Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet olunan vekili, faiz hesabının ihalenin kesinleştiği tarihe göre yapılması gerektiğini, icra dosyası kapsamında hesaplanan faizinde taraflar arasında kararlaştırılan faiz olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, icra müdürlüğünce ihalenin kesinleşme tarihine göre faiz hesaplanmasının doğru olduğu, yargılama sırasında şikayetçi vekilinin sonradan yaptırılan takip dosya hesabına itirazının bulunmadığının belirttiği, bu nedenle sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

    Takipte alacak kalemlerinin tek tek gösterilmesi ve faiz talebinin de yine ilama uygun olarak istenilmesi gerekir. Somut olayda borçlu, ilama aykırı olarak fahiş faiz talebinde bulunulduğu hususunuda şikayet konusu yapmıştır. Mahkemece şikayetin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken faiz şikayeti yönünden de süre aşımı nedeniyle şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Faize faiz yürütülmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün değildir. 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesinde kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK'nun ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir. Bu madde kapsamında değerlendirilebilecek olan kapitale dönüşen faiz alacağı, ancak paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabilir....

        ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, ilamlı icra takibinde USD alacağına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarının fahiş ve hatalı olduğunu, hatalı kur üzerinden TL'ye çevrildiğini, takip tarihine kadar işletilen %6,20 faiz oranının Devlet bankalarının USD cinsinden dövize fiilen uyguladıkları bir yılık mevduata ilişkin en yüksek faiz oranının çok üzerinde olduğunu, kademeli faiz uygulanmadığını, ayrıca takip tarihinden sonraki dönem için talep edilen %6,20 faiz oranının çok yüksek olduğunu, tahsiline hükmedilen 10.113.390,02 ABD Doları ve faizi olarak hesaplanan 6.613.976,99 ABD Doları toplamı olan 16.727.367,01 ABD dolarının 22.05.2019 tarihli efektif satış kuru olan 6,0963 TL karşılığında Türk Lirasına çevrildiğini, ancak ödeme emrinin düzenlenme tarihi 27.05.2019 günü kurun 6,0660; bir önceki iş günü olan 24.05.2019 günü kurun ise 6,0857 TL olduğunu, ödeme emrine hatalı şekilde esas alınan kur daha yüksek olup esas alınması gereken kurların ise daha düşük olduğunu...

          Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının, takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı, ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir....

            Alacaklı her ne kadar takipte tellallık sözleşmesine dayanmış olup, sözleşmede faiz şartı var ise de alacaklı takip talebinde sözleşme uyarınca faiz talep etmediğinden ve işleyecek faizin oranı ve türünü belirtmediğinden, takip tarihinden sonrası için alacağa 3095 Sayılı Yasanın 2/1.maddesi uyarınca yasal faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanması gerekir. Borçlu tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile hakkında genel haciz yolu ile yapılan takipte, takip sonrası herhangi bir oran ve cins üzerinden faiz talebinde bulunulmadığından takip sonrası faizin tamamen iptali ile alacaklıya ödenen fazla miktarın iadesine, 14.08.2012 tarihli bakiye borç hesabının iptaline mümkün olmaması halinde faiz oranının tenkisine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır....

              SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet olunan .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün şikayet olunan ..... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, takibe dayanak mahkeme ilamın konusunun kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası olduğunu, bu tür davalarda işleyecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, ancak davalı tarafca takipte ilamın kesinleşme tarihinden sonra kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin işletilmesi talebinde bulunulduğunu belirterek ilama aykırı talep edilen faizin iptali ile ilama uygun olarak yeniden icra emri gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma davalarında kararın kesinleşmesinden itibaren kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. III....

                  Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 1- Şikayet dilekçesinde; borçlular vekilince şikayetçi olarak yer verilen .....Av. ...’yı vekil tayin ettiğine ilişkin vekaletname dosya kapsımında bulunmadığı gibi; borçlular vekili 11.09.2014 tarihli dilekçesi ile “....” isminde bir vekiledeni bulunmadığını da bildirmiştir. Bu halde Mahkemece, bu şirket lehine de olacak şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. 2- HGK'nun 20.09.2006 tarih, 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere Mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır....

                    YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, icra takibinde asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz talep edildiğini, icra müdürlüğünce de uyap üzerinden aynı talep kopyalanarak icra emrinin davacı borçluya tebliğ edildiğini, davacı tarafından tehiri icra işlemi sırasında teminat miktarının tespitinde asıl alacak yerine hatalı olarak 31.179,52 TL takip çıkışına takip tarihinden itibaren 90 günlük işlemiş faiz hesabı yapıldığını, davacı tarafından icra müdürlüğünden bu hususun düzeltilmesi talep edilebilecekken doğrudan icra mahkemesinde şikayette bulunulduğunu, kaldı ki taraflarınca bu hususta talep açıldığını ve hesaplamanın düzeltildiğini, davanın konusuz kaldığını, davacının öncelikle hesap hatasının düzeltilmesini icra memurundan talep etmesi, reddi halinde şikayet hakkını kullanması gerekirken doğrudan şikayet hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, şikayet hakkı için yasal koşulların esas itibarı ile oluşmadığını...

                    UYAP Entegrasyonu