Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davacının her üç alacağı yönünden işlemiş faiz alacağı da hesaplanarak hüküm altına alınmış ise de davacı tarafça işlemiş faiz alacak kalemleri bakımından dava dilekçesinde herhangi bir talep miktarı belirtilmemiş ve dava açarken harç da yatırılmamıştır.Ayrıca davacının ıslah dilekçesi ile yapmış olduğu işlemiş faiz alacağı taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak değerlendirilemeyeceği de dikkate alındığında; söz konusu işlemiş faiz alacağı taleplerine ilişkin usulünce açılmış bir dava bulunmamasına karşın işlemiş faiz hesaplanarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir....

    -K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatifin üyeliğinden istifa eden müvekkiline 29.06.2008 tarihinde muaccel hale gelen anapara alacağının ödendiğini, ancak işlemiş faizinin ödenmediğini ileri sürerek 8.606.00 TL faiz alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının asıl alacağın tahsili sırasında faiz alacağı ile ilgili ihtirazı kayıt koymadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair...8. Aile Mahkemesinden verilen 14.12.2009 gün ve 82/1057 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı ... ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı -karşı davalı vekili özetle; evlilik birliği içinde edinilen mallardan dolayı vekil edeninin alacağı olduğunu açıklayarak 11176 TL katılma alacağı ve 1000 TL değer artış payının davalı – karşı davacıdan yasal faiziyle birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili, ilk davanın reddine ancak, 10000 TL katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara , toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine, 2- İlave tediye alacağı yasadan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir. Toplu iş sözleşmelerinde bulunan, 6772 sayılı Yasa maddesinin tekrarından ibaret hükümler, alacağın dayanağının ilgili Yasa olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden, bu durumlarda dahi yasal faize karar verilmelidir. Somut olayda , mahkemece ilave tediye alacağı için yasal faiz yerine en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesine karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.nun geçici 3/1.maddesi yollaması ile HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          Davacı alacaklı 23.12.2013 tarihinde başlattığı icra takibinde 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait ödenmeyen 14.300-TL kira alacağı ile 1.400-TL bakiye kira alacağı ve 2.139,30-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.839,30-TL'nin tahsilini talep etmiştir. Borçlu süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde borcun 8.565-TL'lik kısmını kabul ederek kalan kısma ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. İtirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle açılan işbu davada, davacı vekilinin 14.10.2014 tarihli duruşmada; takibe konu kira alacaklarından 2013 yılı ve öncesi kira bedellerinden 3.900-TL alacağı kaldığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; davacının bu beyanı dikkate alınarak 3.900-TL kira alacağı ve buna göre hesap edilecek işlemiş faiz alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde işlemiş faiz belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

            C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin dava dilekçesinde, dava tarihi itibari ile müvekkilinin alacağı kıdem tazminatı, ikramiye, izin ve bayram tatili alacağını 63.000,00 TL olarak sınırladığı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı ve yapılan ödemelerin 63.000,00 TL yi geçtiği anlaşıldığından davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı süresi içersinde davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Davacının ihtarname keşide ettiği ve dava dilekçesinde faiz talep ettiği görülmekte olup dava oknusu alacakların kısmen dava açıldıktan sonra ödendiği göz önüne alındığında bu alacaklar yönünden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması doğru ise de faiz talebiyle ilgili karar verilmemesi hatalıdır....

              SONUÇ.Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 3.paragrafındaki “Aylıklara tekabül edecek faiz talep hakkının saklı tutulması istenilmiş ise de prim ödeme tarihi ve aylık bağlama tarihi dikkate alınarak saklı tutulacak faiz alacağı olmadığından bu talebin reddine, ” sözcüklerinin silinerek yerine “Aylıklara ilişkin faiz hakkının saklı tutulmasına” sözcüklerinin yazılarak hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya yükletilmesine 28/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Müdürlüğünün 2013/13392 Esas sayılı dosyasıyla 77.128,00 TL asıl alacak, 47.886,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 125.014,98 TL miktarlı takip başlattığını, kooperatifin ....639,73 TL asıl alacak, ....724,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.363,73 TL'lik kısmına itiraz ettiğini, itiraz etmediği miktarı takip dosyasına yatırmadığı, kısmi itirazının haksız olduğunu belirterek davalının itirazının iptalini, takibin devamını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi heyetinden aldırılan kök rapor ve ek rapor dikkate alındığında davalı borçlunun asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı yönünden takibe yapmış olduğu kısmi itirazının kısmen haklı olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalı borçlu kooperatiften 68.149,98 TL asıl alacak, 37.523,50 TL işlemiş faiz alacağı olduğu subut bulduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, ... ... ..........

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/176 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı ve yapılan inceleme neticesinde takibin 38.832,20 TL üzerinden devamına karar verildiği ve bu kararında Dairemizin denetiminden geçerek 2013/ 15350-17802 E/K sayılı ilamı ile onandığı, böylelikle davacının davalı idareden 39.332,80 TL toplam alacağı olduğu kesinleşmiştir. Davacı vekilinin; ... İcra Müdürlüğünün 2011/3481 Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu 05.05.2014 tarihli dilekçesinde, icra dosyasına yapılan ödemeleri öncelikle işlemiş faize mahsuben aldığını, fazlaya ilişkin asıl ve ferileri hakkında haklarını saklı tuttuğunu beyan ettiği de gözetildiğinde, Borçlar Kanununun 113/2. maddesi uyarınca asıl borcun fer'isi olan faiz alacağı ile ilgili olarak davacı vekili tarafından icra takibi sonucu yapılan ödeme sırasında eksik ödenen faiz alacağını saklı tuttuğu anlaşıldığından, davacı yanın bağımsız dava ile faiz talep etme hakkı vardır....

                    .-2013/496 K.sayılı ilamında "Alacaklının, Borçlar Kanunu'nun 83 ve TTK.nun 623.maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir. Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde: Alacaklının dava dilekçesinde alacağı yabancı para olarak gösterdiği ve toplam yabancı para alacağının faiziyle birlikte tahsilini istediği, bu haliyle fiili ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu