Vergi Mahkemesinde görülen 2021/622 Esas sayılı davada fazladan ödenen vergilerin tecil faiziyle iadesine hükmedildiğini, mezkur ilamın takibe konulduğunu, icra takibine dayanak ilamın tespit niteliğinde olduğunu, icra edilebilir likit bir alacağı içermediğini, ilamlı icra takibine dayanak ilamda yargılama gideri ve avukatlık ücreti haricinde likit bir alacağa hükmedilmediğini, şikayete konu ilamlı icra takibinin likit alacak içermeyen ilama dayanan kısmının iptali gerektiğini, takibin iptaline dair itirazları kabul edilmediği taktirde asıl alacağa bağlı var olduğu iddia edilen tecil faizinin alacaklı tarafından hangi tarihler aralığında hesaplandığına, faizin başlangıç ve bitiş tarihlerine, gümrük vergileri ve Kdv'nin alacaklı tarafından ne zaman tahsil edildiğine dair takip talebi ve icra emrinde açıklayıcı bir bilgi ve ifade bulunmaması ve ödeme emrinde işlemiş faiz alacağı olan tutara faiz işletilmesi nedeniyle de takibin iptali gerektiğini belirterek icra takibinin ilam faiz alacağı...
Vergi Mahkemesinde görülen 2021/570 Esas sayılı davada fazladan ödenen vergilerin tecil faiziyle iadesine hükmedildiğini, mezkur ilamın takibe konulduğunu, icra takibine dayanak ilamın tespit niteliğinde olduğunu, icra edilebilir likit bir alacağı içermediğini, ilamlı icra takibine dayanak ilamda yargılama gideri ve avukatlık ücreti haricinde likit bir alacağa hükmedilmediğini, şikayete konu ilamlı icra takibinin likit alacak içermeyen ilama dayanan kısmının iptali gerektiğini, takibin iptaline dair itirazları kabul edilmediği taktirde asıl alacağa bağlı var olduğu iddia edilen tecil faizinin alacaklı tarafından hangi tarihler aralığında hesaplandığına, faizin başlangıç ve bitiş tarihlerine, gümrük vergileri ve Kdv'nin alacaklı tarafından ne zaman tahsil edildiğine dair takip talebi ve icra emrinde açıklayıcı bir bilgi ve ifade bulunmaması ve ödeme emrinde işlemiş faiz alacağı olan tutara faiz işletilmesi nedeniyle de takibin iptali gerektiğini belirterek icra takibinin ilam faiz alacağı...
TTK'nın ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir. Bu madde kapsamında değerlendirilebilecek olan kapitale dönüşen faiz alacağı, ancak paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabilir. Dava konusu icra takibine dayanak ilamda belirtilen kamulaştırma bedeli tespit davasında işletilen kanuni faiz alacağı ayrıca istenebilir ise de, bu alacağa faiz hesaplanması mümkün olmadığından, icra emrinde 439.522,69 TL işlemiş faiz alacağı için takip tarihinden itibaren istenilen yasal faizin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir....
Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır. Somut olayda, davalı kooperatif genel kurullarında ödemelerde gecikme halinde aylık %10 faiz uygulanacağı kararlaştırılmış olduğu, fakat mahkemece, işlemiş faiz miktarını yasal faize göre hesap eden bilirkişi raporuna itibar edilerek, işleyecek faiz oranı da yasal faiz olarak kabul edilmiştir....
alacağı, harç alacağı kesinleşmiş olduğundan bahisle faiz hesaplaması yapıldığını, raporda bilirkişi tarafından faiz hesabının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararında hangi gerekçe ile sonuca ulaşıldığına dair herhangi bir açıklama da getirilmediğini, vekalet ücreti yargılama giderlerinden olmadığını beyanla kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
alacağı, harç alacağı kesinleşmiş olduğundan bahisle faiz hesaplaması yapıldığını, raporda bilirkişi tarafından faiz hesabının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararında hangi gerekçe ile sonuca ulaşıldığına dair herhangi bir açıklama da getirilmediğini, vekalet ücreti yargılama giderlerinden olmadığını beyanla kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, taşınmaz nedeniyle katkı payı alacağı; araç nedeniyle artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239/3.maddesi hükmüne göre; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütülür. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarihtir. Katkı payı alacağına da dava ve ıslah tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağı ve katkı payı alacağının toplam miktarına göre karar tarihinden itibaren faiz hükmedildiği, alacağın 5.958.52 TL'sinin katkı payı alacağı kalan 11.500,00 TL'sinin de katılma alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde talep edilen 3.000,00 TL nin hangi kalem için ne kadar olduğu açıklanmamamış ve Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma da yapılmamıştır....
İşçinin faiz konusundaki talebini “yasal faiz” olarak adlandırmış olması 4857 sayılı Kanunun 34. maddesinin uygulanmasına engel olmayıp, işçinin bu talebinin bahsi geçen özel faize yönelik olduğunun değerlendirilmesi gerekir. Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırılmış ise, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar. Ücret alacağı için özel banka-kamu bankası ayrımı yapılmaksızın mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının belirlenmesi gerekir. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verildiğinden, söz konusu faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı mahkemece kendiliğinden denetlenmelidir. Bankaların belli dönemlerde T.C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı fiilen uygulanmış olmadıkça ücret yönünden dikkate alınmamalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2020/6759 Esas sayılı dosyasından girişilen ilamlı icra takibinde, takibe konu icra emrinde Kıdem Tazminatı ve Prim Alacağı için uygulanan faiz oranının açıkça belirtilmediğini, icra emrinde yer alan alacak kalemlerine uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürerek, icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ,"....tarafların ve mahkemenin denetimine açık, usul ve yasaya uygun 19/04/2021 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda; şikayetin kabulü ile İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2020/6759 Esas sayılı icra dosyasındaki 03/03/2020 tarihli icra emrinde yer alan kıdem tazminatı alacağı için talep edilebilecek işlemiş faizin 14.305,84- TL, prim alacağı için talep edilebilir işlemiş faizin 247.759,19- TL olduğunun tespitine " karar verilmiştir....
Mahkemece bu alacaklara "yasal faiz" talep edildiğinin gözetilmesi yerinde ise de; talebin kanuni faiz türünü aşamayacağı dikkate alındığında bu alacak kalemlerine "en yüksek mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz " yürütülmesi gerekmektedir. 4- Ayrıca; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 4.550,00 TL yıllık ücretli izin alacağı bulunduğu hesaplanmış olup davacı yan, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle dava ve ıslah dilekçesi ile birlikte toplam 4.500,00 TL yıllık ücretli izin alacağı talep etmiştir. Mahkemece bu alacak kalemi bakımından bilirkişi raporunda hesaplanan fazlaya ilişkin miktarın talep hakkının saklı olduğunun belirtilmemesi infazda tereddüt yaratır mahiyette olduğundan doğru bulunmamıştır. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....