HGK'nun 20.09.2006 tarih, 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere mahkemece yapılacak iş; kıdem tazminatı, fazla mesai ücret alacağı ve genel tatil ücreti alacağı yönünden, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır. Somut olayda mahkemece yukarıda bildirilen ilkeler ışığında, taraflara banka ismi bildirmeleri için süre verilmesi, her iki tarafın da bildirdiği tüm bankalardan faiz oranları getirtilerek yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken hatalı uygulama ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir SONUÇ:Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve HMK'nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK'nun 388/4....
Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla bahsi geçen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret yönünden dikkate alınmaz. Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda ücret alacağı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı alacak için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz....
Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verildiğinden, söz konusu faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı mahkemece kendiliğinden denetlenmelidir. Bankaların belli dönemlerde T.C. ... Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı fiilen uygulanmış olmadıkça ücret yönünden dikkate alınmamalıdır. Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda ücret alacağı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıdır. Aynı alacak için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz....
Şirketi'nden ... 8.İcra Müdürlüğü ... esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle, 229.956,90 TL Taksitli Kredi asıl alacağı, 6.898,71 TL İşlemiş Faiz ve 344,94 TL Gider Vergisi, 169.521,43 TL Taksitli Kredi asıl alacağı, 5.085,64 TL İşlemiş Faiz ve 254,28 TL Gider Vergisi, 21.574,46 TL Ticari Kredili Mevduat Hesabı asıl alacağı, 434,94 TL İşlemiş Faiz, 21,75 TL Gider Vergisi ve 713,68 TL İhtarname masrafı tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla toplam 434.806,73 TL alacağının hesaplandığı, takibin bu tutar üzerinden devamının gerektiği, davacı Bankanın Davalı ...’den İstanbul 8.İcra Müdürlüğü 2019/14941 esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle, 229.956,90 TL Taksitli Kredi asıl alacağı, 2.373,16 TL İşlemiş Faiz ve 118,66 TL Gider Vergisi, 169.521,43 TL Taksitli Kredi asıl alacağı, 2.237,68 TL İşlemiş Faiz ve 111,88 TL Gider Vergisi, 21.574,46 TL Ticari Kredili Mevduat Hesabı asıl alacağı, 388,34 TL İşlemiş faiz, 19,42 TL gider vergisi ve 713,68 TL İhtarname masrafı tahsilde tekerrür...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Asıl dava, süresinde ödenmeyen yaşlılık aylıkları nedeni ile faiz alacağı, birleşen dava ise süresinde ödenmeyen ölüm aylıkları nedeni ile faiz alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece asıl alacağın dava sırasında 27.3.2009 tarihinde ödenmiş olması nedeniyle,itirazın iptali ile takibin faiz alacağı için devamına karar verilmiştir. Faiz alacağı yönünden,sulhnamenin onaylandığı tarihten itibaren 3 ay içinde belirlenen zararın karşılanması gerektiği,davalı idarenin 3 aylık sürenin sonunda 25.4.2008 tarihinde temerrüte düştüğü,bu tarihten itibaren asıl alacağa faiz işleyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 5233 sayılı kanunun 13.maddesinde sulhnamede belirlenen zararlar, sulhnamenin imzalanmasından sonra valinin onayı üzerine ifa tarzına göre Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten üç ay içerisinde karşılanacağı düzenlenmiştir.5233 sayılı kanunun 13.maddesinde belirtilen bu süre düzenleyici bir süre olup alacağı muaccel hale getirir. Ancak davalının temerrüte düşmesi için BK 101.maddesi gereğince ayrıca temerrüt ihtarı gerekir. Davacı Borçlar Kanunu 101.maddesi hükmüne göre davalıyı temerrüde düşürmemiştir....
Öncelikle temerrüdün varlığı karşısında talep de gözetilerek faiz başlangıcının temerrüt tarihi olduğu kuşkusuzdur ve mahkemece ücret ve ikramiye fark alacakları bakımından temerrüt - ıslah ayrımına gidilmesi hatalıdır. Hüküm altına alınan ücret fark alacağı bakımından her ay için fark alacağı ayrı ayrı belirlenip ait olduğu ayı takip eden ayın 1. gününden itibaren faize hükmedilmelidir. Keza ikramiye fark alacağı yönünden de yılda iki defa Ocak ve Temmuz aylarının onbeşinde ödeme kararlaştırıldığından hesap dönemine ait her yılın 15 Ocak ve 15 Temmuz tarihleri temerrüt dolayısıyla faiz başlangıç tarihleridir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde hem ücret farkı alacağı hesaplanırken hem ikramiye fark alacağı hesaplanırken ödeme miktarlarının ait olduğu dönemden değil toplam miktardan düşüldüğü görülmektedir. Bu durumda yukarıda açıklanan ayrıştırmanın yapılması mümkün değildir....
yanında, Borçlar Kanununun 104/son maddesi gereğince faize faiz yürütülmemek koşuluyla, anılan kararın kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar hesaplanacak işlemiş faiz alacağının da ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, davacının dava dilekçesinde, işlemiş faiz alacağı ile birlikte hesap etmiş olduğu toplam alacağından, ödenen miktarların mahsubundan sonra kalan 5.155.230.000 TL’nin faiziyle birlikte ödetilmesini istemiş olduğu, dolayısıyla talep miktarı olan 5.155.230.000 TL’nin içinde işlemiş faiz alacağının da bulunduğu gözardı edilerek, davacının işlemiş faiz talebi olmadığından bahisle bu talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
maddi tazminat alacağı), 21.810,37 TL asıl alacak işlemiş faizi, 5.555,20 TL asıl alacak... manevi tazminat alacağı), 13.907,44 TL asıl alacak işlemiş faizi, 1.482,55 TL asıl alacak (... maddi tazminat alacağı), 3.711,56 TL asıl alacak işlemiş faizi, 6.944,00 TL asıl alacak (... manevi tazminat alacağı), 17.384,30 TL asıl alacak işlemiş faizi, 2.235,10 TL vekalet ücreti, 65,38 TL vekalet ücreti işlemiş faizi, 831,64 TL yargılama gideri, 24,33 TL yargılama gideri işlemiş faizi, toplam: 82.663,82 TL şeklinde olduğu anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi'nin 10.12.2014 gün ve 2014/15922 Esas, 2014/29444 Karar sayılı ilamı ile "belirlenen kamulaştırma bedeline 12.09.2012 tarihinden, karar tarihi olan 20.02.2014 gününe kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesine "sözcükleri eklenerek Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20.02.2014 gün ve 2012/180 Esas-168 Karar sayılı kararının onandığı görülmektedir. İcra takibinin ise ilama eklenen bu faiz alacağı asıl alacağa eklenerek 21.000,00 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı görülmektedir. Takip konusu ilamda belirtilen 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesini değiştiren 6459 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince işletilen kanuni faiz ilamda belirtilen asıl alacağa eklenemez. Faiz alacağı olarak ayrıca istenebilir ise de faiz alacağına faiz istenilemeyeceğinden bu alacağa faiz hesaplanması mümkün değildir....