Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2011/3863 Esas sayılı dosyasında takip konusu yaptıktan ve dosya infaz edildikten sonra faizin en yüksek mevduat faiz oranı yerine yasal faiz olarak hesaplanmasından kaynaklı faiz farkı alacağı ./. 2014/15507-17540 -2- doğduğu gerekçesiyle aynı ilam ile bu kez .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/1363 Esas sayılı dosyasından ilamlı takip başlatmıştır. İkinci takip, aynı ilama dayanmakta ise de; takibin konusu faiz farkı alacağı olduğundan mükerrer takipten bahsedilemez....

    TTK'nın ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir. Bu madde kapsamında değerlendirilebilecek olan kapitale dönüşen faiz alacağı, ancak paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabilir. Dava konusu icra takibine dayanak ilamda belirtilen kamulaştırma bedeli tespit davasında işletilen kanuni faiz alacağı ayrıca istenebilir ise de, bu alacağa faiz hesaplanması mümkün olmadığından, icra emrinde 439.522,69 TL işlemiş faiz alacağı için takip tarihinden itibaren istenilen yasal faizin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir....

    Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır. Somut olayda, davalı kooperatif genel kurullarında ödemelerde gecikme halinde aylık %10 faiz uygulanacağı kararlaştırılmış olduğu, fakat mahkemece, işlemiş faiz miktarını yasal faize göre hesap eden bilirkişi raporuna itibar edilerek, işleyecek faiz oranı da yasal faiz olarak kabul edilmiştir....

      Ücretin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanması halinde 6356 sayılı Kanun'un 53/2. maddesi uyarınca, uygulanması gereken faiz en yüksek işletme kredisi faizi olmalıdır. Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırılmış ise, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar. Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda ücret alacağı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır....

        Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır. Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir. Somut olayda davacı, dava dilekçesinde kıdem tazminatına yasal faiz işletilmesini istemiş ıslah dilekçesinde de faiz yönünden talebini korumuştur. Mahkemece, kıdem tazminatı alacağının en yüksek mevduat faiziyle hüküm altına alınmış olması hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş, taleple bağlılık ilkesi gereği kıdem tazminatının, yasal faiz oranını geçmemek kaydıyla en yüksek mevduat faiziyle birlikte hüküm altına alınmasından ibarettir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Vergi Mahkemesinde görülen 2021/622 Esas sayılı davada fazladan ödenen vergilerin tecil faiziyle iadesine hükmedildiğini, mezkur ilamın takibe konulduğunu, icra takibine dayanak ilamın tespit niteliğinde olduğunu, icra edilebilir likit bir alacağı içermediğini, ilamlı icra takibine dayanak ilamda yargılama gideri ve avukatlık ücreti haricinde likit bir alacağa hükmedilmediğini, şikayete konu ilamlı icra takibinin likit alacak içermeyen ilama dayanan kısmının iptali gerektiğini, takibin iptaline dair itirazları kabul edilmediği taktirde asıl alacağa bağlı var olduğu iddia edilen tecil faizinin alacaklı tarafından hangi tarihler aralığında hesaplandığına, faizin başlangıç ve bitiş tarihlerine, gümrük vergileri ve Kdv'nin alacaklı tarafından ne zaman tahsil edildiğine dair takip talebi ve icra emrinde açıklayıcı bir bilgi ve ifade bulunmaması ve ödeme emrinde işlemiş faiz alacağı olan tutara faiz işletilmesi nedeniyle de takibin iptali gerektiğini belirterek icra takibinin ilam faiz alacağı...

          Vergi Mahkemesinde görülen 2021/570 Esas sayılı davada fazladan ödenen vergilerin tecil faiziyle iadesine hükmedildiğini, mezkur ilamın takibe konulduğunu, icra takibine dayanak ilamın tespit niteliğinde olduğunu, icra edilebilir likit bir alacağı içermediğini, ilamlı icra takibine dayanak ilamda yargılama gideri ve avukatlık ücreti haricinde likit bir alacağa hükmedilmediğini, şikayete konu ilamlı icra takibinin likit alacak içermeyen ilama dayanan kısmının iptali gerektiğini, takibin iptaline dair itirazları kabul edilmediği taktirde asıl alacağa bağlı var olduğu iddia edilen tecil faizinin alacaklı tarafından hangi tarihler aralığında hesaplandığına, faizin başlangıç ve bitiş tarihlerine, gümrük vergileri ve Kdv'nin alacaklı tarafından ne zaman tahsil edildiğine dair takip talebi ve icra emrinde açıklayıcı bir bilgi ve ifade bulunmaması ve ödeme emrinde işlemiş faiz alacağı olan tutara faiz işletilmesi nedeniyle de takibin iptali gerektiğini belirterek icra takibinin ilam faiz alacağı...

          SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının, (1-a.) ve (1-b.) bentlerinin tamamen çıkarılarak yerine: " 1- a)Net bakiye kıdem tazminatı alacağı 3.491,10 TL'nin, 100,00 TL'sinin iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 03.11.2004 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla ile birlikte, bakiye 3.391,10 TL'sinin ise ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olması dikkate alınarak faiz yürütülmeksizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b-)Net ihbar tazminatı alacağı 1.118,50 TL'nin, 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 11.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte, bakiye 1.018,50 TL'sinin ise ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olması dikkate alınarak faiz yürütülmeksizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İşçinin faiz konusundaki talebini “yasal faiz” olarak adlandırmış olması 4857 sayılı Kanunun 34. maddesinin uygulanmasına engel olmayıp, işçinin bu talebinin bahsi geçen özel faize yönelik olduğunun değerlendirilmesi gerekir. Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırılmış ise, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar. Ücret alacağı için özel banka-kamu bankası ayrımı yapılmaksızın mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının belirlenmesi gerekir. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verildiğinden, söz konusu faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı mahkemece kendiliğinden denetlenmelidir. Bankaların belli dönemlerde T.C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı fiilen uygulanmış olmadıkça ücret yönünden dikkate alınmamalıdır....

              İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, taşınmaz nedeniyle katkı payı alacağı; araç nedeniyle artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239/3.maddesi hükmüne göre; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütülür. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarihtir. Katkı payı alacağına da dava ve ıslah tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağı ve katkı payı alacağının toplam miktarına göre karar tarihinden itibaren faiz hükmedildiği, alacağın 5.958.52 TL'sinin katkı payı alacağı kalan 11.500,00 TL'sinin de katılma alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde talep edilen 3.000,00 TL nin hangi kalem için ne kadar olduğu açıklanmamamış ve Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma da yapılmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu