nın, davacının kendi hanesine kayıt ve tescili ile nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine ilişkindir. ...Asliye Hukuk Mahkemesi, talebin soybağı değişikliği sonucunu doğuracağı, bu tür davalara Aile Mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir. .... Aile Mahkemesi ise davacının talebinin, TMK'nun 282 vd. Maddelerinde düzenlenen soybağının kurulmasına dair dava ve taleplere uymadığı,esasen kaydı düzeltilmesi istenen çocuğun soybağına ilşkin bir çekişmenin de bulunmadığı, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup,5490 sayılı Kanun’un 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemelerinde bakılacağından bahisle görevsizlik kararı vermiştir. TMK.nun 282. maddesi gereğince çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile kurulur. Dosya kapsamına göre, davacının oğlu ...ile soybağını hakim hükmü ile kurmak istemesine, davacının talebinin idari işlemle başka bir haneye kaydı yapılan ...'...
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
Tüm bu nedenlerle, davacının resmi olarak evlilik yaptığı dikkate alınarak gerçek durumu yansıtmayan medeni hal kaydının 5490 sayılı NHK 35.maddesi hükmüne göre, mahkemece düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi hukuka ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, "davanın kabulü ile davacının nüfus kaydındaki medeni hal hanesindeki "bekar" kaydının "evli" olarak düzeltilmesine, evlilik vukuatının Eyüp Belediye Başkanlığında düzenlenen 2017/1626 cüzdan kayıt numaralı evlilik cüzdanına esas dayanak belgelere göre nüfusa tesciline", kesin olmak üzere karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Gaziosmanpaşa 2....
Tüm bu nedenlerle, davacının resmi olarak evlilik yaptığı dikkate alınarak gerçek durumu yansıtmayan medeni hal kaydının 5490 sayılı NHK 35.maddesi hükmüne göre, mahkemece düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi hukuka ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, "davanın kabulü ile davacının nüfus kaydındaki medeni hal hanesindeki "bekar" kaydının "evli" olarak düzeltilmesine, evlilik vukuatının Eyüp Belediye Başkanlığında düzenlenen 2017/1626 cüzdan kayıt numaralı evlilik cüzdanına esas dayanak belgelere göre nüfusa tesciline", kesin olmak üzere karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Gaziosmanpaşa 2....
, bu nedenle evliliğin yokluğunun tespiti ve nüfus kaydının buna göre tashihi/nüfustan evlilik kaydının terkini talep etmiştir....
in, kendi annesi ... ile baba bir anne ayrı kardeşi ... arasında olan evlilik kaydının iptali istemiyle açtığı davada, davanın kabulü ile ... ile ... arasındaki evlilik kaydının iptal edilmesinin doğru olup olmadığı, kanun yararına bozma koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Davalı ..., yapılan satışın ihtiyaç sebebiyle gerçekleştiğini, boşanma davasında aleyhine hükmedilen tazminatın ödenebilmesi için satmak zorunda kaldığını, satışın gerçek olup, muvazaa söz konusu olmadığını, kaldı ki davacının ev hanımı olup evlilik boyunca gelir getiren işte çalışmadığını, katkısı bulunmadığını bildirmiş, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satışın gerçek olup muvazaa sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 09.01.2001 tarihinde evlenmişler, 23.09.2009 tarihinde açılan ve kabulle sonuçlanan boşanma davasının 15.07.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği sona ermiştir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.247.md.). Dava, mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesi gereği tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....
Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma ile sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden; davacı erkek ile davalı ...'ın 02.09.2016 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi işlenmesine yönelik dava konusuz kalmıştır. Ne var ki davacı erkek dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın tapu iptal ve davalı eş adına tescili ile aile konutu şerhi konulmasını olmadığı taktirde ise bedelinin ödettirilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 03.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı adına tapuda kayıtlı olan 217 parseldeki 33/2400 payı gerçekte kendisinin satın aldığını ancak isteği üzerine davalı adına tescil edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir....