"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki “Genel Kurul Kararlarının Yokluğunun Tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: Dava, davalı şirketin 23.10.1995 tarihinden itibaren alınmış tüm genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti istemine ilişkin olup, Mahkemece verilen direnme kararı davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 194. maddesi evliliğin genel hükümleri kapsamında yer almakta olup, evlilik birliği devam ettiği sürece uygulanabilecek bir hükümdür. Evliliğin sona ermesiyle ortak konut aile konutu vasfını kaybedeceğinden, bu madde hükmünün uygulama imkanı kalmaz. Davada tarafların kesinleşen boşanma kararıyla davanın konusu kalmadığı gözetilerek konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına kararı vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.Md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkartılıp yerine aynı bent namarası altında "davacı ile davalılardan ...'ın ... 1....
Bu durumda, taraflar arasındaki evlilik birliği ölümle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmıştır. TMY 181/2, boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti için davaya devam etme olanağı tanımıştır. Davacı kocanın mirasçılarının belirlendiği, misrasçıların yaşının küçük olması nedeniyle yargılamaya kayyım nezaretinde devam edildiği anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra davacı kocanın ölmesi nedeni ile evliliğin ölümle sonuçlandığı dikkate alınmadan, asıl ve karşı dava yönünden ret hükmü kurulması isabetli olmamıştır. Evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusunun kalmadığı gözetilerek, boşanma istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Türk Medeni Yasası'nın 181/2 maddesi gereğince kusur yönünden bir karar verilmesi gerekir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı şirketin 25.04.2003 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının yokluğunun tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 364 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme Dosyadaki yazılara ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müdahil vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. V. KARAR Açıklanan sebeplerle; Müdahil vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ye ilişkin kimlik bilgilerinden bahsedildiği, bunun sonucunda kesinleşmiş mahkeme kararına uygun olarak nüfus siciline işlenmiş boşanma olayının; boşanma kararında kimlik bilgileri belirtilmeyen bir başka kişinin nüfus siciline işlenmesine karar verilmesi hukuken mümkün bulunmaması nedeni ile evlilik kaydının taşınması talebinin reddine karar verilmiştir. Dava, nüfusta sağ görünen kişinin ölümünün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1-Dava Cumhuriyet Savcısı tarafından açıldığı halde davaya katılımı sağlanmadan yokluğunda karar verilmesi, 2-Ölüm tarihinin tespitine karar verilen ... ... mirasçılarının davalı sıfatı ile yargılamaya katılımı sağlanmadan, 3-... ...'nin ... ile yaptığı evliliğin ... ... nüfusuna taşınacağı dikkate alınarak olaydan hukuku etkilenecek olan ...'ın sağ ise kendisi, ölü ise mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya dahili sağlanmadan, Kabule göre de; 4-Mahkemece ... ...'...
Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 31.07.1993 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 12.02.2007 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 10.01.1974 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 19.06.2003 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
Kaufbeuren Sulh Hukuk Mahkemesince boşandığını açıklayarak boşanma kararının tenfizini istemişlerdir. Yerel mahkemece tenfiz kararı verilmiş değerli çoğunluk hükmü doğru bulmuştur. Yargıtay, evlilik birliği Türkiye’de açılan bir “boşanma davası” ile sona erdikten sonra tenfiz davası açılamayacağını oybirliği ile kabul etmektedir. Evlilik boşanma ile biterse tenfiz istenemez, ölüm ile biterse istenir görüşünü sergileyen Yargıtay yaman bir çelişkinin içindedir. Sona ermiş bir evliliğin yeniden sonlandırması istenemez. Ölüm ile oluşan haklar sağ eş davalıya 05.08.1996 tarihinde KENDİLİĞİNDEN intikal olmuştur. 17 yıl sonra açılan dava ile ölen erkek eş POST MORTAL BOŞANMA işlemine tabi tutularak dul eş statüsünden boşanmış eş statüsüne geçirilmiştir. Türk Miras Hukukunun 05.08.1996 tarihinde vermiş olduğu haklar 17 yıl sonra geri alınmıştır....
Mahkemece verilen karar davacı erkeğe 14.08.2018 tarihinde, davalı ... mirasçılarına 19.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, tarafların istinaf başvuruları bulunmadığından boşanma hükmünün 08.09.2018 tarihinde kesinleştiğine dair şerh verilmiştir. Davacı erkek vekili; 27.09.2019 tarihli dilekçesi ile evliliğin davalı kadının ölümü nedeniyle sona erdiğini, boşanma davasının konusuz kaldığını, kesinleştirme işleminin hatalı olduğunu belirterek dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 11.10.2019 tarihli ek karar ile davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir. B....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında Konya 3.Aile Mahkemesinin 2019/1961 esas sayılı dosyasında 11/02/2016 tarihinde açılan boşanma davasının reddine karar verilerek, işbu kararın 23/02/2021 tarihinde kesinleştiği, TMK 225.maddesine göre evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesi halinde mal rejiminin boşanma dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sona ereceği, buna göre tarafların halen boşanmadıkları, evliliğin devam ettiği, ortada verilmiş ve kesinleşmiş bir boşanma kararının da olmadığı, davanın reddine dair kararın isabetli olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....