleri yardım amacıyla dağıtmayıp kendi menfaatine kullandığının iddia edildiği olayda; 1-Sanığın belediye encümen kararı olmadan belediye başkanı olmasının sağladığı kolaylıkla, kamu kurumu olan belediyeye ait mührü kullanarak hileli hareketlerle menfaat temin ettiğinin anlaşılması, Y.. Belediye Başkanlığı'nın 01/10/2012 tarihli yazısı ile söz konusu battaniyelerin Y.....
E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, daha öncesinde taraflar arasında ticaretin süre geldiğini, davalı şirketin kullanmakta olduğu e-mail den gelen talep ve yardıma muhtaç bu ailelerin bilgilerini içeren listeye istinaden davacı şirketin giydirme işlemi yaptığını ve davalı dernekten davacı şirkete ödemeler yapıldığını belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İncelenen dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)" davasıdır. Dava konusu uyuşmazlık davacı şirketin davalı ... adına düzenlemiş olduğu fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine Davalı Derneğin itirazı üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. 6102 Sayılı T.T.K.'...
durumda olduğunun davalıya defalarca bildirildiğini ancak davalının herhangi bir girişimde bulunmadığını ve çağrıları cevapsız bıraktığını belirterek açılan davanın kabulü ile müvekkilinin yoksul ve muhtaç durumunda bulunduğunun kabul edilerek davalı tarafından müvekkiline aylık 2.000,00 TL yardım nafakası ödenmesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 334 ila 340.maddelerinde düzenlendiği üzere adli yardım, fakir bir kimsenin bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda bu mali külfetten geçici olarak muaf tutulmasıdır. 6100 sayılı Kanun'un 336/3.maddesine göre adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a yapılacağı, 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebileceği; böylece, temyiz aşamasında adli yardım talebi hakkında karar verme yetkisinin Yargıtay'a ait olacağı düzenlenmiştir. ../.. Öte yandan; aynı kanunun 336/2.maddesi hükmü gereğince; adli yardım talebinde bulunan kişinin iddiasının özeti ile birlikte iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır....
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kızı olan davalıya 250 TL yardım nafakası ödediğini, davalının çalıştığını, davalının anne ve kardeşi ile yaşadığını, yardıma muhtaç olmadığını, davacının mağdur olduğunu, emekli olduğunu, evli ve çocuklu olduğunu, borcu bulunduğunu belirterek, yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının yoksul olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır....
TMK'nun 364. maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”Yine aynı kanunun 365. maddesinin 2. fıkrasında; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almıştır.Hukuk Genel Kurulunun 7.6.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında da; ":...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların" yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....